Yurdum insanının aklıyla öylesine alay
edilmeye başlandı ki, en yukarıdan en alt yönetim birimlerine kadar gerçek
konular ve sıkıntılara çözüm aranması ve ortak aklın kullanılmasına dair hiçbir
girişim ya yok, ya da, bu girişimler engelleniyor. Bu arada uyanık ve sadece
kendi çıkarlarını korumak isteyenler hızlı bir şekilde yağmalama ve iç etme
konusunda yol alıyorlar.
Çözüm aramak
nedir?
Çözüm neden aranmalıdır?
Bulunan çözümler kimin yararına olmalıdır?
Sadece belli bir kesimin yararına olan ve
şehrimizin, ülkemizin ve Dünya insanlığının yararına olmayan çözümler kalıcı
olur mu?
Çözüm: Bir sorunun giderilmesi için
varılan sonuçtur çözüm. Ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yoldur
çözüm.
Çözümler neden
aranmalıdır sorusunun cevabı, insanlarımızın, yaşayan tüm canlıların, huzur
bereket, bolluk, sağlık ve adalet ve içinde yaşaması için aranmalıdır çözümler.
Bulunan çözümler sadece bir kesimin
değil, tüm tarafların, tüm insanların, tüm Dünyanın ve hatta tüm doğanın geleceği yararına olmalıdır
çözümler.
Geçmiş dönemlerde, taa 1977 lerde bir gurup
arkadaşlarımızla, Ankara da, ve okulumuz, Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okuluna,
sağlıklı bir şekilde gidip gelebilmek
için kurduğumuz, ATATÜRKÇÜ GURUP o günlerde kırk kadar arkadaşlarımızın her gün, diğer guruplar
tarafından tartaklanmalarına, dövülmelerine rağmen, seneler sonra sorunların
çözülmesine katkıda bulunmuştur. Atatürk ilkelerin bu gün bile, ülkemizin
birçok sorununun çözümünde, bekasında rol oynamaya devam etmektedir.
Bu gün
ülkemizde partiler üstü çözüm yollarına ihtiyacımız vardır.
Geçmiş dönemlerde, bizi tartaklayan, guruplarına
katılmadığımız ancak tartışma platformlarında fikirlerimizi paylaştığımız ve
tartıştığımız. Ülkü ocaklarındaki arkadaşlarımız ve devrimci kulvarlardaki
diğer arkadaşlarımızla halen dostluklarımız devam etmekte ve geçmişi hasret ve özlemle
yad etmekteyiz.
O gün, Ülkü
ocakları da, Halk evleri de, birer okul idi. Vatanı için, Milleti için,
kurtuluş yolları arayan, genç arkadaşlarımızın, tamamen dürüst, çıkarsız ama
bağımsız bir Türkiye için arayış içinde eğitim aldıkları doğal okullardı, yerlerdi.
Ne zaman, 12 Eylül darbesini yapmak için, Genel
kurmay Başkanlığında olmasına rağmen, silahlı çatışmalara çanak tutan ve hatta
aynı kasadan silahları, sağcı ve solcu gençlere dağıtan ABD uşağı, Kenan Evren, devreye girdi. Her gün sokaklarda
gençlerimiz, CİA ve MİT in içine sızmış piyonlar tarafından öldürülmeye
başlandı. Ve darbe yapıldı.
ABD yetkilileri “bizim çocuklar darbe yaptı”
dedi.
Ülkemizden bir
gazeteci “Genel Kurmay Başkanıydınız,
neden daha önce elinizde her türlü yetki varken önlemediniz de darbe yaptınız? “
sorusuna, ABD uşağı Kenan Evren, “ Şartları olgunlaşmasını bekledik”
dedi. Aslında şartların olgunlaşmasını
sağlayan, sokaklarda her gün, 40 vatan sever gencimizin ölmesine sebep olan Darbeci,
darbeden sonra düşünen çözüm arayan 50 gencimizi işkence hanelerinde öldürttü.
Bunları neden
anlatıyorum?
Ülkem çok kritik coğrafyada ve
ekonomik noktadadır. Hepimiz çözüm üretmek ve sorunların çözümünü tüm ülke
yararına kalıcı kılmak zorundayız. Bu gün üretime dair ne gerekiyorsa
yapmak zorundayız. Yeniden Karma ekonomik sisteme dönüp, ülkemin en önemli
ürünlerinin fabrikalarını yeniden kurmak ve olağan üstü durumlarda hiçbir ülkeye
bağlı kalmamak zorundayız.
ABD nin yayılmacı politikasının NATO
sayesinde devam etmemesi için, Komşularımız ile iyi ilişkilerimize geri dönmek
zorundayız.
Yerelde, ileriki
günlerde savaşa sebep olacak ve şehirlerimizin en büyük kazanç kapısı olan
sularımızı kamu adına işleterek, birilerine
peşkeş çekmemek zorundayız.
Amatör spora geçip, profesyonel spora
ayrılan paraları ve kaynakları halkımızın elzem ihtiyaçlarına ayırmak
zorundayız.
En önemlisi de
ne biliyor musunuz dostlarım, Tüm
düşünen ve yaşadığımız ekonomik ve diğer sorunlarımızın çözümü için, her
partiden, her kesimden dostlarımızla bir araya gelip çözümler üretmek
zorundayız. Ürettiğimiz çözüm yollarını da yetkili mercilere iletmek ve
uygulanmasına yardımcı olmak zorundayız.
Aksi yönde
devam eden, köyümüzün, şehrimizin, ülkemizin yararına çözümleri ilettiğimiz
halde, kişilerin, gurupların ve yabancı devletlerin hesabına çalışanları da ifşa
edip, bir daha göreve gelmemelerini sağlamalıyız.
Dileğimiz
odur ki, en iyi çözüm yollarını yine, bu ülkenin asil insanları konuşarak, tartışarak
bulacağız. Sağcı, solcu, dinci, dinsiz, Kürt, Türk, alevi, Sünni, inanan, inanmayan,
gibi bütün ayrışmalardan uzak; demokratik kurallar içinde ve Adalet için bizler
bulacağız.
Aksi olursa, korkarım
bulunduğumuz coğrafya hepimize mezar edilmek üzere çevrelenmiş durumdadır.
Mehmet Kızılaslan 2022-03-30