18 Eylül 2017 Pazartesi

DİLSİZ ŞEYTAN OLMAK



Sindirilmiş toplumlarda insanlar, ağlarlar, yakınırlar ve çözümleri başkaları üretsin diye beklerler.
Bu sistemin oluşturduğu bir sonuçtur.
Sistem, bu sonuca ulaşmak için, toplumları korkutmuş, susturmuş, edilgen hale getirmiş ve o nedenledir ki yoluna korkusuzca devam eder.

Toplum ise bu durumdan sonra,
 “Büyüklerimiz bizden iyisini bilir”
“Seçtiğimiz adamlar en iyisini bilir”
“Biz görevimizi yaptık gerisi onların”
“Başka ne yapabiliriz ki?”
“Siyaset bizim işimiz değil”
“Paran pul, karın dul olacaksa siyaset yap.”
“Ben ekmeğime bakarım, siyaseti parası bol olanlar yapsın”
“Böyle gelmiş böyle gider, ben mi düzelteceğim.”

Buna benzer yüzlerce söz bulur, mücadeleden kaçmak isteyen kolay yolu seçenler.
Bilir misiniz ki, bu hale düşmenizi sağlamak için sistem başınıza ne çoraplar ördü de bu hale geldiniz?
Bilir misiniz ki, sizleri apolitik hale getirmek için sindirmek için yaptılar bu kadar zulmü, işkenceyi.

Eğer bilseydiniz, “haksızlıklar karşısında susmanız dilsiz şeytan olmaktır.” Susmaz konuşur insan olurdunuz.

Şimdi biz insan değil miyiz? Diyenlerinize cevabım.
Siz dilsiz şeytansınız.
Size, koyunsunuz diyenler, koyuna hakaret ettiklerini bilmiyorlar. Çünkü koyunlar, insanlara, etinden, sütünden, tüyünden, derisinden, hizmet etmek fıtratı ile yaratılmışlardır. O fıtrat üzerine yaşarlar ve insanoğluna hizmet ederler.

Siz suskun, korkak ve apolitik insanlar, sizler dilsiz şeytanların ta kendilerisiniz.
Bunu benim söylediğimi ve sizlere hakaret ettiğimi zannedenlere sesleniyorum.
Eğer bu hakaretse, ben değil Hazreti Muhammet aleyhi selam söylüyor ve o sizlere hakaret ediyor. Bunu biliniz de düzeliniz.

Tevekkül olmak; sadece dua ederek olması gerekenleri yatarak beklemek değildir.
Ey din kardeşim. Tevekkül olmak, Bir amaca ulaşmak için, gerekli olan her türlü önlemi alıp, çabayı sarf ettik ten sonra, kalben Allah’a bağlanıp, ona güvenmek sonucu Allahtan beklemektir.
Anladınız mı burayı?
Elinizden geleni yaptınız mı?
Şartları değiştirmek için gerekli her şeyi yaptınız mı?

Ulan siz ağzınızı açmaya bile korktunuz be.
Siz dilsiz şeytandan da betersiniz be.
Yatarak dua bile etmediniz.
Yanlış yapanlara elinizle, dilinizle, engel olmaya çalışmadınız. Bırakınız buğuz bağlayıp, küsmediniz bile.
Sonra da diyorsunuz ki,
“Ne olacak bizim halimiz?”
Sonuçlarına katlanacaksınız kardeşim.
Çaba harcamamanın, dilsiz şeytan olmanın, yan gelip yatarak çözümü başkalarından beklemenin, cezasına, sonuçlarına katlanacaksınız.

Hani var ya, korkunun ecele faydası yoktur diye bir söz.
Hani var ya, kendim ettim kendim buldum diye bir tekerleme.
Hani var ya Allahtan izinsiz yaprak düşmez diye.
Korkma, sinme, ağlama boşu boşuna. Kendi sonunu, kendin hazırlıyorsun.
Yüce Allah hiçbir çabayı karşılıksız bırakmaz.
 Ve sen doğruysan, doğru olduğunu, doğrunun yanında olduğunu, göstermek zorundasın.
Dönüşümüz sadece onadır. Görevimiz yanlışlara dur demek, engel olmaya çalışmaktır. Bu da sınavımızın en büyük kısmıdır.
Hem dilsiz şeytan olacaksın. Hem ağlayıp sızlayacaksın. Hem haksızlıklara, elinle, dilinle, yüreğinle engel olmaya çalışmayacaksın.
 Ondan sonra da neden düzelmiyor bu Dünya, bu ülke, bu şehir, bu ilçe bu mahalle, bu sokak diye soracaksın.
Bu sorumsuzluk, bu aymazlık, bu korkaklık, senin hem bu dünyada, hem de öbür dünyada kaybetmeni sağlayacak ey dilsiz şeytan.
Sana koyun diyemiyorum. O koyun, görevini yapıyor.
Sana insansın diyemiyorum. Sen insanlıktan çıkmışsın, dilsiz şeytan olmuşsun.
Selam ve dua ile kalın.    Mehmet Kızılaslan 2017-09-18



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder