12 Mayıs 2014 Pazartesi




                                      YUNUS  AÇTIR KÖYLÜSÜ AÇTIR
               Aşağıdaki yazdığım hikâye gerçektir. Şaşıracaksınız ama, yoksul olan bir insanın ne kadar çaresiz olduğunu ve neleri elinin tersiyle ittiğini. Daha sonra da hatasını düzeltmek için ne kadar çile çektiğini okuyacaksınız.
              İnançların yerleşmesinde ve yaşanmasında tok olmanın da ne kadar önemi olduğunu göreceksiniz. Açlığın yoksulluğun da bir o kadar ters yönde etkisinin olduğunu düşüneceksiniz. Birde Vefa’yı sorgularsanız, günümüzde olmayan vefa’yı sevinirim.
 
              Selçuklunun zayıf dönemleridir, Yunus açtır, çocukları açtır, köylüsü açtır, çare için, köyü Sarıköy den yola çıkar. 13 günlük bir yolculuktan sonra, Sulucakara köyündeki Hacı Bek taş’ı velinin yanına ulaşır.
             Eli boş gitmeyecektir, gittiği hiçbir yere. Yolda heybesine alıç toplamıştır.  Hacı Bekraş’ı veli onu huzuruna alır ve ne istediğini sorar.
            Yunus- Bana buğday veriniz efendim, köylüm aç, çocuklarım aç.
             H.B.V- Yunus, sana getirdiğin her alıç’ın çekirdekleri sayısının on katı nefes verelim oğul.
            Yunus – Ben neyleyeyim nefesi, ne olursunuz bana buğday beriniz hünkârım.
            H.B.V.-  Yunus bu gün bizim misafirimiz ol hem düşün hem dinlen istersen.
            Yunus-  Hayır, iki çocuğum, eşim, anam aç, köylüm aç, ben buğday isterim der.

            Yunus buğdayları alır köyünün yolunu tutar. Yolda uyur ve rüyasına girer, Hacı Bek taş’ı Velinin söyledikleri. Ama buğday köyüne, köylüsüne, çocuklarına gereklidir, yoluna devam eder. Köyüne olaşır, buğdayları dağıtır.
            Köyünde bir gün dahi yatamaz. Sabaha karşı yola düşer. Eşi de annesi de bilmektedir,  neden gittiğini ikna edemezler. Hacı Bek taşı Veli ye döner ve ondan her alıç tohumu için 10 nefes ister. Hacı Bek taş’ı Veli, ona kendisinden yetkinin alındığını ve Tap t
uk Emreye gitmesini söyler.
           Yunus pişmandır. İzin istedi yine yola çıktı, günlerce yola devam etti. Sakarya boylarında, Tap tuk Emre’nin dergâhına ulaştı.
          Hacı Bek taş’ı Veli’den selam getirdiğini söyler. Tap tuk Emre hünkârımla, görüşmek isterim der.
          -Kimsin ey evlat
          -Bir garip kulum dervişim.
          -Geldin demek evlat. Bana ayan olmuştu. İçin yanar, konuşmakta zorlanırsın değil mi, evlat hele anlat kendini, anlat.
          -O göz ki seni gördü, o ruh ki seni istedi, tende ne işi var. Diyen dörtlüğünü söyler Yunus, Tap tuk ermeye.
          -Benden ne istersin evlat. Der tap tuk emre.
          -Ben gerçek aşkı isterim efendim.
         - Sen bu uzun, yola, yolculuğa dayanabilir misin Yunus? Der ve devam eder Tap tuk emre
          -Sana hırka versinler, emek çek, nasibini al. Dergâha odun taşıyacaksın. Dergâh da iki yunus oldu, senin adın, Yunus Emre olsun.
         Yunus senelerce dergâh’a odun taşır, hiçbir eğrisi olmayan odunları. Sırtı yara olur ve durumunu etrafındakilere anlatır. Konu, Tap tuk Ermenin kulağına gider.
          Sana bu ince uzun yola dayanamazsın demiştim. Daha olgunlaşmadın Yunus. Sen hala Dünya kokuyorsun, derdin bitmedi, Yunus, der. Hikayeyi burada keseceğim.
           Tam 40 yıl, karın tokluğuna çile çekmiştir, aşkı için, Yunus emre, karın tokluğuna dergâhta.
          Şimdi bana kimse, çile çekmeden aşık oldum demesin.
          Bana kimse varlık içinde yüzerken, eziyet çektim demesin.
          Bana kimse Hasreti yaşamadan, vuslatın tadını çıkardım demesin.
          Bizler her sözün cılkını çıkarıyoruz, farkında değiliz. Ve yine bizler damarımıza basıldığında bas, bas bağırıyoruz. Saygılı değiliz.
          Ne sevda, ne aşk, ne hasret, ne vuslat, bizde gerçek değerini bulamıyor artık. İşin en  kötüsü de Vefa’nın bizde hiç karşılığı yok artık biliyor musunuz.
          Vefa artık İstanbul’da bir semtin adında başka bir şey değil. Sadece bir semtin adı olarak kalmasaydı eğer. İnsanlar, bu kadar bencil olurlar mıydı dersiniz?
          Kendileri için yapılanları unuturlar mıydı acaba? Ne dersiniz?
          Saygılarımla.    Mehmet KIZILASLAN 2014-05-12
           












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder