25 Ocak 2022 Salı

HAKARET - ELEŞTİRİ ve ÇÖZÜM

 

                                            

      Hakaret, küfür, eleştiri, hepsi birbirine karıştı,

     Hakaretin hukukta tarifi ve cezası, Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır

     Eleştiri kavramı, genel olarak beğenmemek, kusur bulmak şeklinde algılanmaktadır. Oysa eleştirinin temel amacı, konunun anlaşılmasını sağlamak, sonuç çıkarmak ve toplumu yönlendirmektir. Bu değer yargılarına ilişkin açıklamaların tahkir edici boyuta ulaşmaması gerekmektedir

     Küfür ise, bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yönelik, sözle yapılan saldırı, olarak tarif ediliyor.

Bir kimseyi yaptıkları işlerden, ya da yapması gerektiği halde yapmadığı işlerden dolayı eleştirebilir, yaptıklarının ve yapmadıklarının aksine, doğru olanı anlatmak zorundadır eleştiriyi yapan kimse.

     Günümüzde, bunu doğru olarak yapanların sayısı maalesef oldukça azaldı. Eleştiriyoruz diye hakaret ve küfürler savurmayı muhalif olmak adına tekrarlayanlar oldukça çoğaldı. Takılıp kalıyoruz bu tür yanlış yapanlara dair çıkan haberlere. Bizim yaptığımız da çoğu zaman yanlış. Toplumun bir kesimi hakaret ve küfür edenlerden yana, bir kısmı da ona ceza verilmesini isteyenlerden yana bölünüyoruz.

     Aklıselim insanlar, kültürlü ve bilgili insanlar küfür ve hakaret etmezler. Söyleyecek sözleri dağarcığında yeterli olmayanların işidir, küfretmek. Gündeme takılı kalmakta yeni söyleyecek sözü olmayanların halidir.

      Şimdi eğer bu gündemden uzaklaşa bildi iseniz, yeni bir şeyler söylemek istiyorum.

İktidarı değiştirmek isteyenlere sözüm.

     Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı uygulamaların dışında neler yapmak istiyorsunuz?

Cahil, benim gibi bir adamın, anlayacağı dilden, AKP iktidarı indirildikten sonra benim yaşam standardımda nasıl bir iyileşme yapacaksınız? Bu iyileşmenin kaynağı ne olacak?

    Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçildiğinde,  benim gibi vatandaşların avantajı ne olacak? Millet Vekili ya da Belediye başkanı adaylarınızı belirlerken, söz kimde olacak? Adayları parti üyeleri mi seçecek, bir rakıya satılan delegeleriniz mi seçecek?

     Millet ittifakı olarak, Ülkemizin geldiği dar boğazdan çıka bilmek için, üretime nasıl ve hangi argümanlarla destek olacaksınız? Kaynağınızı nereden bulacaksınız?

     18 yaşına gelmiş, işsiz gençlere, iş nasıl bulacaksınız? İş bulamazsanız iş buluncaya kadar bu insanlarımıza hesaplarına borç olarak ve iş bulduğunda kazancının sadece Yüzde Yirmisini keserek tahsil etmeyi düşündüğünüz belirli bir miktar para yatırmayı düşünüyor musunuz?

    Batmak üzere olan eski iş yeri sahiplerinin, aile reislerinin, vatandaşların hepsinin, borçlarını dondurup, onların bu borçları ne kadar çok olursa olsun, sadece kazancının yüzde yirmisini keserek tahsil etmeye ve evlerine iş yerlerine, haciz gelmesini önleyecek bir projeniz var mı?

   İktidara geldiğiniz günü, milat kabul edip, Ülkemizdeki her ferdin yaşam standardını iyileştirmek için, borçlarını, nasıl ödeye bilir hale getireceksiniz? Kaynaklarını nereden bulacaksınız.

   Ülkemizin en büyük sorunlarının başında bir Kürt meselesi, birde Suriye meselesi bulunmaktadır. Bu iki meseleyi nasıl çözeceğinizin ayrıntılarını da duymak istiyoruz sizlerden. Nasıl çözeceksiniz?

    Dünya enerji dar boğazına, Ülkemde enerji çıkmazına sürüklenmiş durumdadır. Giderlerimizin en büyüğünü enerji ve petrol sorunu oluşturmaktadır. Bu konuyu nasıl halledeceksiniz?

     Ey muhalefet liderleri, bizlere öylesine güzel ve yeni projeler sununuz ki;  AKP iktidarına değil de sizlere oy verelim.

     Bu Milletin, sadece İktidarı indirelim de, sonrası ne olursa olsun, diye bir mantığı yoktur. Yerine ne koyacağını ve kazançlarının ne olacağını bilmek gibi bir akıllı beklentisi olduğunu asla unutmayınız.

   Saygılarımla      Mehmet Kızılaslan 2022-01-25

   

   

   

     

10 Ocak 2022 Pazartesi

NE YAPACAĞIZ?

 

                                         

      Her köşe yazarının yazdığını yazmak, her vatandaşın konuştuğunu konuşmak, her muhalif in yaptığı eleştiriyi yapmak istemiyorum. Diğer yandan her yandaşın, çektiği sıkıntıya rağmen uygulamaları da övmek istemiyorum.

     Kara bir tablo çizip, sorumluların aymazlığını anlatmak da istemiyorum. Tablo, herkes tarafından kendi ölçüleri içinde yaşanıyor. Ülkenin Yüzde sekseni sıkıntılarını yaşarken, Yüzde yirmisi hiçbir şey yokmuş gibi zevki safa içinde yaşıyor.

      Ülkem, dünya genelindeki sıkıntılar ve sebebi kim olursa olsun, kendi içimizdeki sıkıntılarımız yüzünden yaşanması çok zor hale geldi.

     Asgari ücret 310 Dolar. Benzin, Mazot 1 Dolar, Beş ekmek Bir dolar, 10 Kilovat elektrik 1 dolar. Bunları hepimiz biliyoruz ve buna benzer çevrimleri de hepimiz günlük hayatımızda çoğalta biliriz.

     Bu durum karşısında ne yapacağız?

     Kısa vadeli olarak hepimiz alışkanlıklarımızın birçoğundan vaz geçeceğiz. Taşıtlarımızı trafiğe çıkarmadan toplu taşıtları kullanacağız. Yakın yerlere yürüyerek gideceğiz. Bunlar bizim vatandaş olarak yapabileceğimiz birçok tasarruf yöntemi. Ve hepimiz kendi çapımızda bunları yapıyoruz ve bundan sonra daha iyi yöntemlerde buluruz.

    Yönetenler ne yapacaklar?

Yönetenler bu duruma neden geldiğimizi bizden çok iyi bilmelerine rağmen halkımıza açık açık söyleyemiyorlar. Öncelikle yaptıkları yanlışları ve hataları söyleyecekler. Vatandaşların bildiği, Dünyanın gördüğü yanlış ve elzem olmayan harcamalardan vaz geçecekler.

     Sıkıntıların birçok sebebinin kendileri olduğunu söyleyecekler. Bu durum neyi getirir? Aileler sıkıntıların sebebinin eşleri olmadığını, onların ağzından duyacaklar. Birbirlerini suçlamayacaklar. Yuvalar bu en dar zamanda yıkılmayacak, çocuklar perişan olmayacak. Devletin en küçük topluluğu aileler dağılmayacak, aile bireyleri arasında düşmanlık oluşmayacak.

     Memleketin bu durumdan kurtulması için düşmanca söylemlere iktidar ve muhalefet liderleri son verecek. Çözümü olan her siyasi parti, samimice çözüm yollarını iktidara iletecek ve hep birlikte çözüm yolları bulunacak.

     Dünyayı yöneten güçlerin, karşılıklı ya da karşılıksız basılan dolar üzerinden, gelişmekte olan ülkeleri ve kendilerine karşı gelen liderleri ortadan kaldırmak için oyun oynamasını ortadan kaldıracak yöntem bulmak zorundayız.

    Keynes “madem artık para altın karşılığında basılmayacak o zaman her ülke dolar kullanmalı” dediğinde ABD bunu kabul etmemişti. ABD nin hesabı uzun vadede, milletleri karşılıksız basılan dolarla sömürmekti. Bunu her zaman yapıyor ve ABD ülkesinde, borca karşılık dolar üretiyor.

      Biz de ülke olarak Bir ABD dolarına eş değerde 1 Yeşil TL ve Bir Avroya eş değer 1 Kırmızı TL basarak vatandaşımızın elindeki Dolar ve Avroları hazinemizde toplamak zorundayız. Hem vatandaşımızın birikimlerinin değer kaybetmesini önlemeliyiz.  Hem hazinemizin açığı olan dolar ve avrolar hazinemizde toplanarak milletimizin bir gecede fakirleştirilmesinin önüne geçmeliyiz.

      Devletimiz soyulmamalıdır.

      Paranın kayıt altına alınması fikrimizden vaz geçmedik. İleriki dönemlerde tüm paralar dolaşımdan kaldırılıp, Nüfus cüzdanlarımızdaki mikroçipler sayesinde, para kayıt altına alınmalıdır.

       Diğer yandan ABD vatandaşın ev alması, araba alması ve iş yeri aça bilmesi için bankalara gittiğinde, onlara verilecek borç karşılığında FED in para bastığını biliyoruz. Bizim ülkemizde de her işe atılacak, her iş kuracak, her ev alacak, her araba alacak, vatandaşımızın alacağı kredi kadar, merkez bankasının para basması gereklidir.

       Nüfusumuz  50 Milyon iken hazinedeki altın miktarı ne ise, nüfusumuz 85 Milyon yine hazinedeki altın miktarı aynı olduğunu kabul edelim. Bu altının karşılığında basılan para kişi başına artık yetmez oldu. Bu bir sıkıntı.

      O nedenledir ki, bir bebek doğduğu zaman o bebeğimizin 18 yaşına gelinceye kadar olan ihtiyaçları için 200 Bin TL basılmalı. 18 yaşına gelen bir insanımızın iş kurması ve hayatını idame ettirmesi için 300 Bin tele basılmalıdır.

      Karşılık mı soruyorsunuz?

       Karşılık insanımız olmalıdır.

       Doğan her çocuğumuz bilmem kaç dolar borçla değil, İhtiyaçlarının karşılığı hazır olarak doğmalıdır efendiler. Şimdilik bu kadar, Aksi halde uzun yazılarımı az okuyorsunuz.

           Saygılarımla.    Mehmet Kızılaslan  10/01/2022