30 Nisan 2012 Pazartesi

SİZLERİ ÖPE ÖPE BÜYÜDÜK

                                       
      Bankaların reklamlarını izliyorum zaman, zaman, kendime hakaret edilmiş sayıyorum. Bir bankanın reklamında “bir yılda % bilmem kaç büyüdük” lafzındaki bilmem kaç ne kadar biliyor musunuz? İki kat üç kat gibi rakamlar.
     Bir ülkenin büyüme hızının % 8 olması hali, dünyada kalkınmada birinci sıraya yerleşmesini getirdiği günümüzde bir bankanın bir yılda iki kat büyümesinin ne demek olduğunu anlayabiliyor muyuz?
     Bazı bankaların sadece tapu biriktirdiği günümüzde faizlerin kredi vermek için reklam ettikleri gibi yıllık %10-12 lerde olmadığını kartları alıp kullanmaya başladığınızda en az aylık %2.4 ler de, en fazlada %5 ler de olduğunu görüyorsunuz.
     İki gün ödemeyi aksattığınızda mesaj çektiklerinde hesabınıza 4 TL yazıldığını, beş bankanın kartını kullandığınızda yıllık 250-300 TL bedel ödediğinizi. Bunun bile her gün bankalara 1 TL ödemek olduğunu düşündüğünüz. Milyonlarca insanın bu rakamları ödemesinin Türkiye de ki bankaların büyümesinin sebebi olduğunu anlayabiliyor muyuz?
    Adamlar “Sizleri öpe, öpe büyüyoruz” diye reklam ediyorlar anlamıyoruz.
Anladığımızda da hiçbir şey değişmiyor. Öpmenin de ötesinde bazı şeyler yapıyorlar ki; hepimizin canı ayrı, ayrı yandığından ve birbirimize anlattığımızda küçüleceğimizi zannettiğimizden sineye çekiyoruz.
   Bir dizi var TV de çocuklar Hapishaneye düşüyorlar ve başlarına gelmedik şey kalmıyor. Görevliler bu duruma seyirci kaldıklarından ve yaşadıkları utanç sebebi olduğundan, kanuni yoldan öç alamıyorlar. Suskunlar olsa gerek dizinin adı. Oradaki gibi, oradaki çocukların başına gelenler geliyor her sıkıntıya düşen vatandaşımın başına.
   Bizleri öpe, öpe büyüyor her kapitalist rejimde bankalar ve sahipleri.
   Ben aslında kapitalist sistemle cebelleşmek den bıktım. Bu eforumu, zamanımı onlarla iş birliği yapmakta harcasaydım farklı yerlerde olurdum ama yapamadım.
    Biz yenildik.
Yenilmek zorumuza asla gitmiyor. Bir mücadele verilir, kazanırsın, kaybedersin sorun orada değil. Sorun kaybettiğinizde, karşınıza geçilip ve size alay edip küfreder gibi “ SİZİ ÖPE, ÖPE YENDİK” denmesi ya da “SİZİ ÖPE, ÖPE BÜYÜDÜK” denmesi zorunuza gider.
   Tüketici hakları yasaları, mahkemeleri bu sorunu çözemez mi? 
    Hayır çözemez.
  Kapitalist sistemde telefonlardaki sabit ücret denilen bir şey vardı. Bunu yazan ve tahsil eden üç firmanın aylık gelirleri o dönemde 23 trilyondu.  Bu memleketin üst mahkemelerinde bulunanlara sadece bir aylığını dağıttığınızda adam başına bir trilyondan fazla pay düşerdi.   
   Geriye 11 aylık X 23 trilyon = 253 trilyon bu telefon şirketlerinin kasasına girdi.
   Mahkeme sonucu: “Her mağdur ayrı, ayrı dava açacak ve hakkını arayacak” oldu.
      Sakın yukarıdaki mahkemeleri suçladığımı zannetmeyin asla böyle bir saygısızlığım olmadı, olamaz.
   Ama şunu beklerdim saf ve düz mantığımla, “GSM şirketleri ve bankalar haksız yere aldıkları paraları hiçbir müracaat gerektirmeden müşterilerinin hesabına yatıracak” olabilirdi.

   Olmadı yine yanlış düşündüm, yine safça baktım, yine çok iyi niyetle karşımdakileri hayal ettim. Onlar bizleri öpe, öpe büyümek zorundalar.
    Kapital sahipleri hem bizi öpe, öpe büyümek zorundalar, hem de hakaret eder gibi reklam yaparak zevkini çıkarmak zorundalar.
     Peki mahkemeler, bağımsız olduğunu sandığımız mahkemeler neden böyle yapar? Bize sahip çıkmazlar? Onlarında suçu yok
    Peki kim suçlu yine ben miyim? Evet benim suçlu.
     Seçtiğim yasa yapıcılar, mahkemelerin önüne, beni koruyacak yasalar koymazsa, elbette benim suçlu. Yasa yapıcıların kim olduğunu biliyormusunuz?
                                                                            30- 04- 2012 Mehmet KIZILASLAN