16 Ağustos 2012 Perşembe

KEM SÖZ SAHİBİNİNDİR EFENDİLER


                             KEM SÖZ SAHİBİNİNDİR EFENDİLER

     Beni tanıyanların birçokları, bu güne kadar yazılarımda duygusallığa yer vermediğimi bilirler. Mümkün olduğu kadar belgelere ve bilgilere dayanan yazılar yazdığımı öğrenmişlerdir.
    Bu yüzden işyerindeki kasamda genellikle para değil, belgeler kilitlidir.
    Bir çok köşe yazımdan sonra eleştirdiğim kişilerde, dahil olmak üzere, olumlu yada olumsuz eleştiriler aldığımda; görevimi yaptığımı ve kastımın olmadığını dile getirir, karşı taraftan da nezaket kurallarını aşmayan cevaplar alırdım.

 Yazı yazdığım gazetelerin genellikle tamamı da gazetecilik etiğine uyarak, olumlu ve olumsuz eleştirilerinizin tamamını yayınlamaya çalışırlar. Objektif olurlar.

  Bu gün bu yazıyı yazmama sebep olan acımasız hatta uygunsuz eleştirilerin doruğa çıktığını gördüğümüz içindir. Ne yazık ki okurlarımızın bazıları ağza bile alınması mümkün olmayan sözler yazmışlar, sözüm ona eleştirilerde bulunmuşlardır.

  Ben ve benim yazımı yayınlayan gazetelerimizle, yola çıkarken, doğruları yazacağımıza, gazetecilik etiğine uyacağımıza, duygusal davranmayacağımıza ve tarafsız davranacağımıza söz vermiş olduğumuzdan, bu kurallara hep uyarız.

   Ancakkk efendiler sözün bittiği yer vardır ya hani şimdi oradayız. Ben yine sözlerime devam ederek bu beni tanımayan şahıslara sesleniyorum.

   Bakın arkadaşlar, bakın dostlar, bakın beni tanımayanlar… beni tanımadığınız belli,  sizlerin aklınızın ermediği ne biliyor musunuz? Her şeyin para olmadığı, herkesin satılık olmadığı, herkesin satın alınamayacağı, ve beni satın alabilecek paranın henüz basılmadığıdır. Siz bunları bilmiyorsunuz.

  Ben çok eleştiriler aldım adını söylemekten korkan kişilerden. Ben çok tehditler aldım adını açıklamaktan korkan adamlardan.  Beni tanıyanlarınız bilir benim bedelimin ne olduğunu.
 O çay kahve yemek değildir.
 O para değildir.
 O rüşvet değildir.
 O kadın kız değildir.
 O mevki makam hiç değildir.
 O nedir biliyor musunuz? Yazılarıma delil olacak belge ve bilgilerdir efendiler. Yanlışlar karşısında susan dilsiz şeytandır. Sözünü bilir misiniz siz? Ben dilsiz şeytan olmamak için, yazıyorum biliyor musunuz.

 Daha önceki yazılarımın birisindede buna benzer tepkiler almıştım. Üstüne üstlük avukatlarıyla çok güçlü olduğunu düşünen birileri vardı karşımda bu sefer.
 Belgeleri onlara gösterince ne oldu biliyor musunuz?
 Bana atölyem de yapmam için çok büyük işler teklif edildi. Bende “ Bu yem, çok büyük bir yem ama, Mehmet Kızılaslan bu oltaya takılmaz”  cevabını vermiştim.

            Değerli okurlarım daha öncede söylediğim gibi; “eleştirdiklerimiz bizim düşmanlarımız değildir. Bilakis yanlış taraflarını düzelttiklerinde onlar bizim can dostlarımız olabilirler” Ayrıca bizlerinde yanılgıya düştüğümüz, yanıltıldığımız zamanlarda olabilir. O zamanlar da yine, düzeltmeler yaparak özür dilemesini bilenlerdeniz biz.

     Bizim amacımız güzel bir dünyada huzurlu ve mutlu insanlar görmek bunu herkim yapıyor ve yaşatıyorsa onlarında hizmetkarıyız biz.
         Saygılarım, öncede söylediğim gibi, saygıda kusur etmeyen, saygılı ve yüreğinde insan sevgisi olanlara.  

          Bu arada Bazılarınızın Şeker Bayramlarını, Diğerlerinizin de, Ramazan Bayramlarını kutluyorum. Türk ve İslam aleminde hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.                                                                
                                    
                                                                         Mehmet KIZILASLAN 2012-08-16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder