Cumhuriyetin anlamını bilmekte zorlanan bir nesil, acaba bayramın
önemini bilir mi?
Biz bazı
olayların bizim için ne kadar önemli olduğunu algılamakta zorlanan bir
Milletiz.
Çünkü bize, birçok önemli gelişme, devrim,
yenilik ne derseniz deyin, altın tepside, hiç mücadele etmediğimiz halde
sunulmuştur. Cumhuriyet de bunlardan birisidir.
Koca Osmanlı Devletinin, yanmış, yıkılmış,
işgal edilmiş toprakları arasından; binlerce şehit verdiğimiz halde, Zafer
bayramını yani 30 ağustosu bile hiç birimiz gereği gibi kutlamayız.
Dedelerimiz;
dedelerini, babalarını, bu savaşta kaybetmelerine rağmen, Yedi düvele karşı
ayakta durmalarına rağmen, biz bu bayramın da önemini anlayamamışızdır.
Gerektiği gibi de kutlamayız, kutlayamayız.
Cumhuriyetin
kurulması için, hiçbir gayret sarf etmemiş bir Millet, cumhuriyetin önemini
bilemez. Hoş hala ülkemizde padişah sevdalıları çokça bir miktarda
bulunmaktadır ama, Ülkemizin kurtuluş için yüz binlerce şehit verdiği halde
onun önemini algılamakta zorlananlar, Hazır tepside sunulan ve hiçbir gayret
sarf edilmeyen, Cumhuriyeti anlamakta gayet tabii olarak algılamakta
zorlanırlar.
Cumhur,
halk demektir, millet demektir.
Cumhuriyet
halkın yönetimi, milletin kendi kendisine yönetmesi demektir.
“Olurmu hiç, bizim için karar veren,
padişahım devletlim varken, bizim gibi tahsilsiz eğitimsiz, bir şey bilmeyen
insanların, onun, padişahın, yerine ülkeyi yönetmeye soyunmamız doğru olur mu?”
deyip, Cumhuriyete karşı olanların yanı sıra;
“Olur
mu bizim gibi, tahsillilerin, eğitimlilerin, oyları ile, cahil, cühelanın
oyları aynı olur mu?” diyen güruhun mantığı aynıdır.
Eğer Cumhuriyetin kurulduğu ilk on
yılda olduğu gibi, Milletin eğitimine önem verilmeye devam edilseydi, Üretim
seferberliğinin beli kırılmasaydı, Yoksulluk ve işsizlik engellene bilseydi, Devlet,
Milletin kuramadığı fabrikaların kurulmasına devam ede bilseydi, Yardım alan
Millet yerine, alın terini yiyen millet olabilseydi. Cumhuriyetin ölümüne
savaşçıları olurduk.
Hiç
düşündüğünüz, Mustafa Kemal Atatürk, bütün
yetkiler eline verilmiş, kendisine padişahlık teklif edilmiş, İstese halife de,
padişah da, kendisi olabileceği halde, Neden Türk ulusunu, Cumhuriyetle
yönetmeyi seçmiştir?
Kim ne
derse desin, Kendisini fütursuzca eleştirdiğimiz, yaşadığı zamanın ve şartların
içinde değerlendiremediğimiz için, bu
gün, onun sayesinde kazandığımız özgürlüklerin içinde, öldüresiye
eleştirdiğimiz, Mustafa Kemal Atatürk ün yerine, bizlerden birisi olsaydı,
zannederim hiç kuşkusuz, halifeliği de, padişahlığı da, o şakşakçıların,
yağdanlıkların içinde çekinmeden kabul ederdik. O Son Yüz yılın
yetiştirdiği en büyük insandır.
Günümüz, askeri, sivil ve dintaciri
darbecilerinin yanında, O mükemmel ötesi bir liderdir.
Ezilenler, köylüler, işçiler,
esnaflar, sanatkarlar, memurlar, velhasıl padişah soyundan gelmeyen tüm
efendiler; bu bayram sizin, bizim en büyük bayramımızdır.
Bayramımız
kutlu olsun. Milli bayramlarımızda da, çocuklarımıza harçlık ve hediyeler
vermeyi düşünebilseydik, çocuklarımız bu bayramın önemini kavramakta zorluk
yaşamazlardı. Öğrettiğimiz soyut şeyleri o güzel beyinlerine somut hediyelerle
işlemiş olurduk.
Ben
sizlerden daha şanslıyım. Cumhuriyetin 35. yıldönümünde, 1958 de, Cumhuriyet
bayramı sabahı doğduğum için, benim için çok daha büyük bayram günü bu
gün.
Mehmet Kızılaslan 2017/10/28
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder