Hayatımızda, idol olan
öğretmenlerimiz de vardır. Hayatımızdan bezdiren öğretmenlerimiz de.
Herkes, bu günün anısına iyi
öğretmenleri ve onların anısına yazılar yazacaklar.
Ben yine aykırı ve yaşadığım
anılarımdan, bir öğretmenimden bahsedeceğim.
Anlayışsız, duygusuz ve
tabirlerin bazılarını size bıraktığım öğretmenimden, ilkokul öğretmenimden
bahsedeceğim.
Bilenleriniz vardır, ABD yapısı
süt tozundan yapılmış süt ve yoğurtların beslenmemizde kullanıldığı günlerdi,
bizim ilkokul günlerimiz.
Sevmediğim, sevemediğim ve her
gün beslenme saatlerinde bizlere zorla içirilmek istenen sütlerden, bir yudum
içmedim. O bizim alışkanlıklarımıza uymayan yoğurtlardan ise bir kaşık yemedim.
Yemediğim için de her gün öğretmen görünümlü canavardan, dayak yedim.
Yazılarımı takip edenleriniz
bilirler, aklımın ermediğini yapmadığım gibi, damak zevkimize uymayan
besinlerde tüketmedim ben. Sorgulamadan
hiçbir şeye evet demedim.
O, ABD malı sütleri ve yoğurtları tüketmediğimdendir belki de, sorgulama
alışkanlığım ve dik kafalılığım.
Bu öğretmenimizle geçen bir anımı
anlatacağım demiştim.
Defterlerimize yaptığımız
ödevleri kontrol ediyordu, Canbağ soy isimli öğretmenimiz. Ben ona hep, Canavar
öğretmen derdim.
Yanımda oturan kız arkadaşımızın
defterini aldı. Sınıfa gösterdi,
en güzel ödev diye. Kızın üç dört renk kalemi
vardı başlığı ayrı renkle, ara başlıkları farklı renklerle yazmıştı. Yazısı
benim kadar kötü olmasına rağmen defteri temizdi. Ödev güzel görünüyordu.
Sınıfın en kötü ödevi diye de,
benim defterimi aldı gösterdi.
Oysa ki, ödevi kız arkadaşımla birlikte hazırlamıştık. Defterimin
siyahımsı hali gerçekten çok kötüydü. Ama ödevin içeriği doğruydu.
Beni defterimin kirli oluşundan dolayı dövdü.
Dayak atarken de elindeki sopanın
dalı, benim kafamı deldi. Kanamaya başlayınca sınıftaki Kızılay dolabındaki
pamuk yetmedi. Sınıfın dışından da pamuk ve benzeri şeyler almak zorunda
olunca, benim başımın delinmesi okul idaresince görüldü.
Sınıfa döndüğümde, Öğretmenime
-
Ödevimin doğru olduğuna bakmadan beni neden dövdüğünü sordum.
-
Defterimin silinmiş olduğunu ve kirli olduğundan
dövdüğünü söyledi.
-
Yaptığının doğru
olmadığını, nedenini bile sormadığını, ağlayarak anlatmaya
çalıştım. Dinlemedi ve bana bağırmaya devam etti.
Bu arada ödevi beraber yaptığımız kız
arkadaşım, dayanamadı, devreye girdi. Ödevi beraber yaptığımızı ve kendi
ödevinin bile, birçok kısmında benden yararlandığını anlattı.
Ama
canavar öğretmen kuyruğu dik tutuyordu.
Bu arada
okuldan çıktığımda, babamın berber dükkanına giderdim. Ve dükkana alınan,
Cumhuriyet, Milliyet, Demokrat İzmir ve Ulus gazetelerinin köşe yazılarının
tamamını babam çalışırken ona okurdum.
Tabii ki
gittiğimde, başımdaki tentürdiyotlu pamuğu gördü. Neden olduğunu sordu,
anlattım.
-Defterini baştan sona, neden sildin oğlum?
- Siz iki gün önceki gece eve
geldiğinizde, Annemle yemekte konuşurken,
borcumuz olduğunu, annemin dokuma tezgahında dokuduğu çarşafların paraları ile,
senin kazandıklarının yetmediğini konuşmuştunuz. Bende defterim bitti diyemedim.
-A benim güzel oğlum, bizim her
zaman defter alacak paramız olur ki.
-Olsun, ben size söyleyemedim,
defterimin bittiğini. Dedim, çok güzel bir okşama şekli vardı babamın, iki
yanaklarımdan makas alır, anlımdan öperdi, yine öyle yaptı.
Bu kez ikimizin de gözlerinden yaş geliyordu.
Sildi gözyaşlarımı. Ağlama dedi. Kimse senin gibi bir çocuğu ağlatamaz,
ağlatmamalı.
Daha sonraki günlerde okula
geldi. Süt tozundan yapılan süt ve yoğurtları da yemediğim içinde, her gün
dayak yediğimi, arkadaşlarımdan öğrenmiş olan babam. Müdür ve baş öğretmen
arkadaşı olduğu için olsa gerek, Canavar öğretmenimle konuşmuş.
-Benim oğlum okula gelmek
istemiyor. Okumak istemiyor. Nedenini merak ediyor musunuz acaba öğretmen
hanım?
Öğretmenim aksi bir cevap vermiş olacak ki;
-Dua ediniz ki, bu çocuk, benim çocuğum. Eğer benim değil de, bir
başkasının çocuğu olsaydı, haritadan yer beğendirirdim size. Dediğini
öğrendim.
Bu sözü ben seneler sonra kızıma
yanlış yapan bir öğretmen hanıma söyledim.
Tüm idol olan öğretmenlerin,
öğretmenler günü kutlu olsun.
Diğerleri öğrencilerden uzak
dursun. Saygılarım elleri öpülesi öğretmenlere.
Mehmet
Kızılaslan. 2016-11-23