İsrafın diz boyu değil, gırtlağa kadar olduğu
ülkemde, tasarruf sadece alt tabakaya düşüyor.
O da
mecburen.
Bir ay öncesinde yüz liralık iş
gören paraları, bu gün 60 TL lik bile iş görmeyen, sabit gelirli ister istemez
yüzde 40 lık bir tasarruf yapmış oluyor. Tasarruf yapmak istemese ne
olacak? Açılacak ve daha sonraki günlerde hiç harcama yapamaz duruma gelecek.
Peki, o yukarıdakiler ne yapıyorlar?
Bilen varsa
bana söylesinler lütfen. Malazgirt Kutlamaların 942. Yıl dönümünde, efendiler
Ahlat’a 1071 metre kare oturum alanlı, 10 000 metre kare çevre düzenlemesi olan
Cumhurbaşkanlığı köşkü yapacaklarmış. Hayırlı olsun.
Efendiler bizim,
dış borcunuz yok mu?
Bu
yaşadığımız krizin sebebi nedir?
Amacınız,
Milletin yastık altındaki, altınlarını ve dövizlerini bozdurmak mıydı?
Madem kriz
yok, TL, bir ay içinde %40 değer kaybetmiş, bunun sebebi ne?
Vatandaşın dövizini altının bozmalarını
isterken siz neden hala inşaatlara, köşklere, ölü yatırım yapıyor, israftan vaz geçmiyorsunuz?
Gelişmiş
ülkelerdeki, makam araçlarının, neredeyse tam 10 katı fazla makam araçlarımız
var. Neden bunlardan azaltmaya gitmezsiniz?
Kiralık makam
araçlarının sayısını kimse bilemiyor, neden bunlardan vaz geçmiyorsunuz?
Vekillerin
maaşlarından başka, ödenek denilen, harcırah denilen, milletin kesesinden çıkan
giderlerini, neden kısmazsınız?
Efendiler, ya sizin yaşadığınız ve
harcadığınız gibi bayram yeri bu ülke, biz bilemiyoruz. Ya da bizim yaşadığımız
gibi, bir ay gibi bir süre içinde kazançlarımızın, % 40 ı çalındı cebimizden, biz
bilemiyoruz.
Bu anlaşılmaz
ortamdan bizleri kurtarınız lütfen. Ya bizler de sizler gibi har vurup harman
savuralım bize yöntemini öğretiniz. Ya da sizlerde, bu üretmeden, borçla
tüketen mantıktan, vaz geçerek bizlere örnek olunuz.
Şu andaki duruşunuzu
ve yaptıklarınızı, örnek alırsak, çok kötü durumlara düşeceğiz. Yakınlarımıza,
eşlerimize, çocuklarımıza, içinde bulunduğumuz vahim durumu anlatamıyoruz.
Yapmak istediğimiz tasarrufları yaptıramıyoruz. Çünkü onlar sizin
yaptıklarınızı ve anlattıklarınızı daha inandırıcı görüyorlar.
Oysaki biz
batıyoruz.
Sizin durumunuzu ise, bizi çekemeyen,
gelişmişliğimizi kıskanan, Avrupa basını çok iyi anlatıyor. Ama biz onlara
inanmıyoruz! Biz ülke ekonomisi kısa vadede bu çıkmazdan kurtulsun diye
geçmişte de, şimdilerde de kampanyalar açıp, vatandaşın dövizlerini
bozdurmalarına sebep olmuştuk.
Kanına girdik vatandaşımızın. Yazık oldu
adamların birikimlerine.
Onlar
bizlere haklarını helal etmiyorlar. Biliyorum ama ne yapalım, işimiz Allaha
kaldı. Biz, sizlerin de israftan vaz geçeceğinize ve Üretim ekonomisine
döneceğinize inandığımız için aldandık. Bizi okuyan dostlarımızı da aldattık.
Hala, çözümün Kobi ve Mikro işletmelerin
önünün açılmasında olduğunu fark etmediniz ya, hala yatırımlarını bir gecede
ülke dışına kaçıracak büyük işletmelere, desteklerinizi yığıyorsunuz ya, sizi
anlamakta biz çok zorlanıyoruz.
İnşallah
sizin yaptıklarınız israf ekonomisi doğrudur, biz yanılmış oluruz.
Değilse,
ülke olarak işimiz vahim. Vatandaş cinnet geçirme sınırını çoktan aştı çünkü.
Bu arada iyi
araştırsın bilmeyenleriniz,
Biz Anadolu’ya
1071 de girmedik. O bizim en son gelişimizdi. 5 000 yıldır Anadolu’dayız biz.
Bazı bilim
adamlarına göre ise, 7000 Yıl dır Anadolu bizim. Biz işgalci değiliz. Siz bu Malazgirt
şenlikleri ile bizi kıskanan Avrupalıların ekmeğine yağ sürmek için mi, 1071
kutlamaları yapıyorsunuz?
Selam
ve saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2018-09-05
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder