19 Kasım 2012 Pazartesi

HİÇ ÜZÜLMEYİN ONLARA DA KALMAYACAK BU DÜNYA


                                          


“Eğer bütün insanlar (kafirlere verdiğimiz nimetlere bakıp küfürde birleşen) bir tek ümmet olacak olmasalardı, Rahmanı inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler yapardık. (Zuhruf 33)
“Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahret ise, Ona karşı gelmekten sakınanlarındır. (Zuhruf 34-35)

Hiç üzülmeyin, dünya hayatı kimimize göre bir kuşluk vakti kadar. Kimimize göre iki nefes arası kısalıktadır. Uzun ömürlü insanların yaşadığı Nazilli’de insanlarımız en fazla 120 yıl bile yaşamıyorlar.
Tarihe baktığınızda 950 yıldan daha fazla yaşayan Nuh ( A.s.) ın, kefeninde hiçbir şey götüremediği gibi; gemisini bulabilme fantezisine kapılanların mal varlıkları, Nuh’un binlerce kat fazlasıdır.

Hiç üzülmeyin, Müslüman olduğunu zannettiğiniz devlet adamlarının, siyasilerin, politikacıların, vekillerin, mal varlıklarının milyonlarca insanın açlıktan ölmesine engelleyecek büyüklükte olmasına rağmen kılını kıpırdatmamalarına. Halbuki Hazreti Süleyman ‘nın hazinelerinin anahtarlarının onlarca deve yükü olmasına rağmen; öldüğünün bile günlerce sonra asasını kemiren bir ağaç kurdunun yemesinden sonra yere düştüğünde anlaşıldığını bilirsiniz. Ne götürmüştür takva dan başka?

Hiç üzülmeyin Dünyadaki açlığın sefaletin sebebinin, hazineleri elinde bulunduranların mal varlıklarının o yoksul bırakılanların haklarının çalınmasıyla oluştuğunu.

Demek ki yaradan Bu günümüz hırsızlarına çok daha fazlasını verecekmiş. Endişesi ise masum insanlarında bu aşağılık hırsızların safında birleşmeleri imiş.

Sınav aslında çok zor gibi görünse de çok kolay. Birinci olay bugün adaletsizlik gibi görünen şeylerin sınav olduğunu düşünmemiz ve ona göre dürüst kalmaya çalışmamızdır.  İkinci olay Adaletsizlikler ve zulüm karşısında yatarak tevekkül olmak yerine, şerefsizlerle, elimizle, dilimizle ve yüreğimizle mücadele etmemiz gerektiğidir.
Adaletsizlikler karsında susarak dilsiz şeytan olmamamız gereklidir.

“Ey peygamber! Allahtan kork, kafirlere ve münafıklara boyun eğme. Elbette Allah her şeyi bilmekte ve yerli yerince yapmaktadır.” (Ahzab 1)   

Kafirlere, münafıklara, hırsızlara, soysuzlara, adaletsizler, hak yiyenlere, kafirlerle iş birliği yapanlara, yolsuzluklara göz yumanlara, sebep olanlara, Yandaşlarına milletin hakkını peşkeş çekenlere boyun eğmeme emri, sadece Peygamberlere değil, tüm yaratılanlara, Allahın kullarına, Peygamberlerin ümmetlerine, İnanan Milletlere emredildi.
Allah katında ahret, inanan milletlerin olabilmesi için emrine uymak ve işaret edilenlerle mücadele etme şartı vardır. haberiniz ola.
 Görevimiz üzülmek değil mücadele etmektir.
Allah Kuran da emredilenleri yaşayan kullarından eylesin inanan milletimizi.
                                    Mehmet KIZILASLAN 2012-11-16


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder