Tam 24 yıl önce Rahmetli Erbakan
Hocanın yaptığı bir konuşmayı izliyorum. Bu günleri anlatıyor.
Haritalar çizilmiş, planlar
yapılmış. 4 Vilayetimiz Kürdistan sınırlarında.
Bu konuşmayı 24 yıl evvel
izleseydim. Büyük bir olasılıkla aklım ve havsalam almayacağından; “Hocam bir senaryo yazmış bizi korkutuyor”
derdim.
Dünyayı yöneten güçler öylesine
güzel satranç oynamasını biliyorlar ki; bizim yöneticilerimizin bu konudaki
cehaletlerinden olsa gerek, bize yem olarak verilen bir piyonu yerken,
kalelerimizi, vezirlerimizi ve en nihayet Şahımızı kaybedip, mat oluyoruz.
Kim ne derse desin. Çözüm süreci, Yapılan hataları ve silah
yığınaklarını saymaz isek, Türkiye Cumhuriyeti için gerçek bir çözüm ve
kardeşlik sürecinin başlamasıydı.
Şimdi, Milliyetçi oyları alabilir
miyim acaba, MHP yi bitirebilir miyim acaba, bunun sonucunda, Başkanlığı kotara
bilir miyim mantığı ile, bütün kapıları kapattık.
Bütün yanlışları yaptık. Ve
güneyde tek komşumuz Kürdistan devleti oldu.
Yanlış duymadınız.
Oynanan oyunu göremedik. Dedim ya
piyon peşinde koşarken, Şah elden gitti Mat olduk.
Irak komşumuzdu, Suriye
komşumuzdu. Şimdi tek komşumuz var O da Kürdistan.
Bu sonucun tek sorumlusu bizim
dış politika yetersizliğimizdir.
Sayın Ahmet Davutoğlu’nun, Dış İşleri bakanlığından başlayan, yanlışlar
zinciri Başbakanlığı ile devam edip gitti. Diyeceksiniz ki, Sayın
Davutoğlu, Sayın Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan izinsiz nefes
alabilir miydi? Alamazdı.
O halde tek sorumlu kimdir bu
yanlışlarda?
Hepimizin bilirsiniz ama benim
aklım ermiyor.
O danışmanlara ödenen paralara,
yüzlerce siyaset mimarına, yazıklar olsun. Ödenen maaşlara yazık oldu. Keşke
başarıya ulaşsaydık, daha iyi duruma gelseydik.
Alkışların çokluğu, yapılan
seçimlerdeki oy çokluğu, en demokratik liderleri bile “ben yaptım oldu” diyen
despot, diktatöre çeviriyor. Geldiğimiz sonuç bu şimdi.
Tüm komşularımızla kavgalıyız.
Tüm Arap ve Müslüman ülkelerin başına Amerikancı liderleri bizim sayemizde
getirdiler.
Ticaret iflasta.
Turizm iflasta.
Tarım can çekişiyor.
Ne gariptir ki kalkınma hızımız
%4.8
Hani, istikrar olacaktı? Dört
günde 18 şehidimiz var.
Hani Esat gidecekti? Ne yazık ki
bizim geleceğimiz tehlikeye düşmek üzere.
Şimdi üç milyon Suriyeli, serseri
mayın gibi ülkemizde, dolaşıyor. Kimin nerede ne yapacağı belli değil. (
iyileri tenzih ediyorum)
Yarın birileri de onları işler
de, “sizin yerinizden yurdunuzdan olmanızın sebebi biziz, biz sizin ülkenizi
karıştırmaydık, sizin ülkenizde yaşamanız devam edecekti” derse şaşmayın. Alın
size yeni bir sorun.
Diğer taraftan 1915 Sözde ermeni
soy kırımını, Dünyaya anlatamamışken, 2015 Kürt Soy kırımı davaları ile karşı
karşıya kalmamız kaçınılmaz olacak. Belki de çocuklarımız ileride onlarca yıl
tazminat ödeyecekler. İnşallah tazminat
olarak boşalttığımız vilayetler, Güneyimizdeki tek komşumuz Kürdistan’a
verilmez. Efendiler çok oy almanız,
hamasi nutuk atmanız, Dünya siyasetinde doğru yol aldığınızı göstermiyor. Bu
ülke dış ilişkilerde erör veriyor. Kim ne derse desin Şahı kaybettik ve Mat
olduk. Mehmet Kızılaslan 2016-06-13
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder