Kimseyi, ama hiçbir kimseyi
korumak değil amacım, ama bu gün bir başka pencereden bakalım mı son
gelişmeleri?
Sevenlerini hüzün’e boğuldu,
sevmeyenleri sanki bayramı yaşıyor.
Bir ülke yöneteceksiniz ve bu
ülke 50 yıldır ABD gölgesinde, hatta emir komuta zinciri altında olacak.
Sıyrılmak isteyeceksiniz.
Kurtulmak isteyeceksiniz.
Zincirlerinizi kırmak
isteyeceksiniz.
Anlaşmalar, geçmişten gelen
korkular ve hatta temayüller buna izin vermeyecek.
Bir yerlerde, içinizden gelen,
özünüzde sizi rahatsız eden, kurtulma ve bu müstemleke anlayışından sıyrılma iç
güdüsü sizi zorlayacak.
İçiniz içinize sığmayacak bazı
geceler ağlayacaksınız beklide.
Yapamıyorum edemiyorum kabuğumuzu
kıramıyorum, diye hastalık bulacaksınız.
Bir gün bu arayışınız sizin
beyninize bir ışık bir kıvılcım gibi fikir getirecek.
Delmeliyim ambargoları,
yıkmalıyım çevremdeki Çin setlerini, ama dengeleri de fazlaca bozmadan olmalı
bu iş.
Müslüman ülkelerle ticaretimi
devam ettirmeliyim. Sadece emir olunan ülkelerle değil, istediğim ülkelerle de
alış verişimi, ticaretimi yapmalıyım. Ben müstemleke olmaktan kurtulmalıyım.
Maliyetlerimi düşürmeliyim. Hem Iraktan,
hem İran dan petrolümü almalıyım. Maliyetlerimi kontrol etmeliyim. Düşük
tutmalıyım. Dışarı verdiğimiz her kuruş, benim halkımın alın teri, ekmek
parasından kesilecek kuruşlar olduğu için dikkat etmeliyim. Dediniz.
Yasaklar sizi bağladı, bunu nasıl
değerlendirmemiz lazım, hangi kanallarla yapmalıyız derken, kurmaylarınıza
danıştınız. Onlar çok güvendiklerinizdi. Her sorunu konuştuklarınızdı. Size
fikirlerini söylediler.
Bizim çocuklarımızın üzerinden yapalım bu
ticareti. ABD bilmeden delelim ambargoları. Onlar her kenarından kalbura
döndürürken ambargoları; biz dibimizdeki komşularımızla neden bu ticaret
yapmayalım dediniz.
Yapmasaydınız petrolün fiyatı
belki 6-7 TL den tüketilecekti ülkenizde.
Belki doğal gaz sıkıntısı
çekilecekti, kışın ortasında.
İran’a gönderilen altınlar
neredeyse İran petrolünün tamamının ülkemiz üzerinden geçmesinin karşılığıydı.
Biz bilemiyoruz. Sizin halka anlatamadığınız, birçok şey vardı belki de. Alenen
yaptığınızda, hegemonyasında olduğumuz ABD ile tüm bağlarımızın kopacaktı belki
de.
Nitekim de öyle oldu çıldırdı
emperyal güçler ambargoları deldiğinizi İran’la ticaretinizi öğrendiklerinde.
Saldırdılar dört koldan.
Kimimiz hırsızlık dedik. Kimimiz
yolsuzluk dedik. Hepimiz düz mantıkla baktık olaylara. Bazıları da “aha dedi
gidiyor yıkılmaz denilen iktidar, bize gün doğuyor.” Diye bayram ettiler.
Karşı oldukları ABD temsilcileri ile hemen
sarmaş dolaş toplantılar yapmaya başladılar. İktidarı bize ver. Dediler.
Beklide anlaştılar. Bunları da bilemiyoruz.
Ama ben bu gün, bu olayları
hepimizin birde bu olağan üstü pencereden bakmanızı istiyorum.
Hiçbir inançlı kimse kendisi ve
çocuklarını böylesi bir kara lekelere bulaşsın, o lekelerle ömür boyu yaşasın
ve öbür dünyada da Allahın gazabına uğrasın, cehennemlerde ebedi yansın, isteyeceğine, inanmıyorum. İnanmak
istemiyorum.
Bu bir kabustur, bu bir karabasandır,
Uyanmak istiyorum. ABD nin ve emperyal güçlerin baskısından, hegemonyasından,
nasıl kurtulmamız gerektiğini hepimizin araştırmasını istiyorum. Bu sadece
iktidarın sorunu değildir. Hepimizin sorunudur.
Dostlarım başta da söyledim
kimseyi ama hiç kimseyi savunmuyorum. Birde bu pencereden bakmanızı istedim
olaylara. Sizi zorladıysam, üzdüysem, özür dilerim saygılarımla.
Mehmet Kızılaslan
2013-12-25