18 Ocak 2021 Pazartesi

EY MUHALEFET

 

                                                     

    Yine işi gücü bıraktın, iktidarla değil de, muhalefeti eleştiriyorsun, diyeceksiniz ama yazımı sonuna kadar okuduğunuzda bir çoklarınız bana hak vereceksiniz, değerli okurlarım.

    18 yıldan beridir, yaptıkları icraatlar la memnuniyetsiz vatandaşların oylarını geri çekmesi sonucu, erimesi gereken iktidar, gariptir oy kayıp etmiyor ve aksine güçleniyor.

     Bir yakınımızı eleştirirken bile, iyi yaptığı iki hareketin arasına, kötü yaptığı bir eylemini eleştirdiğimizde, o insanı üzmemiş aksine yanlışlarını düzeltmesi için ikaz etmiş oluruz.

      İktidarı eleştirir iken de aynı metodu uygulasanız, ona oy veren vatandaşın gözünde büyüseniz olmaz mı?

      Günümüzün en büyük sorunu, işsizlik, yoksulluk ve parasızlık iken; birçok insanın anlamadığı “Güçlendirilmiş parlamenter sistem getireceğiz”  gibi konularla uğraşmanız, yoksul vatandaşımızı ne kadar etkiler diye düşündüğünüz oldu mu?

      Siz iktidar olduğunuzda vatandaşımızın yoksulluğuna nasıl çare olacağınızı kaynaklarını nereden bulacağınızı anlatsanız olmaz mı?

      Baş örtüsü mağdurları ve yakınlarının oyları ile iktidara gelen bir iktidarın, onlarca yanlışı varken;  O yanlış uygulamaların doğrularını vatandaşımıza anlatacağınız fikir ve projelerinizi sunmanız gerekirken; baş örtüsü konusunda, hakime, savcıya dil uzatmak hangi akla hizmet olabilir?

     İktidara karşı, tek fikriniz, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirelim gerisi Allah kerim, tavırları sergileyeceğinize; Savunma sanayisinde yapılan iyilikleri memnuniyetle karşıladığınızı söyleseniz. Ekonomik konuda yanlışlarını Milletin fakirleştiğini, üreticinin borçlar yüzünden üretemez hale geldiğini, Milyonlarca insanın icralık olduğunu anlattıktan sonra; bir iyi yaptığı işi daha söyleyip eleştirilerinizi devam etseniz olmaz mı?

     Her demeciniz ve basın toplantınızda yaptığı bir yanlışın, doğru uygulamasını anlatsanız olmaz mı?

       Güçlendirilmiş parlamenter sistemde Erk Milletin seçtiği Vekillerin eline mi geçecek?

     Parti başkanlarının seçtiği Vekillerin elinde mi Olacak?

     Cumhur Başkanlığı sistemini değiştirmek için 400 Milletvekiliniz olacak mı?

     400 Milletvekili sayısına, Vatandaşımızın gönlünü, bu gün uyguladığınız muhalefet metodu ile mi kazanacaksınız?

     Rahmetli Bülent Ecevit Ülkede en büyük oyu aldığında,” Toprak işleyenin, su kullananın” diye yola çıktığında o gün bu Ülkenin üreten insanlarının gönlüne Toprak reformu yapacağım diye girmişti. Sizin, yönetenin, siz olmak istediğinizden, farklı ne söyleminiz var.

     Sayın, Recep Tayyip Erdoğan insin, biz çıkalım o makama öyle mi?

Sayın, Recep Tayyip Erdoğan’ın inmesi, bu yoksul, işsiz, çaresiz vatandaşın nasıl kurtuluşu olacak? Anlata biliyor musunuz? Hangi çözüm yollarını Milletin kafasına soka biliyorsunuz?

     “Kervan yolda düzülür” mantığına göre işini yapmaya kalkanlar, yol hakkında bir fikri bulunmayanlardır.  Fikri bulunmayanın tedbiri de olmadığını herkes bilir.  Sizlerin de vatandaşın sorunlarına çare olacak fikirleri sunmadan, iktidar ola bileceğinizi sandığınız gibi bir açmazınız var.

      Oysaki bu ekonomik çıkmazda, işsizlik le kıvranan, yoksullukla mücadele eden, üretemez hale gelen, vatandaşımıza söyleyeceğiniz çözüm yollarını; didişmeden sunmanız gerekmez mi?

      Ey muhalefet, gittiğiniz yol yol değil. Uyguladığınız yöntem, yöntem değil. Millet sizden çözüm yolları bekliyor kavga değil.

       Umarım iktidarın uyguladığı ayrıştırıcı ve kavgacı yöntemin aksine, barışçı ve çözüm yolları gösteren, muhalefet yöntemine geçer, sıkıntılar içinde kıvranan Milletimize çare olursunuz.                          

                            Saygılarımla.   Mehmet Kızılaslan 2021-01-18

  

    

   

8 Ocak 2021 Cuma

BOŞA AKIP GİDEN İYİ SU KAYNAKLARI

 

                                    

       Boşa akıp giden dedim, çünkü eğer suyun gerçek sahipleri, o sudan faydalanamıyor iseler, o su,  başkasının kesesine para olarak akıyordur, yani boşuna akıyordur. O halde de suyun asıl sahibi, suya ve gelirlerine uzaktan bakıyordur.

        Suyun asıl sahipleri kimlerdir?

Yer altı kaynakları, su, petrol, maden, altın ve benzeri her şey, tapular kimin üstünde olursa olsun, Devletindir, kamunundur.

          Bazı uyanıklar, iyi suyun çıkabileceği arazileri köylülerimizden satın alıp, sondaj yaptırıp, şişeleme fabrikası kuracaklara satıp, köşe olup ülkemizi bile terk etmektedirler.

         Günümüzde barajlarımızdaki su oranlarının yağışsızlıktan dolayı barajlarımızda yüzde onlara düştüğünü hepimiz biliyoruz. Doğayı kirlettiğimiz, ağaçları kestiğimiz ve akla gelen her türlü zararı doğaya verdiğimiz bir zamanda, su için yağmur duaları da hiçbir işe yaramamaktadır.

          İşte bu yüzden mevcut su kaynaklarımızın boşa akıp gitmesini yani birilerine peşkeş çekilmesini önlemek zorundayız.

         Şimdi gelelim Nazilli sınırları içindeki iyi su kaynaklarına.

        Atmış yedi tane iyi su kaynağımız vardır bu bölgede. 

       Bu kaynaklardan faydalanan 11 marka ve 7 fabrika bulunmaktadır. 

       Bu iyi su kaynaklarının debisi saniyede 50 litredir. Aldığımız bilgilere göre su fabrikaları, bu suyun 24 litresini kullandıklarını söylemektedirler (kayıtlara göre)

       Asıl sorumuza gelelim. Belediyeler kendi arazisinde sondaj yapan vatandaşın, sondajına sayaç bağlama ve ondan bir bedel alma yetkilerine sahip iken; Bu İYİ SULARI AMBALAJLAYIP SATAN   fabrikalardan, hakları olan bedeli kamu yararına alıyorlar mı?

       Sayaç bağladılar mı?

       Alıyorlarsa kaçından ne kadar gelir temin ediyorlar?

       Almıyorlarsa neden almıyorlar?

       167 sayıl yer altı suları kanununa göre eskiden özel idareler alıyordu bu bedelleri, şimdi belediyelere bu hak verildiği halde, sıkıntı içinde yüzen belediyelerimiz bu bedelleri neden tahsil edip borçlarından kurtulmuyorlar?

       Yukarıda bahsettiğimiz, saniyede 50 litrelik debisi olan su kaynaklarımız kullanıcılara 600- 800 Milyon TL para kazandırırken; belediyelerin kazancı, Yüzde 25 düşünüldüğünde 150- 200 Milyon TL para kazanması gerekir.

       Belediyelerimiz bu paraları neden tahsil etmezler?

     O belediyelerin yüksek maaşlı avukatları ne yaparlar?

      Maaşlarını neden hak etmezler?

      Gelelim bir başka konuya, hiçbir yerde bulunmayan bu kadar güzel suların 67 tanesinin bulunduğu mevkilerdeki yapılaşmaya.

      Vatandaş, bu su kaynaklarının olduğu bölgeye bir villa yaptırmış, fosseptiğini de kazmış “Oh ne güzel hayatını yaşıyor” Allah aşkına bu evlerin fosseptiği o dünya güzeli sularımızı kirletmez mi?

       Alın size bir soru daha.

      Efendiler, bu üzerine önümüzdeki 10-15 yıl içinde savaşların çıkacağını düşündüğümüz güzelim sularımızın üzerine yapı yapanlara, Lağım sularının iyi suyumuza karışmasını sağlayan embesillere,  dur diyecek, bir Allah’ın kulu yok mu bu şehirde?

      Diğer bir konu daha, Vatandaşımız bir kova suyu idareli kullanmaya çalışırken, oto yıkama yerleri ve akaryakıt istasyonları içinde araba yıkayanların sondaj sularına sayaç bağlayıp kamunun yani herkesin malı olan o sudan, küçük bir miktar dahi su parası alıp, vatandaşına harcamayı düşünen belediyeler neden yok?

          Sorularımızın cevabı bulunduğunda, belediyelerimizin parasal sıkıntıları da çözülecektir diye düşünüyorum. Kaynaklarımız boşa, başkalarının cebine akarken, belediyemiz parasızlıktan kıvranmaktadır. Çareyi sundum, yetkilileri uyarıyorum saygılarımla.

                              Mehmet Kızılaslan 2021-01-08        

7 Ocak 2021 Perşembe

ABD Amerika Bulaşık Devletlerinde DURUM

 

                                            

        Bir ülkede, iktidarda kalabilmek için, ya da iktidarı alabilmek için, seçimlere hile karıştırmak, demokrasi ayıbı insanlık suçudur.

        Seçimlere hile karıştırılmadığı halde, bu konuda iddialarda bulunmak, seçmenini galeyana getirmek, yandaşlarını sokağa dökmek, asayişi bozmak, medeniyet ve ahlaksızlık örneği yine insanlık suçudur.

        Bütün bu başta söylediğim olayların yaşanması, o ülkenin şeffaf bir yönetimle yönetilmediğinin örneğini teşkil eder ki bu olaylar yaşandığı ülkeler muhakkak ileride kaosu yaşarlar.

        Ülkelerde yöneticilerin, demokratik kuralların dışına çıkması, Güç zehirlenmelerinin yaşanması sonucu, hamaset nutuklarının atılması, (kendilerine oy vermeyenlerin, usulüne uygun olarak düşman ilan edilmesi) o ülkeleri yaşanmaz hale getirir.

        Dil, din, ırk, mezhep ve etnik kökenler üzerinden siyaset yaparak, erki ellerinde bulundurdukları zaman, silahlı güçlere, ordulara, hatta özel ordular kurarak en büyük hakim gücün kendileri olduğunu zannedenler, önce seçimlerde kaybederler.

        İktidarı teslim etmek istemediklerinde, BİZİMKİLERİ taraftarlarını kongre binasını, sarmaya ve basmaya çağırabilirler. Karşı tarafta boş durmaz onlarda KENDİLERİNİNKİLERİ sokaklara çağırdıklarında ve o kendilerininkiler, dışlanmış, renklerinden dolayı dünyanın gözü önünde Bizimkilerin polisleri tarafından, ya boğazı sıkılarak, ya sırtında vurularak, ya işkence hanelerde cinayetle öldürülürlerse; o ülkede kan gövdeyi götürür.

        Trump, sözüm ona demokrasinin, insan haklarının beşiği olduğunu iddia eden, bir ülkede,  bu yanlış örneklerin denemesini yapıyor.

        Bütün dünya alem bilmelidir ki, ABD sözüm ona demokrasi için, ülkeler işgal edebilen, ama girdiği ülkelerde Milyonlarca insanın katline sebep olduktan sonra, kendisine biat eden, yöneticileri, o ülkelerin başına getiren,  en büyük güç olduğunu zanneden, KATİL  YÖNETİCİLERİN ÜLKESİDİR.

       Yine bütün dünya alem bilmelidir ki, bu yanlışları yapan ülkelerin çokluğu, yanlışlar zincirinin doğru olmasını sağlamaz.

      Demokrasi,  insan hakları, adalet, her ülkeye olduğu gibi her insana bir gün lazım olacaktır.

      Bu gün, Dünyanın bütün silahları sizin elinizde olabilir. Bütün orduları da emrinizde olabilir. İşgal ettiğiniz, fabrikalarına, tersanelerine, evlerine girdiğiniz ve ırzlarına, namusuna musallat olduğunuz; Mazlum milletler ve insanlar sizlerin sonu olacaktır.

      Elbette kolay bırakmayacaksınız, elinize geçirdiğiniz mevzileri, elbette, kolay bırakmak istemeyeceksiniz ekonomik kaynakları, ama şunu biliniz ki, “sizin bir tuzağınız varsa, Allah’ında bir tuzağı vardır. Allah tuzak kurucuların en hayırlısıdır”

       Allah mazlum milletlerin ve insanların yanındadır.

     Demokrasi, insan hakları ve adaletin uygulandığı, yaşandığı, dünya dileklerimle, saygılarımı sunuyorum.                   Mehmet Kızılaslan 2021-01-07