ŞEREFSİZLER...
Aşağıdaki yazıyı “Savaş Naraları
Atanlar” başlıklı köşe yazımı okuyan bir kardeşim, gönderdi.
Okurken ağladım, tutamadım
gözyaşlarımı. Bu ülkeyi 38 yıl boyunca savaş alanına çevirenlerin ve şimdiki
barış ortamını bozup tekrar savaş alanına çevirmek isteyenlerin neler
yaptıklarını görmeniz için okumanızı istiyorum.
Bu ülkenin kardeş iki halkını ne hale
getirdiklerini ve hala, neler yapabileceklerini görmeniz için okumanızı
istirham ediyorum.
Lütfen okuyunuz.
Yüreğine sağlık dolsun hocam, çok güzel bir yazı. (“Savaş Naraları
Atanlar” başlıklı yazım için söylüyor)
Kıbrıs'ta
Rum'un bayrağı indirirken onu vuran askerle ilgili herhangi bir bilgiye sahip
misiniz?(Kaynağını vermeyeceğim bir isimin şahsıma anlattığı
bilgiler şöyle)
Olayı bana anlatan arkadaş bayrak direğini gören bir alanda nöbetçidir. Olayı seyrediyoruz...
Olayı bana anlatan arkadaş bayrak direğini gören bir alanda nöbetçidir. Olayı seyrediyoruz...
“
Omzumda bir ağırlık hissettim, kafamı çevirirken (birlikte nöbet tuttuğum
ayni şehirden hemşerim) Sakın omzunu hareket etttirme, hareket edersen bu namluyu
sokarım sana dedi... Hem de Kürtçe... Nefesini duyuyorum derin bir nefes
çekti (Ya Xudâ, Ya Mixammed) dedikten sonra kulağım koptu sanki...
Gözlerin gönderdeki Rum da...
Kurşun gidip saplandı ve Rum aşağıya doğru kuş gibi süzüldü... Ben hemen
döndüm ona “ulan toprak emir gelmeden neden yaptın, ceza alırsan dedim”...
“Bayrağım
yere düştükten sonra hangi namusla yaşayacağız... Şimdi beni assınlar
isterseler dedi...
Hemen
kaybettik yolladık memlekete o askeri... Eşyalarını bile ben 2 ay sonra
götürdüm evine bırakmaya...
Annesi
kör bir nine idi.. Kardeşleri göçmüşler başka şehirlere çalışmak için... Evini
buldum anasının ellerini öptüm... Durdurmamışlar evde...
O
tarihlerde çok baskı var askerlerin gençler üzerinde... dayanamamış.. başka
şehre gidecek paraları yok... Şahsına yapılan hakaretleri hazmedememiş..
En
sonunda o da dağa çıkmış kızıp,... 6-7 ay sonra karşılaştık bir gün oturduk
konuştuk...
“Sen
bayrak için kurşun sıktın şimdi gerillasın nasıl iş diyor...
“Evet
bayrağı düşürmemek için yere sıktım Rum’u öldürdüm...
“Ama
buradaki askerler bana çok zulüm yaptılar,
uzun
süreli hastalık raporum var diye... o kadar sustum... “Ben bayrağın namusunu
kurtarmışım” demedim bile kendilerine...
Sonuçta dağa kaçtım... şimdi PKK ile
birlikteyim... dedi.
3-4
sonra duydum ki dağda asker vurmuş onu... Ah vah ettik ama geri dönüşü yoktu
artık...
işte
hocam o askerin hikayesi de bu.... Doğuda buna benzer çok hikaye duydum bizzat
olayları yaşayan arkadaşlardan.... Bir öğretmen arkadaşımın evinde iki resim
yan yana..
Biri
asker kıyafetli... PKK ile savaşırken şehit düşmüş...
Diğer
resim aynı yaşlarda gerilla giysili amca oğlu... dağda askerlerle savaşırken
öldürülüyor...
Ağabeyim
şehit ünvanlı amca oğlum terörist...
Bu arkadaşım
şeyh... Seyit sülalesi.. Dedesi büyük bir alim... Çok büyük saygı duyulan bir
din alimi...
Ve bir
üsteğmen,( Şerefsiz bir üsteğmen, şereflileri tenzih ediyorum) oruçlu dedeye yedirdiği insan dışkısı ile
orucunu açtırır 110 yaşındaki ihtiyara...
yediği
dayak hesap bile edilmiyor... köyün muhtarı yalvar yakar baskıyı üzerlerinden
çeker... hemen ailenin gençlerinden 4 tanesi komşulardan aldıkları silahlarla
dağın yolunu tutar... çıkış o çıkış...
Selam ve
hürmetlerimle. ......... …………
Hepimiz empati yi söyleriz, uygulayanımız
yok gibidir. 38 yıldır Türk, Kürt kardeş iki halk arasındaki savaşı körükleyen
savaş çığırtkanlarını, Bu ülkenin insanının geleceğini karart maya sebep olanların
hepsini, Onlara bu tür düşmanlığı körükleyen, emirler verenlere, bu durumu
görmezden gelen eskimiş hain yöneticilere, kan üzerinden politika yapanlara,
düşmanca yazı yazanlara, gençleri düşmanlık üzerine sokaklara dökenlere, sanal
alemde gaza gelip düşmanlık pompalayanlara Lanet okuyorum.
Bu acıyı yüreğinde duyan tüm
insanlara saygılarımı sunuyorum.
Mehmet
KIZILASLAN 2014-06-14
Not: koyu
yazılar mektubun aynısıdır. Açık tonla yazılmış kısımlar benim ilavelerimdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder