NE VERDİNİZ
PAZARLIKTA
Allah aşkına başka sözünüz yok mu sizin?
“-Ne verdiniz gizli kapılar
ardında?
-Neler vaat ettiniz? Ne verdiniz?
-Eşkıya ile pazarlık edilir mi?
-Sattınız vatanı.
-Vatan parçalanıyor sizin
yüzünüzden.” Gibi sözler ve sorulardan başka söyleyecek hiç bir şeyiniz yok mu
sizlerin?
Şimdi size eski bir hikaye anlatacağım.
Yaşlı bir amcanın, çok güzel
yetiştirilmiş elma bahçesi varmış. Adamcağız bu bahçeye öylesine emek harcamış
ki, Hayatı, gençliği o güzel bahçenin hazırlanması ile geçmiş.
Gün olmuş yaşlı amcanın güzel elma bahçesine,
haşarı çocuklar dadanmış. Adamcağız kovaladıkça bahçenin başka köşesinden
girerlermiş. Isırıp, ısırıp attıkları elmalar ortalığı doldurur olmuş.
Karınları doyuncaya kadar
yeseler, amcanın canı yanmı
yacakmış. Yere atılan, boşa giden elmalara üzülürmüş yaşlı amca. Düşünmüş taşınmış bir karara varmış. Bahçeye dadanan çocukların en haşarı ve en büyüğünü çağırmış.
-
Gel seninle
barışalım oğul. İstediğiniz neyse, yapacağım. Ben yenildim. Sizin bu genç
ve hızlı eforunuz karşısında baş edemiyorum. Çocuk hık, mık, demiş, ne
istediğini bile bilmiyormuş. Arkadaşları ile birlikte olmanın psikolojisinin
verdiği bir saldırganlık sonucu bahçeye zarar verdiğini bile, bilmediğinden
susmuş.
-
Bak oğlum bahçe senin olsun, her gün istediğin kadar
elma ye. Arkadaşlarına da sen kopar ve günde ikişer üçer, onlara da dağıt. Ama
buradan, başka hiç kimseye ne elma dağıt, nede çalmalarına izin ver. Tamam mı çocuğum kalanı da bana yeter. Onlarda
benim olsun? Demiş.
-
Çocuk, tamam amca. Demiş ve bundan sonra arkadaşları da
dahil hiç kimsenin elma bahçesine girmesine izin vermemiş. Kendi
topladıklarından ve iyice
olgunlaşmış olanlardan, onlara düzenli dağıtmış. Belli bir
süre sonra elma bahçesi artık hiçbir çocuğun talanına maruz kalmaz olmuş. Bahçe
kurtulmuş.
Bu
günkü barış sürecine birde benim baktığım yerden baksanız ve her halukarda
bitmesi gereken bu savaşın taraftarı olmaya zorlanan, Kürt kardeşlerimizin onurunun kırılmadan bu işin bitirildiğini
düşünseniz olmaz mı? Büyük bahçenin sahibi yaşlı amcanın uyguladığını,
Devletin yaptığını düşünseniz olmaz mı?
Büyük ve cüsseli bir adamla, çocuğun
barışması hali nasıl olur sizce? Büyük yenilmiş midir sizce? Yoksa çocuğun
onurunun kırık ve yenilmiş durumu hazmetmesi mümkün müdür? O, onuru kırılan
çocuk, ilerde öcünü cüsseli adam ihtiyarlayınca almaz mı?
Hiç
kimsenin onurunun kırılmadığı bir barış, Gelişmiş bir demokrasi, Savaşa
harcanacak paraların insanımız refahına harcandığı bolluk, En önemlisi de
Ölümlerin, kanın kinin olmadığı huzurlu bir Türkiye.
İşte
bu Türkiye de, ellerinde siyaset için
sermayesi kalmayanların bağırmalarına ve hamasi nutuk atmalarına aldanmayınız. Benim
vatanım özgürlük, insan hakları ve demokrasiden bölünmez parçalanmaz. Bölünürse eğer, adaletin terazisinin şaşmasından
ve savaşın insanımız yoksul bırakmasından bölünür.
Saygılarımla, hayırlı olsun barış. Hiç bir
büyük ülke, insanını faşist baskılarla yönetemez. 2013-04-29 Mehmet
KIZILASLAN