19 Ocak 2013 Cumartesi

BİTMESİ GEREKEN KABUS

Toplumun büyük bir kesimi korkunç evlat acıları çekerken, diğer büyük bir kesimi yaşam standartlarından her geçen gün bir şeylerin çalındığını farkına bile varamadı. Neden? Çünkü o evlat acısının olduğu hanelerdeki yangını gördükçe hallerine şükrettiler ve yaşam standardının düşüklüğünü bile görmezlikten geldiler. Çoğu zaman Evlatlarının yanlarında oluşunun değerini düşünüp yoksulluklarına lanet okumadılar. Hangimiz acaba bir evlat acısının ortadan kaldırılmasına karşılık neyimiz var neyimiz yoksa vermeyiz ki? Söyler misiniz bana hangimiz çocuklarımızın ölümünü görmemek için, acı yavan kuru soğana razı olmayız? Hangi aile çocuklarının şehit olmaması için her şeyini vermeye razı olmazdı ki? Hangi ana şehitlik mertebesine ulaşsa dahi çocuğunu yeniden kucaklamak ve kokusunu içine çekmek için neler vermezdi ki? Bir an gözlerinizi kapayın ve düşünün lütfen, bugün sizin çocuğunuz bayraklara sarılmış ve kapınızın önüne gelmiş. Kapınızın önü mahşer yeri gibi. Devlet erkanından onlarca kişi, yeşil elbiseli onlarca rütbeli, ve mavi elbiseli onlarca polis ve yüzlerce de dost akraba arkadaş kapınızda ağıt yakıyor. Sizinle birlikte ağlıyor. Bazıları da çocuğunuzu öve, öve göklere çıkarıyorlar. Sizleri teselli ederken ne kadar kahraman evlat yetiştirdiğinizi ve sizin ne yüce bir insan olduğunuzu kulağınıza mırıldıyorlar. Ve ertesi gün birkaç akraba evinize ikramlarıyla geliyor. Daha ertesi gün geç duyanlar geliyor. Daha ertesi daha geç duyanlar ve daha az kişi. Daha ertesi günü hiç kimsecikler yok sadece siz varsınız acınızla. Ve bir hafta sonra gelenlere kızmaya başlıyorsunuz, acınızı tazeledikleri, ateşi yeniden yaktıkları için. Açın gözlerinizi efendiler, bu acı sizi de vurabilir. Sizinde ocağınıza ateş düşebilir ve sizde biraz önce gözleri kapalı hayal ettiğiniz bu acıya gark olabilirsiniz. Allah rızası için barışın yanında yer alın. Bu kabus bitsin. Anneler ağlamasın. Yukarıdaki anlattıklarım sizi etkilemediyse şimdide şu taraftan bakın isterseniz. Eğer maaşınız veya kazancınız yetmiyorsa, çocuklarınızın isteklerini yerine getiremiyorsanız, Evinizde yoksulluktan dolayı ihtiyaçlarınızın bazıları karşılanamıyorsa. Çocuklarınızı okutmakta zorlanıyorsanız. Beslenmeniz için yeteri kadar para ayıramıyorsanız. Biliniz ki bu harcamalarınız için size ödenecek paralar, savaş için harcandığından, size hizmet olarak dönmüyor demektir. Bunlarda sizi ikna etmiyorsa, daha fazla insan hakları, daha fazla demokrasi ve daha fazla mutluluk için, daha fazla huzur için, önce aile içinde, sonra ülke içinde, daha sonra dünya içinde barış gereklidir. Sizlerin bazılarınızı bu sebeplerin hiç biri ikna etmediyse, işte onlara sesleniyorum doktora gidiniz. Sizlerde sadist ve acımasız bir yan var demektir. Bu yan ancak kanla besleniyordur. Bunun da tedavi ortadan kaldırabilir. Tedavi de sizi düzeltemediğin
de savaşa önce sizleri göndermemiz gerekiyor. Saygılarımla. Mehmet KIZILASLAN 2013-01-19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder