DÜNYANIN BAŞINA BELA
OLAN SİSTEMLER
Bir gazetenin, ekonomi sayfasını
okuyorum. Dünyada yaşayan nüfusun, yüzde birinin servetinin, geri kalan nüfusun
toplam servetinden daha fazla olduğunu belirtmiş.
Uluslar arası yardım kuruluşu
OKSFAM’ ın Davos ekonomi zirvesinden önce yayınladığı rapora göre, Dünyanın en zengin 62 kişisinin
servetinin ise, en yoksul Üç Milyar Altı Yüz Milyon kişisinin toplam servetini
geçtiğini bildirmiş.
Ne garip adalet değil mi?
Geçenlerde Ali Koç G-20 zirvesi
öncesi –“Eşitsizliğin ortadan kalkması
için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum
seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” demiştir.
Vicdanlı bir açıklama değil mi?
Şimdi bazılarınız, ülkemde, Terör
olayları ile savaşın sürdüğü. Suriye’de Dünya devlerinin savaşının sürdüğü.
Kapımıza üçüncü Dünya savaşının dayandığı bu günlerde, nereden çıktı bu
sistemle ilgili yazı. Der gibisiniz. Demeyiniz lütfen bu savaşların tamamının da
sebebi bu acımasız kapitalist sistemdir. Onun içindir ki sistemin değişmesi
lazım.
“Sistemden nemalananların, sistemi değiştirme gibi fikirleri olamaz”
O nedenledir ki sistemden rahatsız olanların sistemi değiştirmeleri
gerekir.
Bütün dünya adaletsiz gelir
dağılımı yüzünden; açlık, yoksulluk ve savaşlardan kan gölü haline
getirilmişken. Bir önceki yazımda bunun Sebebinin CFR denilen bir örgütün sebep
olduğunu bahsetmiştim.
Dünyayı düzeltme işi öncelikle
İnsanların kendilerini değiştirmeleri ile başlar.
Bizlere sosyalizm gençliğimizde
anlatılırken “Emekçilerin hakim olduğu
en iyi uygulanmış demokrasidir” diye anlatılmıştı.
Şimdi çok iyi biliyorum ki ikisi
de insanlık için uygun sistemler değilmiş. Belki de birinden kaçan diğerine
kapılsın diye çıkarılmış iki tuzak sistemdir.
İnanıyorum ki bu ikisinden ayrı, bir
sistem daha var. Dillendirilmesinden korkulan.
Hele şu günlerde ellerine verilen
silahlardan ve kafa kesmelerinden dolayı tiksinilen İslamcı görünen ama
İslamiyet’le alakası olmayan bir terör örgütü ortadayken.
Evet değerli okurlarım, Bütün dünyanın başına bela bir sistem
Kapitalizm. Diğeri de Cumhuriyetin ilk yıllarında bizim tüm
Fabrikalarımızın kurulmasında yardımcı olan Rusya’nın sistemi Sosyalizmdir. Sosyalizm
orada da çözüm olamamış adaletsiz gelir düzeyini engelleyememiş bir sistem.
(İnsanların benim diyebileceği bir şeyler olmalı)
Peki nasıl bir sistem kurmalıyız?
İlk on yılda Ülkemizi ekonomik bağımsızlığa kavuşturan sistem. Karma
ekonomik sistem. Özel sektörün kuramayacağı büyüklükteki tesisleri, Devletin
kurduğu. Özel sektörün kurabileceği işlerden, Devletin çekildiği, Serbest
rekabetin oluştuğu ekonomik sistem. Karma Ekonomik Sistem.
Vergiyi sadece satın alanın, yüzde on ödediği, bir sistem. (İlerde bu
oran yüzde iki buçuğa kadar düşürülebilir)
Dünyanın başına bela olan
savaşların yoksulluğun adaletsizliğin yegane temeli kapitalist ve sosyalist
sistemlerdir.
İnsanlık savaşlarla, açlıkla
uğraşırken, ekonomik uçurumlarla ve haklarını alma mücadelesi ile
uğraşamamaktadırlar. Yoksul
insanlarda geçim mücadelesi ile uğraşırlarken gerçek düşmanın kim olduğunu
görememektedirler.
Ey Dünyanın ve ülkemin zenginleri,
bu adaletsiz gelir sistemi sizi sırça köşkünüzde koruyamaz duruma gelmek
üzeredir. Sanmayınız ne bu dünyada ne de öbür dünyada aldığınız güvenlik önlemleri
sizleri koruyacaktır. Mazlumun
gözyaşları üzerine kurulan tüm sistemler yıkılmak zorundadır. Sonunuz
yakın. Bizden söylemesi.
Mehmet Kızılaslan 2016-02-01
18 Milyon yoksulu olan ülkemizde
aslında bir tartışma açılmış olsu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder