19 Mayıs 2012 Cumartesi

19 MAYISLAR KALDIRILSIN

                  BÜTÜN MİLLİ BAYRAMLAR KALDIRILSIN

    Desem size “Bütün Milli bayramlar kaldırılsın” birçoğunuz hemen, küfretmeye başlarsınız.
Bugün 19 Mayıs Mustafa Kemal in Samsuna çıktığı gündür.
    19 Mayıs ta Samsuna çıkma gereği neden duyulmuştur?

     Mondros ateşkesi imzalanınca İtilaf Devletleri daha önce yaptıkları anlaşmalara göre Anadolu'yu işgale başladılar. Adana ve dolayları Fransızlar; İzmir Eskişehir Samsun Merzifon ve Bartın ile güneyde Musul Urfa Maraş Gaziantep İngilizler tarafından işgal edildi. İtalyanlarda Antalya Konya ve Söke çevresine yerleştiler.
    Birinci Dünya Savaşının sonlarına doğru (1917) ve Yunanlılar da İtilaf Devletlerinin tarafına geçmişler ve onlarla birlikte savaşmışlardı.
     Türkler yenilmiş duruma düşüp de toprakları pay edilmeğe başlanınca, Yunanlılar savaştaki hizmetlerine mukabil İzmir ve civarını istediler. Yunanlıların ve İtilaf Devletlerinin Türk topraklarını işgali  (Wilson)un: "Bir Toprak üzerinde yaşayan insanlar kendi düşünce ve isteğine göre bir idare şekli kabul edecektir" prensibine uymuyordu. İtilaf Devletleri Yunan Başbakanı Venizelos'a verdikleri sözü yerine getirmek için İzmir'in işgalini haklı gösterecek sebepler aramağa çalıştılar.
     Venizelos Aydın Hıristiyanlarının tehlikede olduklarını Türkler tarafından yok edileceklerini ileri sürerek yardım istedi. O sırada diğer devletler ordularını terhis etmişlerdi. Paris'te kurulan "Meclisi Ali" kendileri adına Yunan ordusunun bu işi çözmesini düşündü ve İzmir'in işgaline karar verdi.
  
14 Mayıs 1919'da, İngiliz, Fransız, Şimdiki stratejik ortağımız Amerikan ve Yunan donanmaları İzmir limanına girdiler.
     Egemenlik kaybedilmiştir.
     Egemenlik nedir?
     Egemenlik egemen olma, hakimlik olma demektir. Egemenlik, devlet kudretinin bir vasfıdır
Osmanlı Devleti ise  kudretini kaybetmiştir. İşgal altındadır.
     

      Millî Egemenlik nedir?
      Bir kişi veya sınıfın egemenliğinden uzak olarak, milletin kendi yönetiminde söz sahibi olması anlamına geldiğinden, milletin genel iradesinin ortaya konulmasını sağlar ve iktidarın, kayıtsız şartsız millete ait olmasını ifade eder.
      Türkiye’de Millî Egemenlik ilkesi, Mustafa Kemali in, 19 Mayıs 1919′da Samsun’a ayak basmasıyla birlikte, Türk tarihinde ilk defa kişisel egemenlikten, Millî Egemenliğe geçiş süreci başlamıştır.
      19 Mayıs Milli Mücadelenin Fiilen başladığı gündür. O günkü Türk Milleti Bu mücadeleyi topraklarının 27 de birini, canlarıyla, kanlarıyla, silahlı mücadele vererek, savaşarak, kazanmışlardır. Bugün bu bayramı onun için kutlarız. 

 Gelelim şimdi egemenliğin, kayıtsız şartsız Millete ait olup olmadığına, Yada Devlet kudreti olup olmadığına
     Tersaneleri Fabrikaları, Postaneleri ve iletişimi, Bankaları, aklınıza gelen her şeyin üretiminin yabancıların eline geçtiği, parayı basanın, topraklarımız dahil herşeyi, satın aldığı,
 İşgalin silah ve Çizmeyle değil de Yabancı sermayelerle yapıldığı ülkem işgal altındayken Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu söylemek ve onun bayramının kutlanması doğrumu sizce?

     Kaldırılsın Tüm Milli bayramlar Efendiler.
     Biz bu bayramları kutlamayı hiç hak etmiyoruz.
    İşgal altındaki bir ülkede, değil bayram İbadet bile yapılamaz.

                                                                            Mehmet KIZILASLAN 2012-05-19


  

 
   
    



15 Mayıs 2012 Salı

MEMURUN İŞÇİNİN EMEKLİNİN MAAŞLARINA %100 ZAM NASIL YAPILIR?


      Ülkemizde yaşaya geldiğimiz vergi sistemine göre, Aldığımız her maldan  %18 Katma değer vergisi ve % 35 gelir vergisi alınmaktadır.
      Aldığımız her 100 liralık malın 53 lirası vergiye gitmektedir. Bunu yuvarlak olarak 50 lira diyelim.
       50 lira, 100 liranın yarısıdır. Diğer bir deyişle 100 lira 50 liranın % 100 fazlasıdır. Özetle (50 +50 =100 eder)
      Şimdi size Memurumuzun, İşçimizin, emeklilerimizin maaşlarını % 100 artırmanın iki yolunu söyleyeceğim.
1-      Maaşları kadar maaşlarına zam yaparak.( bu günkü bütçe ve vergi sistemi gereğince bu mümkün değildir)
2-      Aynı maaşla alım güçlerini iki katına çıkararak.
      Mevcut vergi sisteminde basit bir değişiklik yapmamız halinde Tüm halkımızın yani memurumuzun, emeklimizin, esnafımızın, köylümüzün, herkesin ve de Devletimizin  kazançlarını % 100 artırabiliriz.
    Ne  yapacağız? Sorusunun cevabını yazıyorum. SATIN ALANDAN  SADECE % 10 VERGİ ALACAĞIZ diye bir kampanya ve düzenleme yapacağız. Hem vergi yükünü 3 milyon kişinin omuzlarından alıp 75 milyona yayacağız, hem de Devletin gelirlerini de % 100 artıracağız.
   Memurun maaşı, emeklinin maaşı, işçimizin maaşı %100 nasıl artacak? Sorusunu soruyorsunuz hala öylemi? Onların mevcut maaşlarıyla, alım güçlerini iki katına çıkaracak bu sistem; yazımın ilk satırında yazdığım gibi KDV ve GELİR vergilerini kaldıracaksınız sadece iki verginin kaldırılması sonucu % 100 malın ucuzlamasını sağlayacaktır.
    Bu durum Memurumuzun, işçimizin, köylümüzün, emeklimizin, esnafımızın, sanayici ve tüccarımızın hayat standardının % 100 yükselmesini sağlayacaktır.
    100 Bin liraya aldığınız bir daire 50 bin liraya, 30 Bin liraya aldığınız bir arabadan özel tüketim vergisi 20 Bin liradır bunu düştüğümüzde arabanın bedeli 10 Bin lira olur.
    Bir litre benzin 4.5 Lira iken  % 65  ÖT vergisi düşülünce 1.6 liradan alacaksınız.

 Diyeceksiniz ki bu sistemi nasıl sağlayacaksınız?

  Bu sistemi uygulamaya başladığınızda, piyasadaki kağıt paralar ( Banknotlar)  piyasadan kalkacak. Yerine Para kartları gelecek, bu para kartına bütün nakit varlığınız yüklenecek. Bütün harcamalarınızı bu kartla sadece %10 vergi ödeyerek yapacaksınız.

   Bu sistem kara parayı, rüşveti, komisyonu, tefeciliği, yolsuzluğu, vurgunu, soygunu tamamen % 100 önleyecek bütün sistem vergiye dahil olacaktır.  
   Kara paranın ekonomiye kazandırılması içinde, Kara para sahipleri de paralarını bir gün, Ziraat Bankasına yatıracak ve parasının varlığını belgeleyecek böylece paralar dışarıya kaçmayacak ve ticaret de harcandığı sürece % 10 vergilenmiş olacaktır.

    Efendiler sistemi, siz düzeltemediğiniz sürece, düzeltmediğiniz sistem sizi dümdüz eder, yok eder.
     Uğraşmayın memura işçiye çalışana, emekliye 3+3 zamlarla alın size %100 zam yapmanın formülü. Hem emekli, hem memur, hem işçi, hem köylü, hem esnaf, hem sanayici, aklınıza gelen herkes %100 kazanırken, Devletimizin gelirleri de % 100 artacaktır. 
   350 Milyar liralık bütçemiz (30 Milyar açığı ile) 700 Milyar liraya çıkacaktır. İnanmıyanlar buyursunlar hesap etsinler.
    Bu bir ütopya değildir. Uygulaması kişi başına milli gelirin 45 Bin dolar olduğu, Kanada da mevcuttur.
   Ey Millet….Biz Çalışanlar, üretenler, satın alanlar, harcayanlar, yaşayanlar hepimiz rahata kavuşmak ve alım gücümüzün % 100 artmasını istiyorsak; bundan böyle Mevcut % 50 vergi sisteminin kalkmasını ve tek oranlı ve başka hiçbir şekilde vergi ödemeyeceğimiz sadece % 10 oranındaki  tabana yayılmış ve 75 Milyon insanımızın vergi ödediği Adaletli vergi sistemine geçmek için çalışmalıyız. Lütfen bunu sohbetlerimizde ve her ortamda bu konuyu dillendirelim.
    Milletimizin ve Devletimizin % 100 rahatlaması buna bağlıdır Saygılarımla
                                                                           Mehmet KIZILASLAN 2012-05-15

2 Mayıs 2012 Çarşamba

EFENDİLER, TUZU KURULAR, BATIYOR KÖYLÜ..

              
       İntiharların arttığı ve basına yansıtılmaz hale geldiği, Nazilli nin  köylerinde portakalın kilosu 15 kuruşa kadar düştü.
      Bir meyve suyu fabrikasının bölgede alım yapması halinde, en küçüklerinin bile kilosunun 25 kuruştan satıldığı portakalın, şu günlerde iyilerinin kilosunun bile 15 kuruştan alıcı bulmakta zorlandığı görülüyor.
     Portakal üreticisi perişan cinnet geçirme aşamasında.
     Diğer yandan geçimini hayvancılık la yapan ailelerin hali de perişan.  Altı aydan fazla bir süredir hayvan alımı, satımı, girişi çıkışı yapılmayan Nazilli ve köylerinin hayvancılık alımı ve satımından gelirleri neredeyse sıfırlanmış durumda.
      Samanın 35 kuruş, hayvan yeminin 80 kuruş, yoncanın 50 kuruş olduğu bir ortamda; sütün litresi 70 kuruşa üreticiden alınıyor.
     Süt üreticiliğinin de komada olduğunu ama çaresiz köylülerin bu işi terk etmek istemeleri halinde ineklerine alıcı bulmadıkları gözlenmektedir.
     Zeytin üreticilerine bir şey diyemiyorum. Onlar zeytin satılmaz ise yağ çıkarıyorlar 4 liradan yağlarını satmaya çalışıyorlar satamazlar sa da, zamlanacağı günün hayali ile yaşıyorlar.

    Şimdi efendiler, tuzu kurular, memleketi yönetenler, Meslek odaları yöneticileri, Ticaret odaları yönetim kurulları, Sanayi odası yöneticileri, bu bölgede idareci olanlar, bu bölgenin tüm vekilleri nerdesiniz? Ne yapıyorsunuz?
    Bu insanların dertlerini yukarıda sırça köşklerinde rahat ortamlarda yaşayarak anlamaya çalışanlara bunları anlatıyor musunuz? Sizler çare arıyor musunuz?
   
   Bu ülkenin köylülerinin sorunu ancak Devlet garantörlüğünde köylü üretim şirketlerinin kurulması kurtarır.
    Köylü ortaklı bu şirketlere devletin garantörlüğü ve ortak olması gerekir. Bu şirketlerin kurdukları fabrikalarda köylünün ürünlerinin işlenmesi gerekir. Bu ürünler üç gün ya da  bir ay içinde değil de, bir yıl iki yıl içinde tüketilebilecek hale getirilmesi gerekir.

  Sanayi odaları Ticaret odalarının yönetim kurulları sizlere sesleniyorum; kendinizin ya da üyelerinizin yararlanacağınız saraylar yada kiraya vereceğiniz işyerleri yapacağınıza, sırtından geçindiğiniz bu köylünün ürünlerini işleyecek örnek fabrikalar kurulmasına öncü olunuz.

  Vekillere sesleniyorum; iktidar sizdeyse ya da değilse, bu sorunu yukarıya taşıyınız. Yukarı da bulunanlar da, Devlet köylü ortaklığı denilen ve köylünün parasının batmayacağı yeni bir üretim seferberliği başlatsın.
   
 Belediyeler sizlere sesleniyorum; Şehrinizin giriş ve çıkışlarında, köylünüzün ürünlerinin pazarlandığı merkezler, sürekli panayırlar, sürekli köylü pazaryerleri kurunuz.,

     Bugün köylümüzün geldiği bu çıkmazdan kurtarılmaması halinde, köylümüz bankalardan aldığı kredileri ödeyemeyecek. Tapuları yabancı bankalara geçecek. Köylümüz cinnet geçirecek. Çok canlar yanacaktır. TV kanalları da bu cinneti gizleyemez duruma geleceklerdir.
     Ey tuzu kurular, Ey bu köylünün, milletin efendisi olduğunu söyleyip de kendileri bizim efendimiz olanlar. Çare bulun çare. Köylü batıyor. Köylü batarsa  bilmem artık ne olur.
    Onu da siz düşününüz.  Saygılarımla.                          Mehmet KIZILASLAN 2012-05-02