Yaptıklarınıza
baktıkça üzülüyorum. Sizler kendinizi ne zannediyorsunuz acaba?
Vekil olabilirsiniz, başkan olabilirsiniz.
Vekilin yakını olabilirsiniz. Başkanın yamağı olabilirsiniz. Ama iyi insanları
üzdükten sonra ne işe yararsınız?
Bu masum millet, size oy verenler var ya onlar
asillerdir, biliyor musunuz?
Sizler o
mevkilerde geçici siniz ve o asillerin, vekiller siniz. Bunu da biliyor musunuz?
“Milletin
hizmetkârı” olduğunu söyleyen başkanlarınız, başbakan larınız, yukarıda bas,
bas bağıra dursun, siz aşağıda egonuzu nasıl tatmin edeceksiniz onu düşününüz
olur mu?
Benim oy
verdiğim vekil, memleketin sorunları nasıl aşılır, bu millete nasıl yararlı
olabilirim diye düşünmesi gerekirken. Benim seçtiğim başkan, vatandaşına nasıl
hizmet etmesi gerektiğini düşünmesi gerekirken.
Sizler yakınlarınızın işlerini, angaryalarını
nasıl çözeriz? Onları kanun ve yasalardan nasıl muaf tutarız? Diye
düşünüyorsunuz.
Kanunsuz, nizamsız, düzensiz, kurallara
uymayan, yakınlarınıza, kuralları hatırlattıkları için, Devletin memurlarına
düşmanlık ediyorsunuz. Onlara iftira atarak, sürgünlere nasıl göndeririz diye
uğraşıyorsunuz.
Efendiler şunu iyi biliniz ki, sizden
makam olarak büyük, başkanlar var, başbakanlar var. Onların hepsinden de büyük,
Allah var.
Sakın ola unutmayın “Keser döner sap döner bir
gün gelir hesap döner” diye bir sözde var halk arasında.
Bu
vekillikleriniz bittiğinde, başkanlıklarınız gittiğinde, insanların selam
vermeyeceği günler geldiğinde, yaptıklarınızdan utanacak mısınız acaba?
Son dönemlerde
gelişen olaylara baktığımızda, seçimi nasıl kazanırız? Memleketin sorunlarını
nasıl çözeriz? Diye çalışmalar yapması gerekenler, efendiler sizler, memleket
de düzen, nizam ve kanunları uygulamaya çalışanları neden rahatsız edersiniz?
Kanunlara,
nizamlara, sizler ve sizlere yakın olanlar, uymazlarsa; kimler uyacaklar?
Kanunlar,
nizamlar, yönetmelikler sadece sıradan vatandaşlar için mi yapılıyor?
Sizlerin bir
yerlere seçilmiş olmanız, yakınlarınızın iltimaslı vatandaş olmasını mı
gerektiriyor?
Sizler,
kanunlara, nizamlara uymayacaksınız da, sadece sıradan vatandaşlar mı
uyacaklar?
Bana söyler misiniz bu hak mıdır
revamıdır? Yaptığınız yanınıza kalacak mı zannediyorsunuz?
Efendiler Bu ülkenin memurları, amirleri,
Parti başkanlarının, vekillerinin, kanunlara, nizamlara aykırı isteklerini
yerine getirmedikleri için, özel işlerini yapmadıkları için, oradan oraya
sürülmeleri mi gerekecek?
Büyük şef
zamanında, Parti İl başkanları, Valinin görevini; Parti ilçe başkanları da
Kaymakamın görevini üstlenirlermiş. Şimdi sıra size mi geldi efendiler?
Sizde alın Valileri
görevden. İl başkanlarınızı oturtunuz o makama.
Alın Kaymakamları
görevden, oturtun yerine ilçe başkanlarınızı.
Hepsinin başına
da Vekillerinizi oturtunuz. Çözün sorunu.
Size de kalmaz kardeşim bu yetkiler, o
makamlar.
Yukarıdakilere
sesleniyorum.
Ey yukarıdakiler, Bir memuru, amiri partili
birilerinin iki lafı ile sürgünlere göndermeden evvel, belge isteyiniz. Şikâyete
konu olan, belgeler önünüze gelmeden, şikâyet konusu ispatlanmadan, memurunuzu
amirinizi üzmeyiniz.
Bir söz vardır “Büyük adamlar sistemi düzeltmekle,
Orta adamlar
olayları büyütmekle,
Küçük adamlar,
insanları yemekle uğraşırlarmış.” Bu söz size bir şey ifade ediyor mu
efendiler?
Vicdanınız varsa biraz düşünün efendiler. Bazı
insanlar, başka dairelerden, malını, mülkünü satacak şekilde cezalar yerlerken bile,
ağzını açmazlarken, kaderlerine razı olurlarken; sizler nelerle uğraşıyorsunuz?
Haksızlığa uğrayan, yakınınız değil,
ortağınızın çocuğu değil, kızınız değil, yamağınız, yandaşınız değil.
Haksızlığa uğrayan, kanunları, nizamları, yönetmelikleri uygulamaya çalışan,
amir, memur, kardeşlerimizdir. Onlar, sizlerin çıkardığınız yasaları uyguluyorlar.
Bunu yapmak ne zamandan beri suç olmaya başladı?
Efendiler “Asil insanlar, idare
ederler.
Aciz insanlar, şikâyet
ederler.
Basit insanlar İftira ederler.”
Diye bir söz duydunuz mu?
İftiraya uğrayan, adaletsizliğinizle
karşılaşan, mağdur olan; memur, amir, kardeşlerimizin, ellerini gökyüzüne
kaldırıp “Ya Rabbim sana havale ediyorum, bu adaletsiz, ölçüsüz, kanunsuz,
nizamsız, kullarını” dediklerinde inanın iki yakanız bir araya gelmez.
Yukarıdaki, Adaleti, Kalkınmanın önüne
yazanlara ve buna inananlara duyurulur.
Mehmet Kızılaslan 2013-11-29