Osmanlı devletinin de, Türkiye Cumhuriyetinin
Askeriyesinde de darbe alışkanlıkları var. Osmanlı döneminde çeşitli yollar
denenmişse de darbelerden uzaklaştırmak için, askeriyeyi, ne gariptir ki o anlayış
cumhuriyetimize de sıçramıştır.
27 Mayıs darbesi birçoklarımız
tarafından sevilse de, Milli iradeyle gelen Merhum Menderes ve arkadaşlarının
idamına sebep olmuştur.
Yüreğimize otursa da acısı, uzun
yıllar ülkemizde bayram olarak kutlamak zorunda kaldığımız gerçektir.
12 Eylül Darbesi deseniz yürekler
acısıdır. Ülkede düşünen, okuyan, çözüm üreten ne kadar aydın varsa, sağcı
solcu demeden, biçilmiştir. İşin en garip tarafı, 12 eylül öncesi sokakta
kullanılan silahların tamamı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinden
çıkmıştır.
Bu ne demektir bilir misiniz?
Sokakta kullanılan silahların
hepsi sağcıya da solcuya da, Kenen Efendinin adamları tarafından dağıtılmıştır.
Geçelim bunları şimdi gelelim
günümüze. Darbelerden nasıl kurtuluruz ona bakalım.
Ordu siyasetten uzaklaştırılarak,
Partiler üstü bir düzeye taşınmalıdır.
Bunu sakın yanlış anlamayınız.
Partiler birer fikir kulüpleridir. Milletin teveccühü ile kurulurlar. Partiler
üstü çizgi den kastım, partilerden üstün olmalarından değil, siyasetten uzak
olmaları açısından dedim.
Siyaset yapacak Askeri görevli, asker elbisesini çıkaracak, sivil
kıyafetini giyecek, siyaseti öyle yapacak. Tabii ki sıkıyorsa.
Milleti, emri altındaki “emir demiri keser” diye bilen,
Mehmetçiği kullandığı gibi
Kullanamayacağını bilecek.
Genelkurmay Başkanlığı, Savunma
bakanlığına bağlanacak. (bu yapıldı) Protokoldeki yeri, Bakanlardan sonra
gelecek.
Askeri görevlilerin, Siyasi
partilerle, cemaatlerle ilişki kurmalarına izin verilmeyecek.
Milli orduda, Milletin ordusu
olmakta, gereken özelliklere hemen yeniden geçilmelidir.
Tanklar ve toplar, Ankara’dan İstanbul’ İzmir den kent merkezlerinden
alınıp en yakın sınır karakollarına taşınmalıdır. Olası tehlike neredeyse o
sınır kentine taşınmalıdır.
Askeri helikopterlerin ve uçakların yeni bir yazılımla, stratejik
noktaların ve Demokrasinin önemli merkezlerinin üzerinden uçması dahi
engellenmelidir.
Tatbikatlar sınırlarımız hariç
gece yapılmamalı. “Gece tatbikat var” diye aldatılan asker bu emre uymadığında,
ceza almayacağını bilmelidir.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlıklar, Parti merkezleri, stratejik
noktalar ve Meclis nükleer silahlarla
bile, girilemeyecek sığınaklara kavuşturulmalıdır.
En önemlisi de ne biliyor
musunuz?
Sivil halkımızın kafasından,
sizden asker, bizden asker, mantığının kalkmasını sağlayacak, eğitim sistemi
getirmek zorundayız. Yani Halkımızın da, siyasilerimizin de kafasından, askeri ele geçirme mantığını silmek
zorundayız.
Demokrasi derslerini her okula,
her yüreğe, her beyine koymak kazımak zorundayız. Çünkü bir gün hepimize lazım
olabilir. Nitekim lazım oldu.
Saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2016-07-29