Alıştığımız, bize öğretilen,
hatta beyinlerimize kazınan, doktrinlere, düşüncelere, öylesine bağlanıyoruz
ki; bazen başka doğrular olabilir mi acaba, diye düşünme zahmetine bile
katlanmıyoruz.
Tek doğru, sadece bize
öğretilenlermiş, beyinlerimize kazınanlarmış, zannediyoruz.
Hele karşı fikirler, hiç
sevmediğimiz, iktidarı bizlerin elinden alanlardan geldiyse, tu kaka ediyoruz.
Düşünmek bile istemiyoruz, doğru olup olamayacağına.
Şimdi
kendimiz geçmişte, çocukluğumuzda beyinlerimize kazınan, fikirlerden biraz
uzaklaştıralım. Farklı şeyler düşünelim, konuşalım ve hayal edelim, isterseniz
Acaba Türkiye Cumhuriyetinde
değil de ABD de ya da, SSCB yaşadığımızı düşünelim.
O kadar ayrı yapıda insan guruplarını,
aynı potada eritip, yönetebilmek, barış içinde yaşatabilmek mümkün olur muydu
acaba?
Cevabınız,
“Hayır ama biz o kadar büyük coğrafyada değiliz ve farklı yapıda değiliz”
olacak.
Coğrafyamızın küçüklüğüne doğru
derimde, Ayrı yapıda guruplar değiliz lafınıza katılmıyorum.
O
kadar ayrı özelliklere sahip değiliz madem, senelerdir uyguladığımız
yöntemlerle, barışı, huzuru, neden sağlayamadık acaba?
Neden son otuz yıldır, bu cennet
ülkemizi kan gölüne döndürdük?
Bir yerlerde, otuz yıldır yanlış yaptığımızı, her iki tarafta kabul
etmeyecek mi?
ABD de yaşayanlar, ABD liyim, demekten gurur duyarken;
Dünyanın dört bir yanından oraya insanlar akın ederken, ABD li olmak için
koşarken; Suriyeliler bile neden Türkiye de kalmak istemezler?
Yıkılır
mı bu ülke acaba, eyalet, eyalet yönetim birimlerine ayrılsa?
Yıkılacak
kadar zayıflar mıyız?
Yoksa daha da
güçlenir miyiz savaş biterse?
Savaşa
harcadığımız paralar, insanımızın refahına harcanırsa, kan akmazsa, ölümler
olmazsa daha mutlu olmaz mıyız?
Bu yazıyı yazarken bile 58 yıllın
öğretilerinden dolayı kendimle savaşıyorum.
Nasıl böyle düşünebilir, nasıl
böyle bir şeyler yazabilirim diye?
Bu düşünce benim beynime,
senelerce kazınmış, beni hapsetmiş ve başka bir şeylerin olabileceğine inancımı
yitirtmiş, öğretilerin sonucu değil mi acaba?
Hiç, Savaştığımız insanların
yerine geçe biliyor muyuz?
“Geçe bilir miyiz hiç, onlar
vatan haini değiller mi?” Diyorsunuz.
Otuz yıl öncesine kadar
dayandıkları halde, otuz yıldır isyan ettiklerini düşündüğümüzde, aynı insanlar
değimliydi onlar?
Onları böylesine, ölümüne savaşın
içine sokan neydi?
Şimdi, iki insanın bile
geçinemediği, anlaşamadığı ortamı düşünelim mi?
Yürümeyen bir şeyler varsa ve bir taraf fikirlerini dikte edip
duruyorsa, “ya benim istediğim gibi
olursun, ya da defolup gidersin” diyorsa; sonuç ne olur sizce?
Ayrılık olmaz mı?
Bunu hangi taraf diyorsa, o
demokrat mıdır sizce?
“ Ya
sev ya defol” mantığı ile bu ülke de barış olabilir mi?
Savaş devam ettikçe, korkum o ki
bu ülke de parçalanma olacaktır.
Ülkeyi bölenler de ne yazık ki
hamasi nutuk atanlar olacaktır.
Bunu hangi taraf diyorsa, o
demokrat mıdır sizce?
Despot
değimlidir?
Öyle
zannediyorum ki, artık bu sistem içinde beraber ve barış içinde yaşayamıyorsak;
yeni bir sistem içinde, bölünmeden, huzur ve barış içinde yaşamanın yolunu
bulmak zorundayız.
Değerli
okurlarım, şimdi de, eyalet sistemine geçtiğimiz düşünelim. Başkanlık sistemini de getirdiğimizi.
Eski
öğretilerden arınarak düşünelim isterseniz.
İnsanlara kendi yaşam alanlarında manevra kabiliyeti vereceksiniz.
Eyaletler,
gelirlerini, giderlerini, yaşam koşullarını, kendileri belirleyecekler.
Gelirlerinin
belli bir bölümünü, savunma ve idare için, merkezi yönetime gönderilecek.
Merkezi
yönetim de, dış ilişkilerde tam yetkili olacaklar.
Bütün
gücümüzü kalkınma ve refah için harcayacağız.
Çocuklarımıza
da savaştan kurtulmuş, huzur içinde bir dünya bırakacağız.
Yok, hayır, asla,
diyorsanız, biliniz ki, bu ülke, eski yöntemle savaş, kan, kinden başka bir yol
beklemiyor. Yolun sonu da parçalanmak tan başka bir şey olmayacak gibi.
Daha iyi bir
yöntem bilen varsa lütfen söylesin.
Ama fikrini söyleyenlerin, lütfen askere
gidecek çocukları olsun.
Çünkü hamasi nutuk atanların hepsinin,
ya çocukları yok, ya da çocukları askere gitmeyenlerdir.
Diğer taraftan
bir tane dahi olsa, eyaletlerin içinde özerk kantonların olmasını istemiyorum.
Herkes en özgür yaşayacağı, eyalete taşınsın istiyorum.
Bakalım bu
alışılmışın dışındaki düşüncelerimi beğenecek misiniz?
Mehmet Kızılaslan 2016-04-05
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder