29 Kasım 2014 Cumartesi

GÖZÜNÜZ TOPRAK DOYURSUN



                  

İsra suresinin aşağıdaki ayetlerinde, bakınız Allah ne diyor.
61. Meleklere; Âdem’e secde edin! Demiştik. İblisin dışında hepsi secde ettiler. İblis: “Ben, dedi, çamurdan yarattığın bir kimseye secde mi ederim!”
62.Dedi ki: “ Şu benden üstün kıldığına bir bak! Yemin ederim ki, eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında, onun neslini kendime bağlayacağım!”
63.Allah buyurdu: Git! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezası cehennemdir. Tam bir ceza!
64.Onlardan gücün yettiği kimseleri davetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaatlerde bulun. Şeytan, insanlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez.
65.Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.

Enfal suresinin 28. Ayetinde Allah “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah katındadır” diyor.

Bakara suresinin 188. ayetinde yine Allah “ Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o mallardan  hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.” Diyor.
 Mallarla ilgili yaklaşık, 92 ayet var, Kuranı kerimde.
İnsanların birçokları Dünya malı için oldukça fazla günaha girerlerken görülen o dur ki, İblis işini çok iyi yapıyor. En çok ta mallar söz konusu olunca başarıya ulaşıyor.
 Baba ile evlat, karı ile koca, evlat ile annesi ve kardeşler arasına, hep mal girmekte ve düşmanlıklar oluşmaktadır.
Her kes malın mülkün ve evlatların imtihan için verildiğini, Kuranı kerimde okumuş olsa da, o imtihanı başaramamakta ve sınıfta kalmaktadır.
Çevrenize bir bakınız. Hiç ummadığınız kimseler mal ve mülk konusunda dargın, küskün ve hatta mahkemeliktirler.
Hani bir söz vardır ya “ Gözünü toprak doyursun.” Diye. İşte öyle bir dünya ki bu dünya, Hiçbir kimse, okudukları kutsal kitaplardaki yazılan, Allahın sözlerinin kendisi için değil de, kendisinin dışında herkes için geçerli olduğunu zannediyor.

Bir atasözü vardır “Cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla örülüdür” Birçok kimse de, kendisinin bu yanlışları iyi niyetle yaptıklarını düşünmeleri sonucu, Cehenneme düşeceklerinden habersiz, mal mülk ve adaletsiz uygulamaların içine düşmektedirler.

Dileğim odur ki Rabbim haksız yere mal biriktireni, başkalarının hakkını gasp edenleri, yasalara uygun dahi olsa, yanlış yapanları, hakkı olandan alıp, hakkı olmayana verenleri,   yiyeni, Lanetlemeden önce hidayete erdirir. Değilse, zaten 92 ye varan ayetten birçoğunda, cehennemi ile cezalandıracağını belirtmiştir. İnananlara, inanıyorum diyenlere, duyurulur.
İnanmayanlar ise, kapsama alanı dışında kalıyorum, zannetmesinler.  
                         Saygılarımla. Mehmet KIZILASLAN 2014-11-29



15 Kasım 2014 Cumartesi

İSRAFÇI MİLLETİZ VESSELAM



                          

Milli Eğitim çok önemlidir hepimize göre. Bunu söyler bunu dillendiririz. Ama ne yapabiliriz ne çare bulabiliriz. Çocuklarımızı nasıl daha rahat ortamlarda eğitim verebiliriz diye bir araştırmamız olmaz çoğu zaman.
Hepimiz çocuğumuzun ya da yakınımızın işinin olmadığından, torpil arayıp dururuz.
Ben şimdi yaklaşık olarak 100 kadrolu bir iş önereceğim sizlere, Nazillide.
Merak ediyorsanız devam edeceğim. Değilse burada keseceğim ve sizler yakınlarınızın falanca okula temizlik işçisi girmesi için hemen siyasilerin başını ağrıtmaya devam ediniz. Diğer taraftan da, atanamayan öğretmenlerin sokaklara dökülmesine seyirci kalınız.
 Nazilli Fatih İlk Öğretim ve Orta Okulu ile Zafer İlk Öğretim ve Orta Okulu öğrencilerinin durumunu büyük olasılıkla o okulun yöneticileri ile birlikte, İlçe Milli Eğitimi  bilmelerine rağmen; velilerin, neden siyasileri ve yetkilileri uyarmadıklarını merak ediyorum. Onları neden zorlamazlar. Çocuklarının çektikleri ikili eğitimdeki sıkıntıları siyasilere neden ulaştırmazlar? Çözümü de neden sunmazlar?
 Ne yapabiliriz ki? Demeyiniz. Hemen bu okulların tam ortasına düşen ve bu okulların yükünü alacak, ESKİ DEVLET HASTANESİ ni Milli Eğitime vermeleri için mücadele ediniz. Bu okulların yükünü alarak, Nazillimize bir okul daha kazandırınız.
Neden, yeni atanacak öğretmenlerle, çalışan personeliyle, temizlik işçileri ile birlikte, 100 İnsanımıza daha iş alanı açılmasını sağlamazsınız ki?
Ey iktidarın ilçe yöneticileri mevcut dairelerde temizlik işçisi atamalarında, 8-10 kişinin başında, “benim önerdiğim yakınım, neden görevlendirilmedi” diye, birbirinize gireceğinize, alın sizlere bir iş kapısı daha; hem de 100 personelden aşağı değil.
Nazilli eski Devlet hastanesini, hemen Bu okulların öğrencilerinin yükünü alacak şekilde yeni bir okul açılmasını sağlayınız.
Hem bu okullardaki eğitimin, kalitesini yükseltirsiniz. Hem de, tayin bekleyen yüz öğretmenin daha iş alanının açılmasını sağlayınız.
Müdür olmak için ve müdür muavini olmak için sınav kazanmış 4-5 idarecimizin daha, önünü de açınız. Birde temizlikçisi ile kantincisi ile 10 - 15 insanımıza daha iş imkânı sağlayınız.
Gelelim israfımıza; Orada kocaman bir bina atıl olarak durmakta iken, iki tane okulumuzda ( Fatih İlk Öğretim ve Orta Okulu– Zafer İlk Öğretim ve Orta Okulu) öğrencilerimiz ikili eğitimde üst üste okumaya çalışırken bakalım neleri israf ediyoruz.
Bir Kocaman bir binamız Eski Devlet Hastanesi binası boş duruyor bu bir israftır.
İki Bu iki okuldaki Öğretmenlerimizin eforlarını, öğrencilerimizin çokluğu nedeniyle israf ediyoruz ve azami verimi alamıyoruz. Bu bir isrftır.
Üç Öğrencilerimizle daha çok zaman ayıramadığımız için o genç nesil in zamanını ve geleceğini israf ediyoruz.
Dört atanma bekleyen öğretmen adaylarımızın psikolojilerini bozuyoruz. Bu da bir israftır.
 Beş Nazillimizde iş ekmek bekleyen, memurundan, temizlikçisine ve kantincisine kadar birçok insana iş imkânı sağlayamıyoruz. Bu da bir israftır.
Hasılı biz çok israfçı bir Milletiz ve dar alanlarda büyük kazançlar temin edebileceğimizi zannedip birbirimizi yiyoruz. Burada edilen israfın haddi hesabı yok.
Doğru değil mi söylediğim ey yetkililer? Haydi İş başına, önleyiniz bu israfı.

  Saygılarımla.       Mehmet KIZILASLAN 2014-11-15

7 Kasım 2014 Cuma

GELİŞMEMİŞ EGOLARDA DÜNYA SEVGİSİ




         

Gelişmemiş ülkelerde demedim özellikle, vereceğim örnekler gelişmemiş ülkelerin, gelişmiş beyinli liderlerinin ne kadar mükemmel olduklarını, kendilerini ne kadar güzel geliştirdiklerini ve egolarını nasıl bertaraf ettiklerini de anlatacak çünkü.
Daha önceleri de buna benzer yazılarım olmuştu. İslam ülkelerinin, İslam devletlerinin liderlerine bakıyorum geçmişe dönüp. Geçmişe dönüp diyorum, çünkü onlardan iftiharla bahsedebiliyorum.
Her biri yönetime geçinceye kadar çok zenginler. Yönetimi bitip görevden ayrılırlarken ya da ölürlerken, üzerlerindeki kıyafetten başka mal varlıkları kalmamış.
İmreniyorum, gıpta ediyorum, hayranlığım hem kendisine hem de savunmaya soyundukları, İslam anlayışına, artıyor, hayranlığım, zirve yapıyor.

Ne gariptir ki son zamanlar İslam ülkelerinin liderlerine bakıyorum. Onlardan iğreniyorum, utanıyorum, tiksiniyorum.
Bazıları dansözlerin üzerlerine dolarlar yığıyor.
Bazıları altın musluklar ve altın eşyalar dolu saraylarında zevkusefada.
Bazıları onlarca Amerikan arabasında, altın aksesuarlı eşyaların içinde saltanat sürüyor.
Bazıları anlatılması ve söylenilmesi, yazılması, çok zor ortamlarda günlerini gün ediyorlar. Ve Biz İslam’ız diyorlar, dünyanın gözünün içine bakarak. Sanki küfrediyorlar İslam anlayışımıza.

Onun için utanıyorum. Bunlar mı Müslüman, bunlar mı İslam diyorum.

Yüce Allah kitabında Maun suresinde bakın ne diyor:
“Dini yalanlayanı gördün mü?
İşte onlar yetimi itip kakar.
Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar.
Onlar gösteriş yapanlardır; hayra da mani olurlar.”
Allah’ınızı severseniz, bu ayetinde ne diyor, ne anlatmak istiyor, yüce yaratıcı?
Sizler ne anlıyorsunuz saygıdeğer okuyucularım?

 İslam’ı bilmeyenler, böylesi liderleri gördüklerinde, yoksul iken işin başına geçip, sonradan anlatılamayacak kadar zengin olan, İslam olduğunu iddia eden liderleri gördükçe, ne diyorlardır sizce? Büyük bir olasılıkla “Ben İslam’ı seçmem” çünkü “onların liderlerinin yaşadığı gibiyse İslam, doğru bir din değil” diyorlardır herhalde.
İslam barış’ın adıdır. İslam adaletin adıdır. İslam Varlıkta eşitliğin, fırsat da eşitliğin adıdır. İslam israfın düşmanıdır. İslam Komşusu aç iken tok yatmayandır. İslam Ülkesindeki insanları kendisinden farklı saymayandır.
O liderler öylede biz nasılız acaba? Önce kendimizi tartacağız. Önce kendimizi düzelteceğiz. Önce İslam’a yakışır yaşayacağız ve örnek olacağız. İslam liderleri de, Dünyaya örnek olacaklar.  Saygılarımla. 
                          Mehmet KIZILASLAN 2014-11-07



1 Kasım 2014 Cumartesi

FARELERİN YUVALARINDA BİLE





Farelerin yuvalarında bile bir giriş deliği varsa, onlarca kaçış yolu bulunmaktadır.
Kömür madenlerinde sadece bir giriş ağzı neden olur? Neden ikinci üçüncü kaçış ağızları  olmaz?
Fareler kadar aklımız mı yok, yoksa insan hayatı bu kadar ucuz mu?
Sözüm sadece iktidara değil muhalefetin ölümler üzerinden politikalar yapan yöneticilerine de var.
Nerede çokça çalışan işçi varsa Fabrikalar ve madenler, hepsine seçimlerden önce girdiniz oy istediniz. Size oy vermelerini istediniz.
Alınmayan tedbirleri gördüğünüz halde patronlarının yanında onları söylemediniz. Size işçilerin anlattıkları da, koltuk sevdanızdan olsa gerek bir kulağınızdan girdi, diğerinden çıktı.
Hiç birinizin iş güvenliği, işçi sağlığı konusunda dişe gelir bir programınız bile olmadı. Olmayacak ta.
Sadece oy istediniz. Alamadığınızda, bazılarınız madenlerdeki ölümlere neredeyse gülümsediniz. Utanmadınız.
Allah’ınızı severseniz, hanginizin kömür madenleri konusunda bir iyileştirme projeniz var? Soruyorum ey iktidardakiler, muhalefettekiler, yanaşmalar, yandaşlar, ağalar, beyler, efendiler. 
Şimdi sizlere, fikir fakiri sizlere, aklıma gelen fikirlerimi söylüyorum. Okuyunuz anlamaya çalışınız.
Kömür madenlerini kapatamazsınız. Dışa bağımlılığı daha öteye taşıyamazsınız. Yapacağınız iş, Her Kömür madeninin alması gereken tedbirleri öncelikle belirleyiniz.
Belirlediğiniz tedbirleri hiçbir kömür madeni sahibi, patronu, yerine getiremez. O halde ne yapacaksınız?  
Ne mi yapacaksınız? 
Bütün Kömür madenlerinin havalandırma sondaj borularını en az on adet yapacaksınız. Kaçma ve çıkma ağızlarını en az ikiye çıkaracaksınız. Emniyet odalarını madenlerin içine birkaç ayrı yere yapacaksınız. Su boşaltma pompalarını, madenlerdeki suyu anında boşaltabilecekleri yerlere yerleştireceksiniz.
Ve madenin çalışma kapasitesine göre yaptığınız bu yatırımın bedelini oranlayacaksınız. Ve o oran, kadar her madene Devlet olarak ortak olacaksınız.
Efendiler anladınız mı? Her madendeki iş güvenliği tedbirlerini siz alacaksınız. Devlet olarak siz alacaksınız. Sosyal devlet olmanın gereği bu olmalı. Karşılığında her madene yaptığınız yatırım kadar orantılı ortak olacaksınız.
Yok öyle ölen işçilerimizin arkasından ağlayarak ya da ölümler üzerinden politika yaparak milleti aptal yerine koymak.
Bu ölümler kader değil, alçakça ihmaldir efendiler. Devlet olarak seyirci kalmaktır.
Madencileri hapse atmak değil ya assanız ölenler geri gelecek mi? Ya sonra kim soyunacak madenciliğe? Kim zor işlerde üretime girecek?
Benden, bu günlük bu kadar. Ölenlere rahmet okumaktan sizleri de Allah’a havale etmekten yoruldum efendiler yoruldum.  
                      Mehmet KIZILASLAN 2014-11-01