8 Aralık 2012 Cumartesi

DEVLETİN HİÇ GÖRÜLMEMİŞ YÜZÜ


                              

 Bir gün evvel bir iş adamının iş yerine bir telefon gelir. Telefonun öbür ucunda Bir hanımefendi,
        -İyi günler efendim. SGK İl müdürümüz, yarın saat 14.30 da iş yeri sahibiniz müsait ise,  onu ziyarete geleceklerdir.
        İşyerindeki görevli hemen işyeri sahibine telefonda müsait olup olmadığını sorar. Müsaittir.
       -Evet efendim, müsaitlermiş bekliyorlar. Der.
İş yeri sahibi 33 yıllık işletmenin sahibidir SGK İl müdürünü tanımamaktadır. Üstelik SGK ya borcu da vardır tutuşur. Sağa sola telefon açar durumu öğrenmeye çalışır. İlk telefon açtığı yer e ulaşamaz ama ikinci telefon açtığı şahıs, muhasebecisidir.
       -……..  bey kardeşim beni yarın SGK İl Müdürü ziyaret edecekmiş. Bir bilginiz var mı?
Biliyorsun bizim borcumuz var SGK ya, yarın haciz için gelmesinler işyerime?
-          Yok abi yaa, Koskoca SGK il müdürü alacakları için esnafın yanına mı gelirmiş hiç. Ya senin eski tanıdıklarından, ya da senin arkadaşlarının tanıdıklarının birisinden selam getirmiştir. Korkma canını da sıkma. SGK müdürü yeni geldi ya Aydına muhakkak tanışmak için, ya da bir selam iletmek için size gelecektir.
-          Keşke abim öyle olsa, yüreğime su serptin. Der ama yinede içindeki sesin birisi onun SGK ya borcu nedeniyle, içine inceden bir korku salarken; sesin diğeri, egosunu okşayacak şekilde “Hadi yine iyisin, bak koskaca SGK İl müdürü işyerini ziyarete geliyor. Birde tanıdık birinden selam getiriyorsa, değmesinler keyfine” diyordu. Bu iki sesin arasında gitti geldi bütün gece. Uykusu da kaçtı uyuyamadı. Yarın olsun hayır olsun, diye yatığında ve uyumaya çalıştığında en fazla bir saat sonra uyanıyor. Kalkıp gezip geliyor tekrar yatağa giriyor uyumaya çalışıyordu. Sabahı böylece diri tuttu. Her kalkışında da dualar ediyordu SGK ya borcunu ödetsin diye Allah’a.
Ertesi gün oldu işyerine erkenden gitti ve işlerini takip ederken aklı hep oradaydı. Ve vakit geldi. SGK İl Müdürü Kaşif KILIÇ, İl Müdür Yardımcısı Mehmet DİŞÇİ ve Nazilli İlçe Müdürü İbrahim ERFİDAN işyerine geldiler.
-Buyurun efendim hoş geldiniz.
-Teşekkür ederiz hoş bulduk. Müsaitseniz sizinle sohbet etmeye ve bir çayınızı içmeye geldik.
-Bizi onurlandırdınız efendim buyurun odama geçelim. Odaya geçildikten sonra
–Efendim ziyaretinizin sebebini öğrenebilir miyim?  
--Durun beyefendi önce bir tanışalım sohbet edelim daha sonrada ziyaretimizin sebebini konuşuruz. İşleriniz nasıl iyimi?
--Müdürüm nasıl anlatsam bilmiyorum iyi diyelim iyi olalım ama, geçen sene 15 kuruştan portakalını satan, karpuzunu 20 kuruşa satan, zeytin yağının 4 ya da 4,5 liradan satan köylüye bir şeyler satmakta zorlanıyoruz. İnşallah bu sene mahsulleri para ederde onların alım gücüne orantılı bizlerinde işimiz iyi olur.
- İnşallah beyefendi, inşallah. Bu arada çaylar gelir içilir konuya girilir.
       -Beyefendi siz oldukça uzun bir süredir bizi ihmal etmişsiniz borcunuz faizleri ile birlikte bir hayli çoğalmış. Bize borcunuzu nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz? İş yeri sahibinin devlet erkanından, hele borcu olduğu dairenin il müdüründen bu güne kadar duyduğu en nazik cümleydi bu.
