27 Eylül 2012 Perşembe

SİZ HİÇ AÇ KALDINIZ MI


                 SİZ HİÇ AÇ KALMANIN NE OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ 
        
- “Dün akşam ağladım, sana borcumu ödeyemezsem, yüzüne nasıl bakarım diye.” diyordu bir arkadaşım. Satılması gereken ne varsa hayvanlarım, arazim, her şeyimi satılığa çıkardım abi, sadece sen değilsin borçlu olduğum diye devam etti sözlerine.
         - Canını sıkma sadece sen değilsin sıkıntıda olan kardeşim. Hepimiz aynı durumdayız. Sanayideki arkadaşlarımızın bazıları, çarşıdaki esnafın birçoğu sen, ben hepimiz aynı durumdayız.
           Geçenlerde Ödemişe gittim yolda iki vatandaşı aldım arabama, hal hatır sorduktan sonra işleriniz nasıl diye sordum.
        - Abi 3 yaşında bir inak ve 3 aylık bir buzağıyı ikisini birden 3000 TL ye sattım. Sen söyle nasıl olabilirim? Dedi.
        - Bilmiyorum benim mesleğime ters bir alan, kaça satılması lazımdı?
        - Abi en az 6000 TL ye satılması gerekirdi.
        -Kardeşim neden sattın o zaman. Bir ay daha beslesen de ondan sonra kurbanda değerinde satsaydın.
        - Abi bende biliyorum onu ama kendimizi besleyemiyoruz artık. Mecburdum satmaya. Dedi. Dokunsam ağlayacaktı.

     Ödemişe gittim işimi bitirdim köy kahvesinde oturuyorum yanımdakilere sordum,
-          Geçiminizi neyle sağlıyorsunuz_
-          Abi biz patates yetiştiririz.
-          Para etimi bu yıl patates?
-          Hayır abi 7 kuruşa alıcısı var. Sökmedik tarlada kaldı birçoğumuzun patatesi
-          Ne yani 10 tonluk bir kamyon patates 700 TL mi yapıyor, yanlış duymadım değil mi?
-          Evet abi aynen öyle, 10 ton patates 700 TL yapıyor.
-          Başka ne yaparsınız?
-          Hayvancılık
-          Onun durumunu yolda gelirken arabama aldığım bir köylü arkadaş anlattı sormayacağım, hayvancının halini. Dedim.
-           
Yanımda çalışan gençlerin bazıları da hayvancılık yapıyor.
-          Abi ne olursun bizim durumumuzdan da bahsediver bir yazında.
-          Tamam yazacağım sizin için, ne yazayım?
-          Abi süt 70 kuruş, yem bir lira, saman 70 kuruş, yonca 90 kuruş bunları yazıver.
-          Bu durumda hayvancılık yapılmaz. Satın abim ineklerinizi.
-          Alan yok, satanı öpeyim derler ya hani abi öyle bir durumdayız.

Yazılarımın tümünde Problemi ve yanlışları yazarken çaresini de, ya da alternatif fikrimi de yazmayı ihmal etmedim.
      Yukarıdaki Efendiler ve Güney ege kalkınma ajansındaki efendiler, size sesleniyorum. Köylü bitiyor. Hayvancılık da bitiyor. Sizler teşvikleri ve hibeleri bildiğim kadarıyla bu bölgedeki iki, üç, büyük sanayiciye verdiniz. Bunlara verdiğiniz para onların dişlerinin kovuğunda kaldı biliyor musunuz?  Ama aynı para 3000 köylümüze 1000 er liralık destekle onları hayata bağlar, can suyu olabilirdi.

       Patates üreticisine kilo başına 25 kuruş benden, süt üreticisine litre başına 30 kuruş benden, deseydiniz. Fasulye üretene kilo başına 50 kuruş benden, domates üreticisine kilo başına, 20 kuruş benden, pamuk üreticisine kilo başına 50 kuruş benden, Zeytin üreticisine kilo başına 20 kuruş benden, Zeytinyağı üreticisine kilo başına 1 lira benden, deseydiniz yüzlerce köylü nün gönlü alınırdı.
   Binlerce ailenin yüzü gülerdi. Umutları yeşerir ertesi yıl dikmek ve üretmek için hevesleri artardı.
     Ya da köylümüzün ürünlerini işleyecek fabrika kuranlara destek olsaydınız, sürekli köylümüz ürününü pazarda yok parasına satmak yerine, götürür fabrikaya dökerim diyebilecekleri ortam geliştirilseydi. Olmaz mıydı?

    “Sizde fiyasko çıktınız. Sizde zengin den yana olduğunuzu gösterdiniz” diyorlar. Doğruda söylüyorlar biliyor musunuz? Bu millet “Köylüde para olursa hepimizde olur” lafını da biliyor. Kışın aç kalacaklarından, arazilerin yabancı bankalara ipotek olduğundan, varlarını yoklarını kaybedeceklerinden korkuyorlar.  
    Ey yukarıdakiler, paraya yön verenler. Siz hiç aç kalmanın ve yoksul kalmanın ne olduğunu biliyor musunuz? Biliyorsunuz, özür dilerim. Oruç tuttuğunuz zamanlarda, iftarınızı açacağınız lüks otellerin, restorantların da, ezanın okunmasını beklediğiniz zamanlarda bilirsiniz siz açlığı.
    Siz hiç varınızın yoğunuzun ipotek altına alınmasının ne olduğunu bilir misiniz? Kumar oynamadığınız halde, kadınlarla kızlarla pavyonlarda para yemediğiniz halde, Çalıştığınız çabaladığınız halde, başaramamanın ne demek olduğunu siz bilir misiniz efendiler?

  Bu ülkenin köylüsü, küçük esnafı, sanatkarı, kasabı, manavı, demircisi, kömürcüsü, berberi,  bakkalı, hasılı, üreten kesimi, hala yarın aç kalma korkusunu ve o kötü travmayı atamadı, atamadı beyninden. Bunu sizde attıramadınız ya, Ne diyelim herkes kendisini ve kendi gibileri korurmuş. Ne diyelim.                          Mehmet KIZILASLAN 2012-09-27
                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder