18 Mayıs 2016 Çarşamba

19 MAYIS - VAHİDETTİN CUMHURİYETE RAZIMIYDI ?



15 Mayıs 1919, İzmir’in işgalinden bir gün sonra, Mustafa Kemal Atatürk, 16 Mayıs 1919 günü, İstanbul dan bahsedildiği gibi bir taka ile değil, o günün şartlarının en iyisi bir gemi de, 38 kişilik bir beyin takımı ve 40 000 altınla birlikte yola çıkar.
Yola çıkmasına, önce onay vermeyen İngiliz subayı, Padişah Vahdettin’in kefaleti sonucu izin verir. Daha sonra, aynı İngiliz subayı bu hatasından dolayı İngiltere de asılır.
Padişah Vahdettin, Anadolu da Milli Mücadelenin başlaması için, bu işi başarabilecek subayların araştırılmasını sadrazamlarından ister. Kendisine önerilen üç ismin içinden Mustafa Kemal Atatürk’ün, istihbarat bilgilerinde “Cumhuriyetçidir,” ibaresine rağmen görevi ona verir.
Mustafa Kemal biraz tereddütlüdür. Padişah yapılan anlaşmalardan sonra elinin kolunu bağlı olduğunu, Mustafa Kemal’e söyler. İngiliz gemilerinin Saraya çevrilmiş toplarını pencereden gösterir. İzmir’in bir gün önce işgal edilmiş olması ve birkaç günlük İstanbul görüşmelerimden sonra, Mutafa Kemal 16 Mayıs 1919 günü öğleden sonra yola çıkar.
Koyu yazdığım bölümler hoşunuza gitmemiş olabilir. Ama artık tarihi iyi bilmemiz gerekli. Atatürk Cumhuriyetçiydi ve Padişah Vahdettin onun cumhuriyetçi olmasına rağmen kendisine önerilen üç subay arasından, Mustafa Kemal’i bu görevi başarabilecek tek lider olarak kabul eder.
Türkiye Cumhuriyetinin kaderi, Mustafa Kemalin İstanbul’dan çıkışından üç gün sonra Samsuna ayak basması ile yazılmaya başlar.
Ülke, yeni savaştan çıkmış neredeyse ailelerin, yüzde yetmişinde, genç erkek kalmamış iken, yaşlı erkeklerin ve kadınlarında dâhil olduğu kuvayı milliye ordusu oluşturulur.
Bu, yakılmış, yıkılmış, koca bir Osmanlı devletinin küllerinden, yeniden yaratılmış,
Türkiye Cumhuriyet Devletinin başlangıç günüdür.
Bu görev kutsal bir görevdir ve bu görevi başarabilecek başka bir yiğit koca ülkemizden çıkmamıştır.
Yüz yılın tek lideri Mustafa Kemal Atatürk’e bu Cumhuriyet için çok şey borçluyuz.
Padişah Vahdetin’in bile o şartlarda kabul ettiği yönetim, Cumhuriyettir.  
Bu gün, 19 Mayıs 2016 Gençlik ve Spor bayramı.            
      Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır.
Atatürk gençlerden sık, sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”
“Gençler, benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler, Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”
Evet, gençler, genç fikirli olanlar, görev bizdedir. Yük bizdedir.
Cumhuriyet, yani halkın, cumhurun yönetim şekli olan Cumhuriyet bizden çok şey beklemiyor. Sadece yeniliklere, gelişmeye, unutturulmaya çalışılan üretime ve yönetime dair yeni fikirler gerek.
Muasır medeniyetin üzerine çıkaracak teknolojiler bulmak lazım.
İnsanımızın özgürlüklerini, gelir seviyesini ve yaşam standardını artıracak yöntemler bulmamız lazım. Geçmişte kalan, köhnemiş, insanımızı esir alan, ruhunu hapseden, kula kulluk ettiren, emperyalist düşünce ve sistemlerinden kurtulmamız lazım. Görev bizdedir. Gün susmadan, demokratik haklarımızı arama günüdür.
Bayramımız kutlu olsun, genç fikirli genç insanlar.

                                              Mehmet Kızılaslan 2016-05-16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder