Bu yazımda beklide, birçoklarımızın
düşünmek istemedikleri bir konuya değineceğim. Öncelikle Eskişehir deki bir
mahkemenin kararından bahsedeceğim.
Haberi duyunca “eli öpülesi hakim” dedim. Daha
hoyratça bir şeyler söyledim de ben onu size biraz daha kibar yazdım.
Neydi bu hakimin kararı ilgili
habere bir bakalım isterseniz.
“Mahkeme, bir vatandaşa üç
şeritli çevre yolunda 67 kilometre hızlı giderken Karayolları Trafik Kanunu'nun
'hız sınırlarının aşılması'
gerekçesiyle araç plakasına yazılan idari trafik para cezasını iptal etti.
Mahkeme ayrıca, kesilen cezayı milletvekillerine bu konuda uygulanan kolaylığı
örnek gösterdi ve bu durumun adil
yargılama ve adalet duygusu ilkelerine aykırı olduğunu gerekçe göstererek
iptal etmesi dikkat çekti. Mahkeme kararında, "164 kilometre hızlı giden milletvekilleri ve yakınlarına ait
araçlara ceza tutanağı düzenlenmemesi karşısında saatte 67 km hızlı giden
vatandaşa ceza uygulanması, adalet duygusu ve adil yargılama ilkelerine
aykırıdır. Bu nedenle cezanın iptaline karar verilmiştir." ifadesine
yer verdi.
Burada bu eli öpülesi hakime
hayranlığımı dile getirirken; Vekile ve yakınlarına ceza yazamayan,
ama Asile ve arkası olmayan
garibana ceza yazan polise de iki lafım var. Yazıklar olsun kardeşim sizlere de. ( emir kuluyuz diyerek
kurtulamazsınız)
Şimdi gelelim asıl meselemiz
torpile.
Torpil günümüzde, Milletvekillerimizin
neredeyse zamanının yarısını çalan bir olay. Hak etmiş birisinin hakkının,
siyasetçilerin yakınlarına verilmesi de diyebiliriz, biz torpili. Lügat tarifi
yerine, günümüzdeki uygulanışına bakmamızda yarar var diye düşünüyorum. Herhangi
bir işinizin nufuzlu birileri tarafından yapılması, öne alınması olarak
değerlendirdiğimiz basit bir olay değildir.
Şimdi son günlerin KPSS diye adlandırılan sınavlardaki
yolsuzluğun nelere mal olacağını düşünelim beraberce. Kendimize yakın olanların
kollanması korunması ve bizden olmayanların önüne geçirilmesi olarak
değerlendirildi, bazı çevrelerce belki ama, sonucu belki yapanların
ahretlerinin yok olmasına neden olacak.
Sınavlarda soruların verildiği
kişilerin, hak etmediği halde hak edenlerin önüne geçirilmiş olmasının doğru olmadığını
anlatmaya çalışacağım.
Bir yakınımızın başkasının hak
ettiği bir işe yerleştikten sonraki yaşantısının, şartlarının iyi seviyeye
taşınması. Evleneceği kimsenin de çalışan birisinin olması. Çocuklarının
şartlarının çok güzel olması. Onun okuyacağı okulların kaliteli okul olması.
Mezun olduktan sonra daha iyi Üniversitelere girmesi ve daha iyi şartlarda iş
bulması ve onunda evleneceği kişinin
şarlarının iyi olması, çocuklarının daha rahat yaşaması diye yedi kuşak sonraki
torunlarının yaşam standardının iyi olmasını getirir bu haksızlıklar.
Hak ettiği halde, hak ettiği
işe bizim yüzümüzden yerleşemeyen, torpili olmayan, gencimize bakalım şimdi de.
O gencimiz çalışamadığı için evlenecekse daha imkanları dar birisi ile
evlenecek. Çok zor şatlarla yuva kuracak. Çocukları tek maaşlı bir ortamda kıt
kanaat yetişecek. Okuyacağı okullar özel okul olmayacak. Beslenmesinin
yetersizliğinden dolayı, başarısız vasat bir çocuk olacak onun şartları onun
torunlarına kadar kötü olarak yansıyacak.
Yedi kuşak sonra şartları iyi
olan torun ile, şartları iyi olmayan torun arasındaki adaletsizliğin sebebi biz
olacağız.
Belki o çocuklar şartlarının
neden bu kadar kötü ya da iyi olduğunu bilmeyecekler, ama; ey torpil yapan güruh
sizin bu yanlışınızı Allah bilmiyor mu, bilmeyecek mi? Mehmet KIZILASLAN 2015-01-21
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder