Adem peygamberin çocukları, Habil
ve Kabil’e kadar uzanan bir ibadet şeklidir, kurban. Yüce yaratıcıya yakın
olmak için kesilir. İbrahim peygamberin oğlu İsmail’in hikayesini bilmeyeniniz
yoktur.
Ademin çocukları da Allah’a yakın
olmak için yarışmışlar!...
((….Hani birer kurban takdim
etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. ( kurbanı
kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden) “Andolsun seni öldüreceğim” dedi.
Diğeri de, Allah ancak takva
sahiplerinden kabul eder” dedi (ve ekledi)
Maide.27
“Andolsun ki sen beni öldürmek
için elini uzatsan (bile) ben sana öldürmek için el uzatacak değilim. Ben
alemlerin rabbi olan Allahtan korkarım”
Maide. 28
“Ben istiyorum ki, sen, hem benim
günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin
cezası işte budur.”
Maide.29
Nihayet nefsi onu, kardeşini
öldürmeye itti ve onu öldürdü; bu yüzden de kaybedenlerden oldu. ) Maide.30
Bu ayetlerin en can alıcı
noktalarından birisi “Allah ancak takva
sahiplerinden kabul eder” 27. ayetin
son cümlesidir.
Diğer yandan, Hac suresinin,
28-29-34-36-37 ayetleri de kurbanla ilgili açıklamalar yapmaktadır.
Bakınız Hac suresinin 37. ayeti
ne diyor. (( Onların ne etleri ne de
kanları Allah’a ulaşır, fakat O’na
sadece sizin takvanız, ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı
büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey
Muhammed!) güzel davrananları müjdele!))
Takva nedir: Allah’ın koyduğu
yasaklardan, korunmak. Kuranda belirtildiği gibi yaşamaktır. Bunu yapanlara,
yani takva sahiplerine, Muttaki denir.
Hani o halk arasında “Allah kanını kabul etsin” diye dua
ederler ya,; Allaha kanı ve etinin ulaşmayacağını ayetlerinde belirtmesine
rağmen ne hikmetse biz , böyle bir dua etmeyi marifet sayarız.
Diğer yandan Ona takvamızın
ulaşacağı belirtilmişken, takvanın ne olduğunu ne yazık ki bilmeyenlerimiz
çoktur. Bilenlerimiz de azdır.
Kuranın özüne uygun yaşamak ve Allahın koyduğu
yasakları çiğnememek başta gelirken, “Benim
param var, birkaç tane kurban keserim. Zenginliğimi de gösteririm ” Diye
düşünenlerimizin de çoğunlukta olduğu toplumumuzda, diğer yandan kurbanı vahşet olarak
değerlendirenlerimizde oldukça çoğunluktadır.
Peki ne yapmak gerekmektedir?
İşte aşağıdaki ayet ne yapmamızı gerektiğini açık ve net belirtmektedir.
(( Şimdi sen Rabbine kulluk et ve
kurban kes.)) Kevser suresi 2. Ayeti.
((Sende Rabbin için namaz kıl ve
kurban kesiver.)) Kevser suresi 2. Ayeti.
Öncelik kulluk etmekten geçiyor,
namaz kılmaktan geçiyor, herhalde değil mi?
Yaradan bunu söylerken kulluk et, namaz kıl derken acaba neyi
murat etmiştir sizce “Kullukta Allah’a teslimiyet vardır. Kul olan Allahtan
başkasına kul olmaz. Şirk koşmaz. Allahtan başkasının emirlerini dinlemez.
Namaz kılan, kötülük yapamaz, kötülüklerden, yasaklardan korunur.
Allahın
emirlerine uyan a Muttaki denir işte o muttakilerin, hareketlerine fiillerine,
ibadetlerine, amellerine, düşüncelerine; Takva denir. Allaha ulaşacak olan da
bunlardır.
Sözün özü, İnandığını söyleyerek
kurban kesenler, lütfen yaşantılarını da Kuran’da emredilene göre uyarlasınlar.
İnanmayanlar ise, Kuran’ın emirleri onları
ilgilendirmese de fakir fukaranın karnına et girdiği için lütfen saygı
göstersinler.
Diğer yandan tüyü bitmiş, bitmemiş, yetimin, öksüzün hakkını, zimmetine
geçirmiş, vatandaşın hakkını gasp etmiş, elindeki fırsatı, bulunduğu mevkii,
makamı, kendi kesesine doldurmak, tapularını artırmak için kullanmış, Hırsız,
yolsuz, soysuz, ahlaksız olanlar; sizlere sözüm yok.
Siz Allah’ın sözünü bile dinlemiyorsanız, benim sözümü dinleyecek haliniz yok ya. Onun
için siz benim muhatabım değilsiniz…
Bayramınız mübarek olsun iyi
niyetli, iyi olmaya çalışan insanlar. Bayramınız kutlu olsun dostlarım. Sizler
hep mutlu olun. Bayram gibi günleriniz olsun.
Mehmet KIZILASLAN 2013-10-01
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder