Ülkenin en başarılı belediye
başkanı ünvanını almak, yollara taş döşemek, parklar bahçeler yapmak, kasap
dükkânları, fırınlar açarak esnafınla rekabet etmek demek mi?
Şirketlerinizde kağıt üzerinde para
kazanıyormuş gibi göstermek mi?
Yoksa o şirketlerin başına
getirdiğiniz Fotocu diye gözaltına alınan ve astronomik rakamlarla maaşa
bağladığınız birilerini doyurmak mı?
Size de sorarlar sayın başkan,
İşsiziniz, için ne yaptınız, ne yapıyorsunuz diye.
Mahiyetinizdeki belediyelerin olanakları 1 ise, sizin olanaklarınız
1000. ne yaptınız sayın başkan işsizliğe çara bulmak için ne?
Bu bizim işimiz değil, devletin
işi. Diyorsunuz biliyorum.
Hayır, bu yediden yetmişe
hepimizin görevi.
Muhakkak bu işsizliğe çare önce
devletin işi. Sonra Büyük şehir belediyelerinin, sonra diğer belediyelerin ve
hatta muhtarların bile işi.
İşsizliğe çare bulmak, Devletini,
Milletini, düşünen herkesin işi.
Sorarım size, şehrinize kaç sanayici geldi,
yatırım yaptı, siz başkan seçildi seçileli? Kaç kişinin iş sahibi olmasına
sebep oldunuz, belediyede çalışanlardan başka?
Kasap dükkanlarınız da ve
fırınlarınız da işe aldığınız insanları da sakın saymayınız. Çünkü sizinle
rekabet edemediği için, işçi çıkaran kasap ve fırıncı esnafının çıkardıkları
işçi sayısı kadar muhakkak işçi almışsınızdır.
Değişik bir şeyler düşünmek zorundasınız sayın başkan, hem de çok
değişik projeler hazırlamak zorundasınız.
Biliyoruz soruşturmalar ve
teftişler geçirmeniz sizlerin zamanınızı alıyor olabilir.
Ama o danışmanlarınızın, o
çalışan güya beyin takımınızın aklına, İstanbul ve Ankara’da yapılanların
taklidini yapmaktan başka bir şey gelmiyorsa, danışman ücreti ödemeniz yanlış.
Çıkarın, atın onları sayın başkan.
Başarılı belediye ünvanı
ölçülerini anlamakta zorlanıyorum.
Bazı şirketler, gıda konusunda,
altın madalyalar alırlar, Avrupa ülkelerinden biliyor musunuz nasıl alınır?
Bazı Avrupa ülkelerinde, dandik
ödül şirketleri vardır. Verirler gıda şirketleri onlara 15-20 bin TL para,
onlar da, o parasını aldıkları
şirketlere bir belge, bir madalya gönderirler iş biter.
Bu şehir, Bu güzelim Aydın, “dağlarından Yağ, ovalarından Bal akan
şehir” olmasaydı görürdük biz rezaletin
daniskasını.
Diğer yandan komşu, komşusunun,
domatesinden, soğanından, üzümünden, incirinden,zeytininden, yağından,
yararlanmasa da görürdük, anamızın örekesini.
Biz sadece eleştirmeyiz, çözüm
yollarını da gösteririz, biliyor musunuz?
Sayın başkanım, şimdi size de
çözüm projelerimizden bazılarını söylüyorum.
1999 yılında dillendirdiğim bir
projemiz vardı. Bu gün devlet bu projenin benzerini Güney doğu illerinde
uygulamaya çalışıyor. “Anahtar teslimi fabrika” Lütfen sizde Aydın ilimizde
bunun daha küçük şeklini uygulayabilirsiniz.
Kocaman AVM lere gösterdiğiniz önem
kadar kendi esnafınız içinde gösterebilir.
Yerli, ürünler satan mağazaların
olduğu, sürekli fuarcılık projesi
yapabilirsiniz.
Yerli ürünleri işleyen fabrika
kuracaklara, bir lira kira ile araziler verebilirsiniz.
Ruhsatlarını izinlerini
ayaklarına götürebilirsiniz.
Şimdilik bu kadar sayın başkan.
Çok geç kaldınız ama, yinede seçimlere bir yıl gibi bir zaman olduğunu tahmin
ediyorum. Farklı bir şeyler yapınız. İşsizliğe çare bulunuz.
Bu sizin asli göreviniz. Zararı
yok biz hizmetleri, eti, ekmeği, pahalıya alalım ama her vatandaşımızın evine
bir maaş getirecek işi olsun. Saygılarımla. 2016-10-15 M.K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder