HAKİM ALİ
Bir adalet
hikayesi yazayım dedim.
Adam çok sıkıntılı bir hayatın
içinden geliyordu. Adı Ahmet’ti. Kayın babasının adı da, Hakim Ali olarak
bilinen, Sümerbank’tan emekli Çok iyi insan, iyi bir ustaydı.
Hakim Ali, adaletli davranışları
ve arkadaşları arasındaki uyumsuzluklara, makul mantıklı ve adaletli fikirler
ortaya atması ve sorunları mantıklı çözümler bulmasından dolayı Hakim Ali
olarak lakap takılmasına sebep olmuştu.
Davranışlarının güzelliği ve
sükuneti onun fikirlerine saygıyı artırıyordu.
Bir gün kendi bahçesinin yanında
bir tarla satılığa çıkmıştı. Fiyatını bilmiyordu ama kendi bahçesine bitişik
olmasından dolayı ve aynı miktarda olması nedeniyle yaklaşık 24-25 bin lira
gibi edeceğini düşünerek damadının ileride atölye yapmasını istedi. Ve onun
kirada bulunduğu atölyesine gelip;
-Oğlum benim bahçemin yanında bir
buçuk dönüm bir bahçe var satılık. Bu bahçeyi sana alalım. İleride atölye
yaparsın.
-Alalım baba kaç para diyorlar.
-Henüz bilmiyorum ama 24-25 Bin
lira eder.
-Tamam fazla pahalı değilmiş
baba.
-Peki paran var mı oğlum.
-6 bin liram var baba, bunu al,
gerisini de bir hafta içinde tamamlayayım.
-Tamam oğlum, yarın gider
konuşurum. Sen evraklarını ve paranın geri kalan kısmını bir hafta içinde
hazırla tapuyu alalım oğlum.
-Peki baba, Allah senden razı
olsun ileride kiralarda sürünmekten, sayende kurtulurum inşallah.
Aradan üç gün geçmişti ki, Hakim Ali damadı Ahmet’in yanına
gelmişti ve biraz sıkıntılı durumu vardı.
-Hayrola baba, bir aksilik mi
oldu. Alamadınız mı tarlayı?
-Yok oğlum aldım.
-Neden sıkıntılısınız o zaman. Pahalıya
mı aldınız?
-Hayır oğlum Verdiğin para yetti.
-Çok daha iyi ya baba, bunda
üzülecek ne var?
-Oğlum bu tarlanın yanında aynı
miktarda benim bahçem var ya.
-Evet baba, onun için size yakın
olsun diye, benim için alalım demiştiniz ya.
-Oğlum biraz dinler misin?
Damat Ahmet sesini kesti ve babasından özür dileyerek, pür
dikkat dinlemeye başladı.
-Evladım ben tapuyu kendi üstüme
aldım. Nasıl olsa diğer yarısı da ben ölünce kardeşlerinle birlikte sizin hepinizin
olacak.
-Eee baba.
-Onun için diğer kardeşlerin sana,
verdiğin paranın dört bin beş yüz lirasını, bin
beşer yüz lira olarak,
sana geri ödesinler. Ben ölünce dördünüz aranızda bölüşürsünüz tarlayı.
Damat Ahmet çok bozulmuş ve üzülmüştü. Kiradan kurtulma
ümidi suya düşmüştü. Beyninden kaynar su dökülmüş gibi dura kalmıştı. Bir müddet
sonra kendisini toparladı ve kayın babasına sordu.
-Baba bu yer söylediğin gibi 24
bin lira olsaydı. Benim için almaya gittiğiniz gibi bana alıverecektiniz değil
mi?
-Evet oğlum. Ucuz olduğu için
onlarla paylaşın istedim.
-Benim bildiğim pahalı olunca,
kardeşler birleşir birlikte alabilirler de, ucuz
olduğunda, kimin için gitmiş iseniz, onun için almanız
gerekmez miydi?
Kayın baba Hakim Ali, böylesi bir soru ve tepki bekliyor
olmamalıydı ki, oda çok bozuldu ve sustu. Damat Ahmet devam etti sözlerine.
-Ben tarlada istemiyorum, ileride
atölye de istemiyorum. Hepsi sizin olsun.
Oğlunuz var Söke de, onun malı mülkü yok, ona alıvermiş
olursunuz.
-Olur mu oğlum, ben senin için
gittim almaya, ama böyle uygun gördüm. Ben ölünce paylaşırsınız dört kardeş.
-Hayır, baba ben istemiyorum
sizin olsun. Bu yaptığınız doğru değil.
Biraz buruk, biraz kırık bir veda yaşandı, damat Ahmet in
ofisinde. Şoke olmuştu damat Ahmet, yıkılmıştı. Senelerin güveni tükenmişti.
Kayın babası onun gözünde adaletin sembolüydü. Senelerin adaletli Hakim Ali’si
nin bu yanlış uygulaması yıkmıştı onu.
Evinde de bir hafta, on günlük bir huzursuzluktan sonra kayın babasının
dediğini uyguladılar.
Seneler sonra, Hakim Ali’nin kızı ile, damadı Ahmet, çeşitli
uyumsuzluklardan dolayı boşanırlar. Damat Ahmet için alınmaya giden tarla, yanı
başında açılan büyük yollardan dolayı çok güzel arsa olmuş.
Hakim Ali yaşlanmış, ölümü beklemekteymiş öğrendiğime göre.
Damat Ahmet Onun için, Allah'
a dua etmeye devam etmekteymiş.
Uzun ömürler versin diye. Ölecek olursa da, Cennetinde ağırlasın Rabbim diye.
Adalete
dair hikayeler anlatayım arada bir dedim. Devam edecek. Saygılarımla.
Mehmet
KIZILASLAN 2015-03-12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder