Demokrasi ve özgürlükler konusunu hiç birimiz
dilimizden düşürmüyoruz. Bazı zamanlarda, kendi ellerimizle özgürlüklerimizin,
haklarımızın, kısıtlanmasına doğru koşuyoruz.
Bir salgınla iç
içeyiz. Kimin taşıyıcı kimin hasta olduğunu bilmediğimiz ortamlarda, “Biz bize yeteriz evde kal” sloganları
ile kendi inisiyatifimiz e bırakılan, bir evde kalma durumunda işi olanda, olmayanda
kalabalık ortamlara koşuyoruz.
Şehir
meydanlarında parasız göz ziyafetinin çekile bildiği yerlerde çoğunluğu 65 yaş
üstü gençlerimiz! Yasak olmasına rağmen şeritleri kaldırıp oturuyoruz.
Siz en
riskli delikanlılarsınız bu virüs 65 yaş üstündekileri öldürüyor dediler. Soluğu
o kalabalık ortamlarda almaktan korkmuyoruz. Sadece 65 yaş üstü mü, hepimiz yanlışlara
koşuyoruz.
Biliyoruz bizler, birkaç
darbe, onlarca kriz ve birçok salgın hastalığın içinden çıkıp geliyoruz ama bu
virüs çok daha farklı denmesine rağmen kendi ellerimiz ve ayaklarımızla bizlerin
sağlığımızı düşünen ve bu konuda dikkatli olmamızı öneren yetkililerin iyi
niyetli telkinlerine uymuyoruz.
Sonuç, dışarı
çıkma yasağı ve ev hapsi. Kim bizim
demokratik haklarımızı kısıtladı. Yetkililer mi hayır bizler kendi
özgürlüklerimizi kendimiz kısıtladık. Eğer bizlerin sokağa çıkma yasağımız
olmasaydı, yani özgürlüğümüz kısıtlanmasay dı sağlığımız elden gidecekti.
Diğer yandan
gençler, gençlerimiz kızamık aşılarının yeni olmalarından dolayı, kolay, kolay
virüse yenilmiyorlardı ama mükemmel birer taşıyıcı idiler. “Yapmayın etmeyin sokağa çıkmayınız” dedikçe ilgililerimiz. Sokağa çıkmakta
direndiniz. Ve sizlere de geldi sokağa çıkma yasağı. Özgür bırakıldığınızda, bizlere bir şey olmaz. Diyerek yakınlarımıza ölüm
taşıdığımızı düşünemediniz. Özgürlükleriniz kısıtlandı.
Şimdi yazımın başlığına bir dönelim
isterseniz.
Bizim gibi ülkelerde, demokratik haklar
ve özgürlükleri kullanma inisiyatif i bize bırakıldığında, Sağlığımıza ters
etkisi olacağını bile bile, yanlış hareketlerimiz, bizim, yakınlarımızın ve
toplum sağlığını tehlikeye sokabiliyor muş.
Şimdi
yaşantımızın diğer alanlarında, acaba çok iyi ve mantıklı mı davranıyoruz?
Demokrasi ve haklar konusunda da yanlış yaptığımız düşünülemez mi? Diye bakma
zamanı.
Kendi sağlığımız, yakınlarımızın sağlığı,
Milletin sağlığı, konusunda inisiyatif bize bırakıldığında ölümcül yanlışlar
yapan bir topluluk; siyasi, ekonomik ve ülke yönetimi konusunda da hayati
yanlış kararlar alıp uygulanmasına sebep olamaz mı?
Sayın Kızılaslan
ne diyorsun? Demokratik haklarımızı ve özgürlüklerimizi kullanmayalım mı? Ya da
halka kullandırmayalım mı?
Sadece sesli
düşünüyorum ve sizlerin de bu soruya cevap aramanızı diliyorum dostlarım.
Bizim
toplumumuz, her zaman mı böyleydi? Yoksa dünden bu güne yanlış yapar ya da
yanlış yapanlara inisiyatifi bırakır mı oldu?
Bilim kurulunun
aldığı kararların tamamına saygıyla katılıyorum. Çünkü insanımızın çoğunluğu
Demokratik hak ve özgürlüklerinin, nerede başlayıp nerede biteceğini, düşünmek
şöyle dursun, kendi yanlışının, kendisini de ölüme götürdüğünü anlayamayacak
kadar, bu konuda cahilce hareket ediyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Sağlık konusundaki bilim kurulu gibi,
tarımda, sanayide, ekonomide, teknik alanlarda, bağımsızlık konusunda, üretim
de, siyasi konularda ve iç ve dış politikalarda da devletin bilim kuruları olması
gerekmez mi?
Bu devletin
bekası ve geleceği konularında da Bilim kurullarının kararlarının uygulanması
gerekmez mi?
Demokrasi nerede derseniz?
Demokrasi, bu
kararları harfiyen uygulayacak olanların, kimler olacağı konusunda seçici olmalıdır
diye düşünüyorum.
Düşüncem odur
ki dostlarım, yeni bir şey söyleme ve yapma zamanıdır.
Ülkemizin her konuda,
ama her konuda, Bilim kurulları kurulmak zorunda ve her yeni seçilenlerin bu
bilim kurullarının aldıkları bilimsel kararları uygulama mecburiyeti olmalıdır.
Ülke ekonomisi, bireylerin
ekonomisinin güçlü olmasına bağlı olduğuna göre, her bölgenin her ilçenin, her
köyün ekonomisine dair, bilimsel çalışmalar yapan kurullar kurulmalıdır. Odalar,
meslek kuruluşları, üniversiteler ve üretenlerden oluşan, bu kurullar ülkenin geleceğini
hazırlamak zorundayız. Saygılarımla.
Mehmet
Kızılaslan 2020-04-16
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder