Güçlü olduğunuz alanlarda,
tanklarla, toplarla, şehirleri boşaltarak; daha önceden yığınak yapmalarına
izin verdiğiniz, terörist avına çıktığınız da, da bağırdık; “Böyle barış olmaz.” dedik.
Dikkate almadınız. Cahil halka,
kaslarınızın gücünü gösterdiniz alkış aldınız. Gariptir doğru yaptığınızı
zannettiniz.
Yanlış yaptığını güçlü taraf
anlamakta hep zorlanır. Hele alkışlar içindeyse.
“Komşularımızla sıfır sorun” dediniz hiçbir komşumuzla iyi ilişkimiz
kalmadı.
İç karışıklıklarına sebep
olduğumuz ülkelerin istihbarat örgütleri, boş duracak zannettiniz. Yanıldınız,
her yapılan yanlışın öcü alınırdı, almaya başladılar.
Suriye’de karşımıza aldığımız güçler, orada muhaliflere verdiğimiz
desteklere, gülerek seyirci kalacak zannettiniz. Yanıldınız.
Şimdi bazı gazetelerde, “Ölüm
tarlalarının öcü mü alındı” yazıyor. Bir ülkede ekonomik uçurumların ve
demokrasi yoksunu ortamın yarattığı, kaosu, arayışı, terörü, şiddetle, silahla
bastırabileceğinizi zannetme gafleti ve hamasetine kaptınız. Yanıldınız.
Komşudaki teröristleri açıktan
açığa desteklerseniz, sizin en kıymetli yerlerinizden vururlar. Vurdular,
koruyamadınız.
İçimiz kan ağlıyor. Neden biliyor
musunuz?
Başka amaçlarla kullandığımız, MİT
imiz, başka şeylerle meşgul olduğu için olsa gerek. İstihbarat konusunda ve
önlem alma konusunda yetersiz kaldı. Kalbimizden vurulduk.
Dış siyasetimizin kötülüğü, düşmanlarımızı
çoğalttı. Ülke içinde uzlaşma yolu ile halledebileceğimiz, azınlık meselelerini
silahla çözebileceğimizi ve bunu çözerken, Milliyetçi oyların tamamını
alabiliriz hesabı yaptınız. Ülke kan gölüne döndü. Başaramadık.
İç siyasetimizi, Dış
ilişkilerimizde meydan okumalarla zinde tutabileceğimizi zannettik. Ekonomimizi
felce uğrattık. Başaramadık.
Bütün Dünya, Terörü lanetler ve karşı çıkar bu olaydan sonra artık, diye
düşünüyorsanız? Yanılıyorsunuz.
Bu olaylar, sadece bizim
hatalarımız ve düşmanlaştırdıklarımızın çokluğundan değil belki ama, Büyük bir
bölümü bizim yanlışlarımızdan dolayı olduğundan, yanımızda hiçbir kimse
olmayacaktır.
Rusya uçağını düşürdüğümüzde,
olayı iç siyasetimizde kullanabilmek için olsa gerek, meydanlarda hamaset
nutukları attınız. Suriye sınırından bir adım öteye uçaklarımız geçemediği
için, oradaki güçleri kontrol edemediniz. Kaybettik.
Ta başından beri kalbura dönen,
sınırlarımızdan her türlü melanet, büyük şehirlerimizin kalbine kadar ulaştı.
Koruyamadık.
Şimdi iyi geçinemediğimiz ve her
fırsatta meydan okuduğumuz, Avrupa’dan, komşularımızdan, “Teröre karşı ortak
eylem yapalım. Ortak mücadele verelim.” Çağrıları yapıyorsunuz. İnandırıcı
değilsiniz ve çağrı yaptığınız her kesim, bize kıs, kıs gülüyorlar.
Çünkü çağrı yaptığınız o ülkeler, sizin yanlışlarınızdan, meydan
okumalarınızdan ve dış siyasetinizdeki güvensizliğinizden dolayı, terörizmi
gizliden gizliye destekliyorlar.
Peki teröristlerde hiç suç yok
mu?
Ne yapmamız lazım?
Elbette terörizm suçlu, elbette
terörizm önlenecek.
Öncelikle terörist yaratmayarak,
terörizmi önleyeceksiniz.
Kendinizi onların yerine koyup,
empati yaptığınızda sorunun yarısını çözersiniz.
Onların zayıf olduğu alanlarda
yakıp, yıkar, tankla topla şehirlerinden köylerinden yuvalanmasına izin
verdiğiniz yerlerden, ederseniz; terörizmin beyinleri, piyonları gibi davranmaz
sakin düşünür. Sizin kalbinizi patlatmanın yollarını ararlar.
Siz bölgeler arası ekonomik
uçurumlar yaratırsanız, onlar da sizin geleceğinizi yakarlar. Siz onlar
dertlerini anlatmaya kalktıklarında, aşağılar, hor görür, hatta şiddet
uygularsanız; onlar çareyi terör de bulurlar.
Siz, o bölgenin siyasi temsilcilerini
mecliste dahi, konuşturmaz, dokunulmazlıklarını kaldırırsanız ve bunu, büyük
bir, başarı imiş gibi, hamasetle meydanlarda kullanırsanız; onlarda “Madem temsilcilerimizin konuşmalarına izin
verilmiyor temsilcilerimiz yargılanıyor. Başka yol kalmadı silahtan başka”
der. Silahlarını konuştururlar.
Efendiler bu terör olaylarının
arkasında yabancı güçler aramanıza gerek yok. “Başımıza gelen tüm olaylar kendi günahlarımızdan dolayıdır.”
Hala yol yakın, savaşın galibi
olmaz. Hemen şimdi her alanda, her kesimle, her ülkeyle, her gurupla, barış
yapma zamanıdır. Bunu yapmak küçülmek değil, gerçekten büyük devlet olmanın
gereğidir.
Başımız sağ olsun, ülke halkım.
Rabbim daha kötü durumlardan ve tüm tarafların yanlışlarından bizi korusun.
Saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2016-06-29