2 Mayıs 2012 Çarşamba

EFENDİLER, TUZU KURULAR, BATIYOR KÖYLÜ..

              
       İntiharların arttığı ve basına yansıtılmaz hale geldiği, Nazilli nin  köylerinde portakalın kilosu 15 kuruşa kadar düştü.
      Bir meyve suyu fabrikasının bölgede alım yapması halinde, en küçüklerinin bile kilosunun 25 kuruştan satıldığı portakalın, şu günlerde iyilerinin kilosunun bile 15 kuruştan alıcı bulmakta zorlandığı görülüyor.
     Portakal üreticisi perişan cinnet geçirme aşamasında.
     Diğer yandan geçimini hayvancılık la yapan ailelerin hali de perişan.  Altı aydan fazla bir süredir hayvan alımı, satımı, girişi çıkışı yapılmayan Nazilli ve köylerinin hayvancılık alımı ve satımından gelirleri neredeyse sıfırlanmış durumda.
      Samanın 35 kuruş, hayvan yeminin 80 kuruş, yoncanın 50 kuruş olduğu bir ortamda; sütün litresi 70 kuruşa üreticiden alınıyor.
     Süt üreticiliğinin de komada olduğunu ama çaresiz köylülerin bu işi terk etmek istemeleri halinde ineklerine alıcı bulmadıkları gözlenmektedir.
     Zeytin üreticilerine bir şey diyemiyorum. Onlar zeytin satılmaz ise yağ çıkarıyorlar 4 liradan yağlarını satmaya çalışıyorlar satamazlar sa da, zamlanacağı günün hayali ile yaşıyorlar.

    Şimdi efendiler, tuzu kurular, memleketi yönetenler, Meslek odaları yöneticileri, Ticaret odaları yönetim kurulları, Sanayi odası yöneticileri, bu bölgede idareci olanlar, bu bölgenin tüm vekilleri nerdesiniz? Ne yapıyorsunuz?
    Bu insanların dertlerini yukarıda sırça köşklerinde rahat ortamlarda yaşayarak anlamaya çalışanlara bunları anlatıyor musunuz? Sizler çare arıyor musunuz?
   
   Bu ülkenin köylülerinin sorunu ancak Devlet garantörlüğünde köylü üretim şirketlerinin kurulması kurtarır.
    Köylü ortaklı bu şirketlere devletin garantörlüğü ve ortak olması gerekir. Bu şirketlerin kurdukları fabrikalarda köylünün ürünlerinin işlenmesi gerekir. Bu ürünler üç gün ya da  bir ay içinde değil de, bir yıl iki yıl içinde tüketilebilecek hale getirilmesi gerekir.

  Sanayi odaları Ticaret odalarının yönetim kurulları sizlere sesleniyorum; kendinizin ya da üyelerinizin yararlanacağınız saraylar yada kiraya vereceğiniz işyerleri yapacağınıza, sırtından geçindiğiniz bu köylünün ürünlerini işleyecek örnek fabrikalar kurulmasına öncü olunuz.

  Vekillere sesleniyorum; iktidar sizdeyse ya da değilse, bu sorunu yukarıya taşıyınız. Yukarı da bulunanlar da, Devlet köylü ortaklığı denilen ve köylünün parasının batmayacağı yeni bir üretim seferberliği başlatsın.
   
 Belediyeler sizlere sesleniyorum; Şehrinizin giriş ve çıkışlarında, köylünüzün ürünlerinin pazarlandığı merkezler, sürekli panayırlar, sürekli köylü pazaryerleri kurunuz.,

     Bugün köylümüzün geldiği bu çıkmazdan kurtarılmaması halinde, köylümüz bankalardan aldığı kredileri ödeyemeyecek. Tapuları yabancı bankalara geçecek. Köylümüz cinnet geçirecek. Çok canlar yanacaktır. TV kanalları da bu cinneti gizleyemez duruma geleceklerdir.
     Ey tuzu kurular, Ey bu köylünün, milletin efendisi olduğunu söyleyip de kendileri bizim efendimiz olanlar. Çare bulun çare. Köylü batıyor. Köylü batarsa  bilmem artık ne olur.
    Onu da siz düşününüz.  Saygılarımla.                          Mehmet KIZILASLAN 2012-05-02
      


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder