Ülkeleri soyanların,
hırsızların, yüzsüzlerin, soysuzların,
hortumlayanların velhasıl dürüst olmayanların partisi yoktur. Onlar
çıkarlarının tamamını karşılayacak olan iktidara ve erk sahiplerine yanaşırlar.
Onların hepsine
bir bakalım isterseniz. Geçmişte hangi
iktidarın mensupları ile yan yana idiler şimdi neredeler.
Bazılarının önceki dönemlerde, erki elinde bulunduranlarla
fotoğraflarını görürsünüz.
Şimdilerde de, ya
eşlerini ya da çocuklarını, yeni erk sahiplerinin yanında, fotoğraflarını
görürsünüz. Aynı adamların torunlarını da, yarın erki eline geçirenlerin yanında fotoğraflarını
göreceksiniz.
Hırsızın soysuzun partisi olmaz diye bunun
için diyoruz. Onların tek ilkesi kişisel soygundur. Vatan Millet nutukları
hamasetten başka şey değildir.
Hırsızlığı soysuzluğu açığa çıkanları ise, gariptir, erki
elinde bulunduranlar, göz önünden alıp, gözden uzak, daha kazançlı görevlere
getirirler. Bu geçmişte de, günümüzde de böyle yapılmıştır.
Sebebinin ne olduğunu
araştıranlarınız oldu mu bilmem.
Bu durum da,
iktidarı elinde bulunduranların, erki elinde bulunduranların, onların
hırsızlıklarını bilmeleri ve ortak olmalarından mıdır, nedendir, bilinmez
değil.
Konumuz bu değil şimdi, konumuz, şereflilerin,
haysiyetlilerin, dürüstlerin, özellikle ezilenlerin
bir arada neden olmayışı, dostlarım.
Konumuz bugün bu.
Ezilenlerin,
yoksulların arasına öylesine duvarlar örüyorlar ki, parça parça hepsi ayrı
çizgilerde başarı için çaba harcıyorlar. Gariptir bütün ezilenler yoksullar, ayrı
kulvarlar da, birbirlerine düşman hale getiriliyorlar.
Gelişmiş ülkelerde,
Merkez sağ ve merkez sol olmak üzere, ikiye bölünmüşlerdir, yada
Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak ikiye ayrılmışlardır.
Bizim
gibi ülkelere bakalım şimdi.
A partisinde, B partisinde, C partisinde ve
De partisinde, ezilen yoksullaştırılmış, fakir, ekmeğe muhtaç, olduğu halde,
birbirlerine düşman hale getirilmiş milyonlar vardır.
Gözden geçirilmesi gereken ve değiştirilmesi
gereken bu dur.
Düşmanlıkları
körükleyenler, hamaset siyaseti yapanlar, kendilerinin dışındakilere, Vatan haini damgası vuranlardır. Bu doğru değildir. Ülkemizin en radikal partilerinin
söylemlerine baktığınızda, iyi incelediğinizde, kardeşçe yaşamanın yolları
anlatılır. Düşmanlık yoktur.
Ama hamaset
yapanlar, düşmanlığı körükleyenler, nedense kendilerinden başkaları yönetimi
ele geçirdiklerinde, Vatan elden gidecek, ülke parçalanacak velvelesi
vermektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti, İlelebet payidar
kalacaktır. Kalacaktır ama düşmanlıklar yaratarak değil, bu kardeşlikleri
güçlendirerek olacaktır.
İktidarı talip
olmak, eğer, Vatana Millete daha iyi hizmet için yapılıyorsa, bunu “diğerinden daha iyi yapacağını
anlatmalıdır her siyasi parti” diğerlerini hainlikle, düşmanlıkla
suçlayarak değil.
Eğer hainlikle,
düşmanlıkla suçluyorsa, işte onlar düşmanlıkları körükleyenlerdir ve kişisel
çıkarları pahasına parçalanmayı göze alanlardır. Gerçek hainlik ise budur.
Her zamankinden daha çok birlikteliğe,
kardeşliğe, barışa ihtiyacımızın olduğu son günlerde; bu barışı sağlayacak olan
Adalettir. Adalet devletlerin dinidir. İnsanları bir arada tutan en önemli
unsurdur.
Yetişmiş
gençler bu nedenle ülkemizi terk ediyorlar ve terk etme yolları arıyorlar. Bu
göç ülkemiz için çok büyük kayıptır.
Üretimi terk
eden kesimler, ya ekonomik iflaslarından dolayı batıyorlar. Ya da ülkemizde yanlış
giden bir çok şeyi görmelerinden dolayı üretimi terk etmektedirler.
Adaletin olmadığı, üretimden kaçılan, işsizliğin,
yoksulluğun arttığı, ülkelerde bir de “Bizden olmayanlar haindir“ diye hamaset
yapılırsa; işte orada çöküş ve parçalanma kaçınılmaz son olur.
Bütün
doğrularımızı gözden geçirelim dostlarım. Politikacıların, siyaset ve devlet
adamlığının önüne geçtiği; yani kendi çıkarlarını düşünenlerin, Milletin
çıkarlarının önüne geçip, “ben varsam devlet yaşar, ben yoksam devlet biter”
dedikleri yerde biliniz ki bir yanlış vardır.
Mustafa Kemal Atatürk “Benim naçiz vücudum, elbet bir gün
toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti, İlelebet payidar kalacaktır” derken
boşuna dememiştir.
Bu ülke ilelebet payidar kalacaktır, Hiçbir
kimsenin şüphesi olmasın.
Adalet, barış ve kardeşlik adına, yanlış
uygulamaları ve düşüncelerimizi değiştirmek kaydı ile.
Saygılarımla. Mehmet
Kızılaslan 2021/07/06