       - Efendim biliyorum, neyim var neyim yoksa SGK ya borcumdan dolayı hacizli. Başka bir kurumun sigorta borcundan dolayı da maaşımın dörtte biri sizin kurumunuzca kesiliyor. Geçmişte başımıza gelen olaylardan dolayı da çok zor şartlar yaşadık, yaşıyoruz. Ben size karşı kurumunuza karşı çok mahcubum. Gerekirse benim işletmemi kurumunuza vereyim yeter ki size olan borcum ödensin, bende öbür dünyaya millete borçlu olarak gitmeyeyim.
      - Beyefendi biz sizin işletmenizi almaya kapatmaya size ve çalışanlarınızı zarar vermeye gelmedik. Sizde bize hak verirsiniz ki, siz bizi çok ihmal etmişsiniz birkaç kez yapılandırmış bir miktar ödemiş sonra ödeyememişsiniz. Biz sizin nasıl ödemeyi düşündüğünüzü sormaya geldik.
      - Efendim ben bu borcumu ayda …… TL olarak ödesem. Birde mevcut sigorta ödemelerimi …….TL olarak yapsam. Ayda ……TL olarak ödeyebilirim başka türlü ödeyebileceğimi sanmıyorum. İşlerimiz çok kötü. Bu rakamlar çok az bizim sınırlarımızı aşıyor. Ayda …. TL kadar öderseniz ancak kabul ederiz
     -Efendim mümkün değil o kadar parayı her ay ödeyemem, gerekirse bir memurunuzu oturtun işletmeme sizde görün gelir durumumu. Bu ay elemanların maaşını bile ödeyemedim. (Adam üzüntüden ağlamaklı olmuştu)
      - Olur mu öyle canım, biz size güvenmiyor değiliz.  Bakınız beyefendi biz size bir düşünme süresi verelim. Düşünün, çare arayın ve bize bir ödeme planı getiriniz. Bu ödeme miktarı bize verilen yetkileri aşmasın.
      - Tamam efendim sizin bu iyi niyetli yaklaşımınız nedeni ile olağan üstü gayret gösterip, çare arayacağım. Bu borcumu inşallah kapatabilirim. Değilse devlet benim borcuma karşılık olarak bana ya ortak olsun, ya da iş yerimdeki demirbaşlarımı, borcuma karşılık alsın. Bende bu borçtan ve vicdan azabından kurtulayım.
      Alacaklı olan devletin kurumu SGK yetkilileri o kadar candan samimi ve nasıl çözüm bulabiliriz mantığı ile iş yerini ziyaret etmişler ki, alacaklı gibi değil de, sanki borçlu alçak gönüllülüğüyle, iş yeri sahibini rahatlatmışlar, ona bu yaklaşımları ile devletin bu güne kadar hiç görünmeyen yüzünü göstermişlerdi.
İş yeri sahibi de borcunu nasıl ödeyebilirim diye çare ararken, bu olayı bana oldukça  duygusal bir  biçinde anlattı. Bende ondan izin alarak, anlayabildiğim kadarı ile, siz okuyucularıma aktardım.
        Hoş geldiniz,  SGK İl Müdürümüz Sayın,  Kaşif KILIÇ bey ilimize, Teşekkür ederim İl Müdür Yardımcımız Mehmet DİŞÇİ bey size, Size de teşekkür ederim Nazilli ilçe Müdürümüz İbrahim ERFİDAN bey. Devletin bize, bu güne kadar hiç görünmeyen nazik, kibar ve anlayışlı yüzünü gösterdiniz ya, ölsek de, İflas etsek de, İş yerlerimiz kapansa da gam yemeyiz artık. Düne kadar özel sektör düşmanı gibi davranan mantıktan uzaklaştınız ya bu yeter bize. Asarız, keseriz, haciz ederiz, iş yerinizi kapatırız, hemen öde bu borcunu diyen mantığı sildiniz ya kafamızdan. “Ne haldesiniz, biz yerinde görmeye geldik” dediniz ya bize sağ olun, var olun.
       Bize Devletin nasıl olması gerektiğini, devletin fertler için var olduğunu, borcumuzu ödediğimizde, aslında borcunu ödeyenlere karşı adaleti sağladığınızı anlattınız ya bize, Allah sizden razı olsun. Mahcup ettiniz bizleri. İnsanlığınızla çok büyük mesajlar verdiniz. Saygılarımızla.   Mehmet KIZILASLAN 2012-12-05    
         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder