Ülke
çıkarlarını korumak için sefere çıkmak, alışılmışın dışında mücadele vermek,
birçok insanın harcı değildir.
Tepki
alırsınız, eleştirilirsiniz. Düşman kazanırsınız. Bu nedenle cesur insanların
yapabileceği bir iştir sefere çıkmak.
Korkaklar da,
cesurlar da ömürlerinin süresini değiştiremezler.
Ne bir nefes
eksik, nede bir nefes fazla alabilir insanlar. Sadece kendilerine yazılan süre
kadar yaşarlar.
Bizde
bir atasözü vardır. “Korkaklar her gün,
cesurlar bir gün ölürler” diye. Ülkem için cesur kararlar almak, cesur
insanların, yöneticilerin harcıdır.
Başlığıma
baktığınızda, “Kimin kellesi koltukta
acaba” diye, kinaye soru soranlarınız olabilir.
İlk etapta. “sefere
çıkma kararı alanların hiç birisinin kellesi koltukta değil ki”
diyenleriniz de olabilir. Hatta, “zengin
çocukları askere gitmiyor ki, fakir çocukları ölüyor hep” diyenleriniz de
olabilir. Şunu çok iyi biliyoruz ki; sefere çıkmanın sonucunda başarısızlık söz
konusu olduğunda, o kararı alan insanları, bu kamuoyu acır mı?
Bu millet
demediğini bırakır mı?
Onlara,
dışarıdaki karşı olanlar gibi, her türlü acımasızca eleştiri yapmak şöyle dursun, alaşağı yapmak için her yolu
denemez mi? Denemediler mi?
Burada
yazamayacağım kadar kötü sözlerle eleştirmezler mi?
Asmak için her
yolu denemezler mi?
O halde, kelle
koltukta sefere çıkmak başlığı, yerinde olmamış mı?
Efendiler,
geçmişte yapılan her şeyi bir kenara koyalım.
Bu gün birlik
ve beraberlik günüdür.
Ülkem,
ABD nin ve Avrupa’nın desteklediği,
binlerce tır lık, silahlarla,
mühendislik bilgileri ile ve savaş teknolojileri ile savaşmaktadır.
Tarihinde ilk defa Yüzde 75-80 kendisinin ürettiği araç ve gereçlerle mücadele
vermektedir. Allah orada savaşan
çocuklarımızı ve onların başındaki karar mekanizmalarının başındaki
yetkililerimizi korusun.
Savaşı hiçbir
kimse istemez. Tarihte, faşist ruhlu
liderler bile, savaş kararını çok zor alırlar. Çünkü sonunda
kazanamadıklarında, kendi ülkeleri ve hayatları da tehlikeye girmektedir.
Benim ülkemin yetkilileri de bu kararı çok
zor almışlardır. Dünyanın tek sahibi olduğunu zanneden ABD ve onun yöneticileri,
benim ülkemin güney doğusunu yaşanmaz hale getirdikleri yetmiyormuş gibi,
ülkemin içindeki işbirlikçileri ile birlikte parçalanma noktasına taşımışlarıdır.
Buna dur demek gerekiyordu ve
Devletimin basiretli yöneticileri dur dediler.
Savaşta
ölenlerin fakir çocukları olduklarına gelince, ölüm, vakti geldiğinde, yatakta da gelecek, cephede de. Onu
geciktirmenin yolu yoktur. Ne mutlu ki onlara, şehitlik mertebesine
ulaşıyorlar.
Şehit olmak,
her vatandaşa nasip olmaz. Onlar ölü değildirler. İnşallah bizlere de nasip
eder Allah’ım.
Savaşın kötü
oluşuna gelince, Bu savaşı biz açmadık. Açan güçler ve onların piyonları
utansın.
Savaşın,
ülkem topraklarının dışında olduğuna gelince, Akıllı yöneticiler kendi
topraklarında savaşmazlar. Düşmanı dışarıda bertaraf ederler. Aksi halde
yerleşim birimlerimiz zarar görür. Düşman, Vatan topraklarının dışında imha
edilmelidir, ediliyor.
Rabbim, çocuklarımızı, vatanımızı, yöneticilerimizi
korusun. Bekamızı daim kılsın. Bayrağımızı gönderden indirmesin, ezanımızı
camilerimizden dindirmesin.
Mehmet
Kızılaslan 2018-01-29