Gönül sevdiğine kırılır. Güzel
bir atasözüdür. Ben hem kırıldım hem kızdım hem de, ağzıma ne geldiyse söylemek
yerine, seçip, ayıklayıp söylemekten yoruldum.
Abi dedi. Dilsiz şeytan olmak günahta, İnsanlar hakkında kötü yazdığınızda, onun
vebalini almak günah olmaz mı? Olur dedim. Ama bir bilsen seçip ayıklayıp
yazmadıklarımı? Bir bilsen sana zarar vermemek için susmalarımı? Dedim.
Senin
dürüstlüğünden eminim, inanıyorum. Ama nedir bu denge hesapların? Neden
ayıklamazsın. Neden O temiz görünen ama sadece kesesini düşünenlerle yollarını
ayırmazsın?
Söyler misin bana dedi. Benim listeden çıkardıklarımı kapmazlar
mı diğer partiler? Kaparlar dedim. Bu ülkenin, bu şehrin siyaset anlayışına
hayranım!. Yaparlar dedim. Kaparlar dedim. Paralı olanı, sırtlarından kazansa
da severler bu şehirde, dedim.
Gelelim vebal ödemeye, dedim. Biz
inanan insanlarız. Özellikle siz, benden bile daha güzel yaşayanlardansın,
inandıklarınızı. Dedim. Duyduklarımın hepsinin yalan olduğunu düşünelim. Eğer,
bildiklerimi, gördüklerimi, yazmadıysam senin hatırınadır.
Lütfen bana söz verir misin, bari
seçimden sonra ayıklama yapacağına dair. Evet yapacağım, dedi.
Bir başka söz daha istiyorum
dedim “Hani o ilk seçildiğinde kaldırdığın levha vardı ya, “Sürekli fuar alanı” diye işte o alanı artık; Turunç parkın bulunduğu yer + Migrosun bulunduğu yer + Sebze hali’nin
bulunduğu alan + İtfaiyenin bulunduğu merkez alan +ve sanayi sitesinin önündeki
yeşil alan ile birlikte tamamının; Sanayi sitesi kooperatifi, Ticaret
odası, ve diğer esnaf odaları ile birlikte,
Osmanlı kapalı çarşıları gibi, İstanbul mısır
çarşısı gibi, tüm Nazilli esnafının, köylümüzün, kadınlarımızın ürünlerinin
satıldığı ve sanayide üretilenlerin sergilendiği, bir alan yapacak mısınız? Nazilli Esnafı köylüsü sanayicisi dökülüyor
biliyor musunuz? Dedim. Abi bilmez miyim, biz onu Sevindikli de 6 dönümlük
bir alanda yapacağız dedi.
Biz burada istiyoruz. Bu proje yi yaparsanız en az bin işsizimize iş
vermiş olacaksınız. Her ürünü satılan, her para kazanan kişi, yanında bir, iki
eleman fazla çalıştırsa alın size bin kişinin iş sahibi olması dedim. Birde
önünde en az 70-80 taşıtlık, ana yoldan direk girişin olacağı bir oto park
alanı şart dedim. Bu projenin Dr Ferda Erkut Çağlar hanımefendinin projeleri
arasında olduğunu bilmiyordu. Ama oda söz verdi.
Tamam abi söz veriyorum dedi.
Daha önce söylemiştim bu
itfaiyenin merkezi yanlış diye. Her semt de bir söndürme aracı olmalı, Nazilliyi dört ayrı bölgede dört söndürme
aracı ile söndürme işlemi yapmalısınız. Bir yangın çıktığında ilk o semt
deki araç müdahale etmeli diğerleri sonra yetişmeli dedim.
Başka birçok konuyu da konuştuk.
Onlar hakkında seçimlerden sonraki yazılarımda bilgi alacaksınız. yazılarımı
takip ediyorsanız, okuyarak göreceksiniz.
Bu arada yapacakları işlerin
listesini istedi telefonla, geldi 20 listelik programının 3.5.13. 19. maddeleri
insanımızın cebine hızlı para girmesini sağlayacak projelerdir.
Diğer taraftan her Kapalı çelik pazar
yerlerine ikinci katlar ilave edip oralara depremde kullanılmak üzere Kızılay çadırları
konulmalı. Gıda maddeleri stoklanmalı. Bu gıdalar her altı ayda bir fakirlere
dağıtılmalı ve yenilenmeli dedim. NAKUT
projemiz var dedi. Bu dediklerimi kapsıyorsa mesele yok dedim. Hep iyi
niyetliydi, Kardeşim Haluk ALICIK.
Değerli okurlarım yukarıda da
dediğim gibi sevdiğim için, kızdım,
kırıldım.
Önemsediği için üzüldü geldi ve anlattı. Kendisine
güveniyorum ve inanıyorum.
Allah Nazillimiz ve insanımız
için ne hayırlıysa onu nasip etsin.
Not: Bazı derneklerin
temsilcilerinin kendisiyle görüşmek için randevu taleplerini, belediye
çalışanları; Randevu vermiyoruz. Gelip beklerseniz ve müsait olursa
görüşebilirsiniz dediklerini öğreniyorum. O çalışan elemanlar ya randevunun
ne demek olduğunu bilmiyorlar. Ya da derneklerin ne demek olduğunu bilmiyorlar.
Ayrıca arayan sıradan vatandaş
olsa acaba ne olurdu?
Saygılarımla. Mehmet KIZILASLAN. 2014-03-04
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder