Terör, kim tarafından, nasıl
çıkarılırsa çıkarılsın, cezasız kalmayacaktır. Bunu hiç kimse göz ardı etmesin
önce. Biliniz ki bu yazımdan sonra eleştirişleriniz ağır olacak. O
eleştirilerinizi yapmadan evvel, İslam’a yakışıyor mu eleştirilerim diye
düşününüz.
Dünya siyasetinde, IŞID denilen örgütün, İslam’a yaptığı kötülüğü dünya
inanmayanlarının tamamı bir araya gelse, yapamazlardı.
Onlara yardım edenlerin girdiği
günahı da bütün kâfirler bir araya gelse giremezlerdi. Her şey gözlerinizin
önünde cereyan ediyor ayrıntıya girmeyeceğim.
Allah, Allah diye kesilen
kafalar, yerlerde sürünen cenazeler, İslam’ın hiçbir yerinde yoktur olmamıştır.
Bu tür İslam’a aykırı hareketler,
ne yazık ki, face denilen paylaşım sitesinde, teröristlere karşı da yapılmaya
başlandı. Öldürüldüğü halde, boynuna takılan iple çekilen erkekler.
Öldürüldükten sonra çırılçıplak soyulan kadınlar. Ayıptır, günahtır, bu olaylar İslam da
yasaktır.
İslam’da savaş vardır. Vatan için, Din için, savaş haktır. Ama
Öldürdüğün bir kimseye saygısızlık hakaret işkence ve onun haklarına tecavüz
yoktur.
Hiç görmediniz mi, dinlemediniz
mi, duymadınız mı, savaş alanında bile, düşmanlarının cesetlerini gömen, bir
dinin temsilcileri olduğumuzu.
Çanak kalede, işgalcilerin yaralılarını, karşı cepheye taşıyan, Türk
askerinin heykelini görmediniz mi?
Kininiz, ne kadar büyük olursa olsun, İslam’a yakışır davranmak
zorundasınız. Aksi halde o tavrınızdan dolayı İslam’a zarar verirsiniz. Günahkâr
olursunuz.
Onlar daha kötülerini yaptılar
ya.
Onlar kahpece pusu kurdular ya.
Onlar için neden bir şey
söylemiyorsun? Diyenlerinizi duyar gibiyim. Teröre karşı savaşın yapılması
gerektiğini ve cezasız kalmayacağını başta söylemedim mi?
Geriye gitmek istemiyorum ama
beni mecbur ediyorsunuz.
Dün Suriye ile savaş
çıkarabileceğini söyleyen, paylaşım sitelerine de düşmüş bir MİT başkanının
sözlerini hepimiz duyduk, gördük, aptallaştık.
Hayretlere düştük.
Bu kadar yanlışı nasıl
yapabilirler dedik.
Sıkı durun, ben daha önceki
yazılarımda birkaç kez bahsettim. PKK yı kimin kurdurduğunu. İlk üyelerinin,
sol örgütlerin toplantılarından nasıl dövülerek atıldıklarına tanık olduğumu
anlatmıştım. Yine söylüyorum. PKK, MİT tarafından kurdurulmuştur. Sonrada Mit
in kontrolünden çıkmıştır.
Abdullah Öcalan denilen çocuk katilinin, ilk karısının Ali Yıldırım
denilen MİT üst düzey yöneticisinin kızı Kesire olduğunu yazmıştım.
Şimdi anlamaya çalışın
yazdıklarımı.
Biz kimlerle savaşıyoruz.
Bizim 30 yılımızı kimler çalmış.
Güney doğuda yapılan yanlışlardan
sonra bu durumlara nasıl geldiğimiz anlamaya çalışınız. IŞID denilen canavarı
da kimlerin yarattığını ve kimlerin desteklediklerini hayal etmeye çalışınız.
Olayı taaa başından yeniden alarak,
bu duruma nasıl geldiğimizi, Hamasi nutuk atanlarla, Savaş çığırtkanlığı
yapanların. Sürü psikolojisini çok iyi yönettiklerini, çoğu zamanda, sebep
sonuç ilişkisini kuramadığımız için, düşmanlıkların körüklendiğini düşününüz.
Hangi ana kuzusu adalet aramak
için canını hiçe sayarak terör eylemlerine karışabilir ki?
Hangi zihniyet ben ölürüm ama, kendimle
birlikte onlarcasını da götürürüm, diyerek canlı bomba olabilir ki?
Bu inancın arkasında, sadece
kandırılmışlık mı vardır sizce?
Sadece beyinleri yıkananlar mı
yapabilir bunları?
Geçmişten bu güne yapılan yanlışlarımız yok mu, bu güne gelişimizde
acaba?
30 Yıldır savaşıyoruz da neden
halledilemedi, sürekli güçlendi olaylar?
Efendiler “ Silahlar barışın güvencesidir” sözü Silah tacirlerinin sözü dür.
İnanmayınız. “Adalettir, barışın ve
devletin temeli, güvencesi”
Geçmişten bu güne, Güney doğuda
yaşayan insanımızın sancılarını; şiddetle, silahla, aşağılayarak, bastıran
zihniyet getirdi bu ülkeyi bu hale.
Daha dün, Barış sürecinde ne konuşulduysa, ne sözler verildiyse, Yine
tutulmadı o sözler, yine aldatıldı insanlarımız.
Son iki yıldır susan silahlar, yeniden kullanılmaya başlandıysa, sadece
onlar günahkâr değiller, bizlerde, bizi temsil edenlerde günahkârdır.
Tekrar düşünelim, tekrar karar
verelim. 30 yıllık savaş, 30 bin canın yok olmasına sebep oldu. Eğer savaş
başlatılmasaydı; harcanan parayla her ailenin değil, her ferdin iki evi iki
arabası olurdu. Yanlış duymadınız, beşikte
yatanın da, iki evi, iki arabası olacak kadar zengin olurdu.
Bu sonuca göre, böylesi zengin
bir ülkede terör olabilir miydi? Olamazdı.
Olurdu diyenler, biliniz ki
savaşın müsebbipleridirler. Onların büyükleri çıkarmıştır savaşı. Onların ağa
babaları kurdurmuştur, Şimdiki PKK yı o zamanki Apocular örgütünü.
Sonuç,
Hepimiz paylaşımlarımızı,
ağzımızdan çıkanları, düşmanlık söylemlerini, kini nefreti, savaş
çığırtkanlığını bir kenara bırakıp sakin, sakin yeniden düşünelim.
İç savaşa gidiyoruz. Despotizme, totaliter rejime doğru kendi
ellerimizle gidiyoruz. Kenan darbecisi de bu şekilde yapmıştı.
Yine biliniz ki Allah katında bir
inanan bir de inanmayan Millet vardır.
İnanıyorsanız, inanıyorum
diyorsanız. “Allah katında din
İslam’dır” Ona göre davranmak ve yaşamak zorundasınız. İslam barıştır.
İslam Adalettir. İslam kardeşliktir. Kardeşlikte, eşitliktir.
Saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2015-08-21
.