Hükumet bir
torba yasa çıkararak, ekonomiyi mi düzeltmeye çalışıyor, yoksa seçimde oy oranını
mı yükseltmeye çalışıyor?
Erken seçime,
ekonomimizin duvara çarpmasını göstermemek için gitmedik mi?
Ödenemez hale gelen, iç ve dış
borçların ülkeyi sıkıntıya soktuğunu bilmiyor muyuz?
Ülkem, üretim
ekonomisine dönmeden borçlarımızı ödeyemediğimizi görmedik mi?
Tüketime
yönlendirilmiş, üretmeyen, el açan, sürekli teşvik, pirim bekleyen ve af
bekleyen bir toplum olduk bu doğru bir yöntem mi?
Kendi kaynakları ile yürümeyen
işletmelerin, kredilerini artırsanız, bu işletmeler kendilerini kurtarabilir mi
sanıyorsunuz? Siz hükumet olarak devleti kurtarabildiniz mi?
Krediye boğulmuş
işletmeler ve vatandaşımız, normal şartlarda geçinemez iken faiz borçları ile
nasıl hayatlarını idame ettirecekler sanıyorsunuz?
Borçlu, üretemeyen bir Milletin, Devleti
israf ve hazır para dağıtmak yerine, üretime prim vererek kalkınmayı neden
düşünemez?
Vergileri, %50 leri geçen oranlarda yazdığınızda,
alamadığınız zaman, faiz lerini de yüksek, yüksek yazdığınızda, yine alamadığınızı
gördüğünüz halde, şimdi de peşin öderseniz bu faizlerin % 90 ını kaldırıyoruz
dediğinizde vatandaşımızın bunu ödeyebileceğini mi sanıyorsunuz?
Bu sunduğunuz torba yasayı, çözüm mü
zannediyorsunuz?
Diğer yandan
imar barışı dediğiniz sistemde, 13 Milyon konutun, imarsız olduğunu, şimdi
bunlardan %3 artı %3 para alarak çözüm sunduğunuzu anlatıyorsunuz. Neden
imarsız bina yapılıyor araştırdınız mı?
Vatandaş imar dairelerine gittiğinde
her tür rüşvet ve yolsuzlukla karşılaşıyor. Kendi konutumu yapacağım dediğinde,
bin bir güçlük ve harçlarla karşılaşıyor. Bu engelleri çözdünüz, harçları kaldırdınız
da, şimdi insanların önüne, çözüm mü sunduğunuzu zannediyorsunuz?
1600 TL maaş
alan asgari ücretliye, “gözünüze dizinize dursun, daha ne istiyorsunuz” derken,
sarayda her dakika 1608 TL para harcanırken( bunlara gece uyduğunuz zaman da
dahil) şimdi emeklilere iki bayram önü, vereceğiniz 1000 TL sus payı mı, seçim
yatırımı mı, yoksa acınır duruma getirdiğiniz, el açar duruma getirdiğiniz
emekliye kendinizi affettirme yöntemi mi?
7 sene, üniversiteye
gitmiş ve bitirememiş vatandaşımıza, yeniden okuma hakkı verdiğinizde ülkenin üretime
dair ne kazanacağını zannediyorsunuz da bunu da çözüm diye sunuyorsunuz?
Eyyy, yukarıdaki, çözüm ürettiğini
zanneden yetkililer, daha siz hastalığı teşhis edememişsiniz. Çareyi nasıl
bulacaksınız ki?
Çare ne
biliyor musunuz, çare paranın ve taşınabilir varlıkların, nereden gelirse
gelsin kayıt altına alınması.
Verginin sadece %10 çekilmesi.
Borçların da
kayıt altına alınıp, borçlunun gelirinden sadece % 20 sinin kesilerek huzurun
getirilmesi. Yarın endişesi ve mallarının elinde alınacağı korkusunun
silinmesi.
SGK ve emekli ikramiyelerinin devlet
tarafından ödenip, üretimin artırılması ve iş barışının sağlanması.
Üniversitede
okuyan gençlerle, 18 yaşını doldurmuş her işsizin 500 TL maaşa bağlanması. İş bulduğunda gelirinin sadece %20 si ile
ödemeye başlaması.
Hiçbir ev ve iş yerine borcundan dolayı,
icranın gelmemesi ve huzurun, mutluluğun sağlanması.
El açar
duruma getirilen, kredilere muhtaç edilen Milletime, ürettiği her şeyden, küçük
de olsa prim yazılarak onurlu ve üretken hale getirilmesi, çözümdür.
Göreceksiniz,
seçimleri kim alırsa alsın, bu uyguladığımız, tüketim ve ithalat ekonomimiz duvara
çarpacaktır. Korkarım bu kaçınılmaz bir sonuçtur.
İnşallah önlem alırsınız ve huzura
kavuşuruz.
Saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2018-05-01
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder