Bu nasıl bir disiplin ve nasıl
bir askerliktir ki, 10 yılda 934 intihara sebep oldu. Bu sayı sadece erlerin
sayısıdır. Astsubaylar ve subay intiharları buna dahil değildir.
Pkk ile savaşın sonucunda 818 şehit verilmiş. Duyunca hayretlere
düştüm. Şehit sayısını mı düşük gösteriyorlar diye de endişeye kapılmadım
değil. Her gün 3-5 şehit haberini duyduğumuz da bu haberlere alıştığımız için
artık yadırgamaz olduğumuzu bir tarafa koyalım şimdi. Askerlik dediğimiz, Peygamber ocağı dediğimiz mekanlar ne
hale gelmiş de haberimiz yok.
-Kardeşim sen askerlik yapmadın
mı? Demeyin, yaptım. Hayatımın en kötü, en rezil, en zor günleriydi. Dört aylık
bir dönemdi, sanki 4 yıl gibi geçti. Ben bu eziyeti sadece bize, yani kısa
dönem askerlik yapanlara yaşatıyorlar diye düşündüm. Yanılmışım.
“Askere gitmeden adam sayılmaz”
“Bir askere gitsin bak nasıl adam
oluyor”
“Onu askerde adam ederler”
“Askerliğin başladığı yerde
mantık biter”
“Askere gittiğinde, insan doğduğuna
pişman olursun”
Allah aşkına bu sözlerle biz
normalleştirmedik mi, Askerlikte yapılan her yanlışı her işkenceyi, her
insanlık dışı hareketi? Biz meşrulaştırmadık mı akıl dışı hareketleri?
Sivil hayatta da biz değil miyiz yanlış yapan her gurubun arkasında
durarak, onların kendilerini güç sanmalarına sebep olan.
Suçlu biziz efendiler. Biz gerçek
gücün daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları, daha fazla refah ve huzur
olduğunu öğrenemedik.
YANLIŞ ÜSTÜNE YANLIŞ YAPIYORUZ.
Daha fazla demokrasi, daha fazla
insan hakları, daha fazla hürriyet, isteyen Kürt kökenli vatandaşlarımızla
işbirliği yapıp, birlikte çalışacağımız
alternatif bir liderlik yaratmak yerine, sürekli düşmanlıkları
körüklediğimiz hasım liderlikler yaratıyoruz. Masum Kürt halkını da onların
kucağına itiyoruz.
Bize konuşabileceğimiz ortak yararımıza kararlar alabileceğimiz Kürt
liderler gerekli. Dokunulmazlıklarını kaldırdığımız muhatap kabul
etmediğimiz, düşman addettiğimiz liderlikler değil.
Biz bunların en canavarını
muhatap kabul etmiş cezasını verememişiz. Neden hata üstüne hata yapıyoruz ki?
HERŞEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRDIK.
Yargımıza bakıyorum da endişe
duyuyorum. İlker Başbuğ sanık, Şemdin Sakık, tanık.
Yakında eşkıya başı da tanık olursa şaşmayınız.
Gelişmiş ülkelere bir bakınız, gelişmişliklerini, İnsan haklarının
korunmasına, baskının zulmün kaldırılmasına, Daha fazla demokrasinin daha fazla
insan haklarının olmasına borçludurlar. Bir tane gelişmiş ülke göremezsiniz
demokratik olmayan. Bunu da fark edemiyoruz ya şaşıyorum.
Bu günlük bu kadar yeter. Millet
patladı patlayacak, her şey güllük gülistanlık değil. Mersinde kredi borçlarını
ödeyemediği için, malına mülküne icra gelen köylüler, yol kapattılar.
Önemli olan onları polis
marifetiyle biber gazlarıyla dağıtmak yerine, onların istediği üç kuruşluk
mahsullerine değer kazandırmaktır. Emeklerinin karşılığını almalarını
sağlamaktır.
İnsan haklarının olduğu, demokratik
ülkelerde böyle olduğunu zannediyorum.
Saygılarımla. Mehmet KIZILASLAN.01-12-2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder