Birçoklarımız bir parti genel
başkanının vaatlerinin ulaşılamazlığından, kaynakların olmadığından bahsediyorsunuz.
Gülüyorum.
Nasıl olsa iktidara gelemeyecek,
o nedenle habire atıyor, diyorsunuz. Üzülüyorum.
Hele birileri var ki sıkılmadan, “bunlar ya para saymasını bilmiyor, ya da
dayak yememişler” diyor. Kahroluyorum.
Şimdi sizlere hiçbir parti övmeden geçmişte
yapılanlardan bahsederek vaatlerin ve daha fazlasının olabilirliğinden
bahsedeceğim.
Cumhuriyetin ilk yıllarını
hatırlayanlarınız hala sağ olmaya bilirler, ama hepimizin yanı başında onların
anlattıklarını dinleyen ve azda olsa, Cumhuriyet tarihini okuyanlarınız vardır
ve onlar çok iyi bilirler.
Savaştan çıkmış, yanmış, yıkılmış,
talan edilmiş bir ülke düşününüz. Bu ülke ilk 10 yılında, çok kötü duruma
rağmen, ekonomik bağımsızlığını kazanmış. Hiç kimseye boyun eğmemiş. Kimseden
emir almamış. Uluslar arası ilişkileri iyi kullanarak birçoğumuzun sevmediği,
Rusya’ya, Tüm temel fabrikaları kurdurtan ve onlara borcunu bu fabrikaların ürünleri
ve narenciye ile ödemiş bir ülkeyiz biz.
Kendi demir çeliğini üretir hale
gelmiş.
Alüminyumunu, üretmiş.
Madenlerini işlemeye başlamış.
Tekstilini, Ayakkabısını, Camının
üretmiş.
Arabasını, ve Uçağını kendisi
yapmış.
Bu ülke tarımda “Köylü Milletin efendisidir” mantığını oturtmuş. Tarım ürünleri ihraç eder
hale gelmiştir.
Köy enstitüleri sayesinde, köy
okullarını, köylü, öğretmen, öğrenci ve devlet işbirliği ile kurarak; Müteahhit yandaşına para yedirmeyen bir
devlet yapısıyla ilerlemiş bir Türkiye kurulmuştur.
Şimdi beni okuyan ve devletten, ihalelerden haksız para kazanan efendiler,
size sesleniyorum. Sizler sülüklersiniz,
sizler asalak kenelersiniz, sizler aşağılık birer cenaze soyucularısınız.
Sizler bugünkü düzenden keselerinizi dolduran ve yetim hakkını kul hakkını
utanmazca yiyen insanlık dışı yaratıklarsınız.
Sizlerin yolunuzu açan, yasaları Milletin aleyhine, yandaşın yararına,
düzenleyen, gelmiş geçmiş tüm yasa
yapıcılar, sizlere sesleniyorum. Sizlerde Allahlığa soyunmuş, şirk içinde
olan zavallılarsınız.
Dilinize doladığınız ve yüreğinizde
olmayan, Allahın kitabında, kul hakkından bahseder. Sizler hem onu dilinize
dolarsınız, hem de milyonlarca vatan evladının hakkını yakınlarınıza ve yedi
sülalenize peşkeş çakersiniz.
Bana kızıyorsunuz değil mi? Biliyorum.
Hatta küfürler ediyorsunuz. Sizlerden korkmuyorum, biliyor musunuz? Sizlerin
tuzaklarınız varsa, Allahın da tuzakları vardır. Ayrıca kem söz sahibinindir.
Allah da bu yaptıklarınızdan
dolayı size kızıyor. Biliniz ki kendi çıkarlarınız için Dini kullandınız.
Karşınızdakileri dinsiz ilan ettiniz. Din elden gidiyor diye Kuranı Kerimin Türkçe mealini ilk kez kendi maaşından
yayınlatana bile, kendi kişisel çıkarlarınızdan dolayı, millete karşı, dinsiz,
düşman ilan ettiniz. Çünkü din sadece sizin tekelinizdeydi sanki.
Koltuk sevdanızdan ve dünyevi ihtiraslarınızdan
dolayı milleti kandırdınız. Ve yoksullaştırıp el açar duruma getirdiniz.
Size söylüyorum efendiler. Sizler
Balık tutmayı öğretmek yerine bu milleti el açar duruma getirdiniz. Yardım alır
durama getirdiniz. Hâlbuki sistem 1938
den sonra sizlerin istediği gibi bozulmasaydı, bu ülke gerçek dünya lideri
olurdu elbette.
Fabrikaların tamamının kapanmasına sebep
olanlar ya da göz yumanlar, ülkede sonun başlangıcını başlattılar.
Sonrakilerin tamamı da, o yönde
batışa hizmet ettiler.
Dağıtılan ve yandaşlarının
kesesine aktarılan paralarla bu ülkede her ay Yüzlerce fabrika kurulabilirdi. Eskiden kurulan fabrikalar kapatılmayabilir,
tamamı yenilenebilirdi.
Bir yıl içinde binlerce fabrika
binası yapılılabilirdi. Üretim yapmak isteyen her müteşebbise kiraya verilerek
milyonlarca kişi işsizlikten kurtarılabilirdi.
Kendi koltuk sevdasında olan
yöneticiler ve sizler bunları yapmadınız. Milletin gözünü boyayan ölü
yatırımlar ve gösterişte yerinizi aldınız.
Ama yolun sonuna gelindi. Ya üretimin önü açılacak, Adaletli yaşam
kurulacak. Ya da bu ülke, Millet yararına olmayan, yandaş yararına olan düzenin
esiri olup batacak.
1938 sonrası, gösteriş için ve kendi zevkusefaları için harcama yapan
yöneticiler, o paraları Milletin refahı için harcasalardı; belki de Dünya
üreten devi olabilirdik.
Sakın ola bir partinin
çığırtkanlığını yaptığımı zannetmeyiniz. Ben sadece dinsiz diye
adlandırdıklarınızla bu günkü dindarım diyenlerin yaptıklarını karşılaştırmaya
çalıştım.
Bana
bir İslam halifesi gösteriniz ki, öldüğünde bir kenarda ikinci bir gömleği var
olsun. Bir de bu gün, İslam devletlerinin liderine bakınız. Onlar sayılı
dünya zenginleri içinde yer almaktadırlar ve halkları sefalet içindedirler.
Şunu çok iyi biliniz ki bu gün vaat edilenlerden daha fazlası bile
yapılabilir. Bundan emin olunuz okurlarım.
Saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2015-04-21