Bu konuya dair
daha önce de yazılar yazdım.
Ama yeterli
olmamış ki. Belediyeler yanlış yaptığı icraatlarının üzerine birde tuzu olacak
girişimlerde bulunmaya başlamışlar. Kamuoyu buna haraç diyor.
Kitabımızda,
hayvanlardan, insanlığın nasıl yararlanması gerektiği birçok ayette yazılır. İnsanoğlunun ilkel mantığı içinde, onlardan
insanca yararlanmak yetmezmiş gibi, hayvanların
bile yapamayacağı mantıkla, yarıştırmak, dövüştürmek, güreştirmek gibi metotlar
bulmuş. Sadist ve acımasız ruhlarını tatmin etme arayışına girmişlerdir.
Türk gelenek ve göreneklerinde, İnsanın
insanla güreşi vardır. Cenkte, savaşta, at üstünde hızlı gitmek, cirit atmak, işin
içinde kendisinin de olduğu, at yarışları vardır. Deve yoktur. Deveyi güreştirmek
yoktur.
Ey kendisini, Türk kültürüne adadığını
söyleyen, Arap aşığı, Arap kültürünün uşağı, günün yanlışlarına, nefislerine,
yanlarındaki yalama yandaşlarına uyan başkanlar. Yetmezmiş gibi bu yanlış etkinlikler için,
esnafında haraç topladığı söylenen, vermeyenleri de tehdit ettiği kamuoyunda
yaygın olan, başkanlar, Allah sizlerin cezanızı versin.
Bizler bu yanlış uygulamalarınızı,
kerhane ve meyhane açmalarınız yetmezmiş gibi, açık alanları da meyhane haline
getiren etkinlikleri yapmalarınızı engelleyemedik ya bizlerinde belamızı
versin.
İnsanların
yaptıkları hatalardan, işledikleri suçlardan dolayı cezaları vardır. Bu
cezaların bir kısmının, bu dünyada bir kısmının da inançlarımızdan dolayı öbür
dünyada çekileceğine inanırız.
İnançsız, gelişmemiş, ilkel ve canlılara
saygısız insan toplulukları, hayvanlara karşı işlenen suçları, ceza kapsamına
almamışlardır. İşlenen suçlar cezasız kalmaktadır. Yetkililerin hayvan
güreştirdiği, bir düzensizlik içinde, onların
çocukları hayvan dövüştürmeyi marifet sayacaklardır.
Beyinleri ilkel insanlar, kendi
üstünlüklerini, bilimsel ve çağdaş yollardan gösteremedikleri için olsa gerek, malları
mülkleri ve hayvanlarının üstünlükleri ile göstermeye çalışırlar.
Bu suçları,
insanlar tekil olarak yaptıklarında, öbür tarafta cezaları, hem kendilerine,
hem de kötü örnek oldukları insanların defterine yazılır. Ama yetkili
mercilerde, seçilmişlerin yapmaları halinde, binlerce, milyonlarca defa, fazla
olarak, örnek oldukları insanların çokluğu nispetin de cezaları yazılacaktır.
Bir seçilmiş,
hem Türk’üm, Türk örf ve adetlerine bağlıyım, diyecek. Hem de yaptığı
etkinliklerin, sonuçlarını hesaplayamayacak. İslam öncesi Arap adetlerine
hizmet edecek. Bu ne perhiz, bu ne meyhane turşusu?
Birçok başkan, bir etkinlik
düzenleyecek, bu etkinlik inanıyorum dediği, dinin kurallarına ters düşecek. Koyun
vatandaşta, deve güreşini ve içki alemi yapmayı, bir kültür hizmeti sanacak.
Git, nerede
içersen iç, nerde zıkkımlanırsan zıkkımlan. Bu senin günahındır. Beni
ilgilendirmez. Bu tür etkinlikler, düzenliyorsan, katılıyorsan, ve yardım adı
altında haraç veriyorsan vatandaş, suçlusun. Hayvanlara karşı işlenen günaha ortak
oluyorsun bu bir. Gelecek nesillere de kötü örnek oluyorsun bu iki.
Bu gün
yetkililerin her yaptığını doğru zanneden, araştırmayan, bilmeyen, gözleri kör,
kulakları sağır, yürekleri pislik içindeki, suskun, korkak, yavşak, yalaka, her
vatandaş, suçludur. Dur demediği için,
dilsiz şeytandır. Bari dur diyemiyorsunuz, yanlışlarına katılmayın. Engelleyemeyeceğinizi
zannediyorsanız, yanılıyorsunuz.
Bir gün bu
yazdıklarım, bu yapılan yanlışlar karşısında susmadığım, korkmadığım, dilsiz
şeytan olmadığım için; ülke insanımızın beyinleri geliştiğinde, tarih
içerisinde ders olarak okutulmasa bile, bir güzel direnişçi olarak bahsim edilecektir.
Şimdi gelelim tuzuna, biberine. Çarşı
esnafından ve kafeler sokağından zorla, korkutarak toplanmak istenen paralar,
vermeyenlere, ileriki günlerde belediye tarafında kesilecek cezalar, doğrumu sayın
başkan? (bir masa atarlarsa dışarı cezamı keseceksiniz?)
Doğruysa yazıklar osun. Bu dünyada
kazandıklarınız ve kazandığınızı zannettiğiniz her şey, öbür dünyanızda kaybettiğinizin belgeleri
olacaktır unutmayınız.
Mehmet Kızılaslan 2018-02-17
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder