Güçlü hükümet, sadece tek parti
iktidarlarında olmaz.
Koalisyon hükumetleri de güçlü hükumetler
olabilir, olmalı.
Coğrafyası çok güzel, bir o kadar
tehlikeli olan bir ülke de yaşıyorsanız, hükumetlerinizi de güçlü kurmak
zorundasınız.
Efendim nasıl olacak bu iş?
Seçim meydanlarında hamasi nutuklarla, hakaret çukurlarına çektiğiniz
eleştirileriniz yüzünden mi sordunuz?
Yoksa Parti liderlerinin Vatan
diye bir meselesi yok olduğundan mı?
Bu nasıl soru ya hu, hangi parti
lideri vatandan başka bir şey düşüne bilir ki?
Bizim yaşımız küçük değil. Bu
soruları boşuna sormadım efendiler.
Kumar masalarında kurulan, vekil mezatlarında satın alınan,
vekillerinin tamamının bakan olarak atandığı hükumetler gördük biz.
Gariptir, seçim sisteminin
yanlışlarından olsa gerek. Seçildikten sonra meydanlarda, kahvelerde söylenen
tüm sözlerin, seçim bildirilerinde yazılı nutukların, unutulduğunu çok gördük
biz.
Sadece kendi soyunun bekası için çalışmaya başlar bizim seçtiklerimizin
çokları.
Sende aşağılıyorsun. Sende
hakaret ediyorsun, diyenlerinizi söylüyorum. Önce olaya vekil, asil ilişkisini
gözden geçirerek değerlendirelim isterseniz.
Asil, biziz, sizsiniz, ey oy
verip, birilerini seçerek meclise gönderenler.
Bir avukata nasıl para
karşılığında, benim meselemi çöz, diye vekalet veriyorsak. Meclise
gönderdiklerimize de, verdiğimiz oylarla, benim, vatanımın, sorunlarını çöz
diye oy veriyoruz. Burayı anladıysanız, eğer efendiler, konumuza devam edelim.
Neymiş göreviniz?
Biz,
size vekâlet veren asillerin, sorunlarını çözmek için oradasınız. Kendi
soyunuzun refahı ve bekası için değil. Ülkenin, Vatanın bekası, ve sorunlarının
çözülmesi için.
Vatan mevzu bahis ise, gerisi teferruattır diyoruz ya hani bazen, hamasi nutuklarımız da, Vatan ve bölünmez
bütünlüğü tehlikede efendiler.
Düşman kapıya dayandı. İsrail
komşumuz oldu.
Millet perişan.
Köylü ürettiğini değerinde
satamıyor.
Esnaf yaz sezonu olmasına rağmen
hareketsiz ve siftahsız kapatıyor iş yerlerini.
Ne öneriyorsun?
Daha önceki yazılarımda, “ Satın aldığınız büyük medyayı ve
yandaşınız taşra medyasına kulak asmayınız. Sizlere en doğru yolu taşradaki
muhalif basın gösterebilir demiştim” İşte biz, onlardan biriyiz. Ya da ben
öylesi bir yazarım. Hükumet de olsanız, muhalefet de, ben yanlışlarınızın
yazarıyım efendiler.
İyi yanlarımızı hiç yazmayacak
mısın?
Yalakalık seviyesinde olmamak
kaydı ile yazacağım elbette. Ama sizlerin buna ihtiyacınız yok ki. Nasıl olsa her birinizin, onlarca alkışçı yandaşı
var, yalaka basını ve yazarı var, ha bire sizi alkışlıyor, ha bire sizi
şişiriyor.
Gelelim ne demek istediğimize.
Efendiler eteklerinizdeki taşı
dökünüz. Büyük koalisyon kurunuz. Bu
ülkenin sorunlarını ancak büyük koalisyonlar çözebilir.
Zor mu dediniz?
Hiçte zor değil, aşağıda millet,
yani asil olanlar, zaten barışık ve çok iyi uyum içindeler. Yukarıda sizler
sadece koltuk hırsınızdan dolayı, ya da tek başınıza iktidar hırsınızdan
dolayı, birbirinizle kanlı bıçaklı görünüyorsunuz. Görünüyorsunuz dedim çünkü,
bu görüntüyü, üç beş fanatik partizanın, gönlüne girmek için yaptığınızı da
biliyoruz.
Devletin üst kademelerinde küslük
olmaz. Dökün eteğinizdeki taşı. Kurun
büyük, en büyük koalisyonu. Kişisel çıkarları, kini, nefreti, öç almayı,
bir kenara bırakınız.
Bekleyen sorunları çözünüz.
Çok elzem sorunların başında, dış
siyasetimizdeki, yanlışlarımız yüzünden güneyimizde oluşan korkunç koridor.
Bunu engelleyiniz.
İşid denilen ne olduğu belirsiz,
kelle kesicilerine verilen desteklerin yollarını kesiniz.
Çözüm sürecini ivedilikle
hallediniz.
Kardeşkanının akıtılmasının
kapılarını sonsuza dek kapatınız.
Emeklinin ve asgari ücretlinin
maaşlarını iyileştiriniz.
Köylünün çiftçinin ürettiklerinin
daha değerinde satılabilmesi için, Hal yasasını değiştiriniz.
Turizm sektörünün canlanabilmesi
için, ülkede barışın ve cihanda barışın sembolü olduğumuzu gösteriniz.
Tüm ülkenin geleceği ile alakalı
yatırımların devamını sağlayınız.
Millet aşağıda birbiri ile kavga
etmiyor efendiler. Biliyoruz ki yukarıda sizlerde kapalı kapılar ardında
birbirlerinizle dostsunuz. Ne olur üç beş fanatik taraftarınızı memnun etmek
için gösterdiğiniz tavrınızı değiştiriniz.
Bu ülke bizim hepimizin
efendiler. Eskilerin deyimi ile, yetmiş iki buçuk millet bir
bütün olarak
hepimizin.
Erken seçim mi, aklınızdan bile geçirmeyiniz.
Bu hem beceriksiz, sizlerin sonu olur. Hem de kaybedilen süre içinde alınamayan
önlemler yüzünden Ülkemizin sonu olur.
Biraz ukalalık yaptık değil mi? Kusurumuza bakmayın, bu bizim her
zamanki halimiz.
Saygılarımla.
Mehmet Kızılaslan. 2015-07-04
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder