31 Mayıs 2011 Salı

ÜRETİME FAYDASI OLMAYAN EĞİTİM MESELESİ

                   ÜRETİME   FAYDASI  OLMAYAN  EĞİTİM  MESELESİ

    İnsan oğlu Evrim Teorisine göre, Maymundan beri, İslam öğretisine göre de Adem peygamber den beri eğitim alıyor.
    Eğitimi alabilmek için bir eğiticinin var olması gerekir diyorsunuz, duyuyorum. Maymunu kim eğitti? Dediniz. Maymunculara, pardon evrim teorisine inananlara göre; Doğa en büyük eğitici ve öğreticidir.
    Evrim geçirmiş ve geçirmemiş maymunlar hemen karınlarını doyurmak zorundadırlar, Maymunun annesi doğanın gücü sayesinde yavrusunu hemen emzirir. Kendi karnını da doyurmak için doğa onu eğitmiştir. Kendisine yararlı bitkileri deneme yanılma yöntemiyle de olsa bulur, yer ve beslenir.
    O halde ilk eğitici ve öğretici evrim teorisine göre doğadır ve maymunlara ve tüm canlılara ilk öğrettiği şey karınlarını doyurmanın yoludur.
    
    İslam öğretisine göre ilk yaratılan Adem peygamberimizdir. Ona sunulan da karnını en iyi şekilde doyurabileceği cennet meyveleridir.  Eğitimi ve öğretimi Yüce Allah tarafından yapılmaktadır. Kendisine verilen cüzi irade sayesinde öğretilenlere uyması gerekirken; Havva annemizin Şeytan tarafından yanlış bilgilendirilmesi yasak meyveyi yemesini getirmiştir. Gördüğünüz gibi ilk verilen bilgiler, yani eğitim öğretim karın doyurmaya dairdir.
    Sadece ilk verilen değil, ömürlerinin sonuna kadar verilen eğitim ve öğretimin asıl amacı karın doyurmaya, rahat yaşamaya, güven içinde olmaya dairdir.
  
-- Yüce Allahın öğretisine göre de, Maymunların atalarına göre de Eğitimin ve öğretimin İlk ve en önemli amacı, Üretime hizmet etmelidir diyebiliyor muyuz?
-- Evet diyebiliyoruz.
-- Allah aşkına söyler misiniz o zaman Türk Milli Eğitiminin İlk Öğrenim Kitaplarının hangisinde üretime dair bilgiler var?
--Hangi kitaplardan Türk çocukları üretimin önemini öğrenebiliyor?
--Sizlerce de bizim eğitim ve öğretimimizde yanlış ya da eksikler yok mu?
   Maymunlardan başka, hayvanlar alemine de bir bakalım. Onlarda doğar doğmaz karınlarını doyurmanın eğitimini almış bir şekilde annelerinin göğüslerine saldırıyorlar. Daha sonraki günlerde Yine anneleri ya da babalarının öğrettiği şekilde doymaya çalışıyorlar. İlerleyen zamanlarda yine karınlarını doyuracak yöntemleri öğrenerek hayatta kalabiliyorlar.
   Peki bizler, Eğitim sistemimiz içinde bu kadar hayati önemi olan karın doyurmanın üretimle olabileceğini bilmemize rağmen, üretime dair, çocuklarımıza, gençlerimize neler öğretiyoruz?
   Eğitim sistemimiz de üretime dair neler var?
   Koca bir hiç var.
Çünkü biz artık tüketim toplumu olduk. Krizlerde bile bize “Haydi alışverişe” diye kampanyalar la krizi aşacağımız öğretilmeye çalışıldı. Oysaki üretmeyen insanda alışveriş edecek para ne gezer? İster maymunun torunu olalım, İster Allahın Kulu ne yazık ki hayatta kalabilmek için karnımızı doyurmamız gerekli. Karnımızı doyuracak ürünleri alabilmenin yolu da; Bizim bir şeyler üretmemizi gerekli kılıyor. Mal, Hizmet ya da fikir, ne üretirsek üretelim, onu paraya çevirip karşılığında ihtiyaçlarımızı almamız gerekli.
    Eğitim sistemimiz bu üretim teorisine hizmet etmiyor. Üretime hizmet etmeyen eğitim karın doyurmuyor. Bir yerde yanlış var ki bizi bataklığa doğru sürüklüyor dostlarım.          
             Saygılarımla.                      Mehmet KIZILASLAN 2011-05-30      
  

    

30 Mayıs 2011 Pazartesi

SEÇİLMEK VEKİL OLMAYA YETMEZ

                  SEÇİLMEK     VEKİL    OLMAYA    YETMEZ

    Önümüzde neredeyse 20 gün kaldı Vekillerimizi seçmeye,
 Saygısızlık yapmamak için “Parti başkanlarının emir kullarını” seçmeye demiyorum.
Vekillerimizi diyorum. Her ne kadar bizim vekillerimiz olmasalar da, bu sistem içinde vekilimiz olacaklar.
    Hani fakir, gariban, yoksul, mahkeme kapılarına düştüğünde, adalet sistemimiz bize bir vekil tayin eder ya, aslında o vekilimizi de bizim seçme şansımız yoktur. Fakir olduğumuzdan, yoksul olduğumuzdan, Baroların işaret ettiği bir avukatı bizim haklarımızı savunması için vekil kabul ederiz. Buna mecburuzdur.
    Seçimlerde önseçim yapılan illerde parti merkezi bir vekil adayını sizin seçtiğinizin önüne pat diye koyar.
    Bir çok partide bu yoktur. Vekil adayları bütün marifetlerini gösterirler Genel merkezde, elit büro yöneticileri elemelerden geçirir, Parti padişahı karar verir, “Sizin vekil adaylarınız bunlar” der ve önünüze koyar.
    Elit Büronun sizi işaret etmesi için onların önünde takla atmak dahil, bütün mal varlıklarınızı onların önüne sermeye kadar, her yeteneğinizi gösterirsiniz. Sizi işaret ederler siz vekil adayısınız.
   Dün akşam bir arkadaşımla konuşurken “seçimlere dair yazı yazamıyorum. Dediğimde O arkadaşımda bende yazamıyorum 3 aydır demiş ve devam etmişti.” Aşağıda bahsedeceğim yöntem onun bana aktardığı bir yöntemdir.  Bende kabul ettiğim için sizlere aktarıyorum.
 -  Efendiler Üniversite bitirmiş, hatta bir değil birkaç üniversite bitirmiş bir çok gencimiz Devlet memuru olmak için KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI na tabi olmuyor mu?
 -Evet oluyor.
 -Bu gençlerimiz, en az birkaç kişiyi en çokta on bin kişiyi yönetmiyorlar mı göreve geldiklerinde?
- Evet en fazla On bin kişiyi yönetme şansına sahip oluyorlar.

-Bu vatandaşlarımızı KPS sınavına tabi tutuyoruz da, Neden Yetmiş Milyon İnsanımızı Yönetmeye talip olan Millet Vekili adaylarımızı KPS Sınavına tabi tutmuyoruz?

-Neden Tüm bu KPS Sınavını Başarmış Devlet Memurlarımızın Yönetimine talip olan Millet Vekili Adaylarımızı KPS Sınavına tabi tutmuyoruz?

    Yine Nezaketen Kendisini yenilemiş bu sınavı başaracak Vekil adaylarımızı tenzih ederek sözüme devam ediyorum.
    Partilerin başındaki demokrasi havarisi!.. ve fakat parti İmparatoru, padişahı  Liderlerin işaret ettikleri; KPS Sınavını başaracağından emin olmadığımız, kendisini hiç yenilememiş, Parti Elit Bürosunun ve parti başkanlarının önünde marifetlerini sergilemekten başka yeteneği olduğunu düşünmediğimiz Güruha neden oylarımızla Vekilimiz yapalım ki?
   Efendiler bunlar yetmez.
   Herhangi bir Devlet Dairesinin kapısında güvenliği sağlayacak gencimize, Küçük bir dairede üç kişinin başındaki Müdüre Belli sınavlardan geçirerek bulunduğu göreve getiriyorsak; Yetmiş Milyon İnsanımız ve bunların Hakkını, Hukukunu korumaya talip Vekil Adaylarımızı da KPS Sınavına tabi tutmamız gerekmez mi?  
   Bakalım Kaçı Bu Sınavı Kazanırdı, ne dersiniz yapalım mı sınav?
           Saygılarımla                 Mehmet KIZILASLAN   30-05-2011