Özellikle dikkatinizi çekmek için
yazdım bu başlığı ama okuduktan sonra hak verenlerinizin, hak
vermeyenlerinizden kat, kat çok olduğuna göreceğim.
18 Mart 1915 te, eskilerin deyimi
ile Yedi düvele karşı, şimdilerin deyimi ile Emperyalist işgalci, Avrupa’ya
karşı verilen savaşta başarı kazanmış ve bu gün var oluşumuzu o gün ölenlere
borçlanmıştık.
Borçlandık, çünkü bu ülke bize,
Atalarımızdan emanetti, miras değildi. Çocuklarımıza bırakmamız için emanet
verilen topraklardı.
Biz ne yaptık emaneti?
Koruyabildik mi
emperyalistlerden?
İşgal edilmedi mi ülkemiz onlar
tarafından?
Tam bağımsız hale gelmiştik, Cumhuriyetin ilk 10 yılında. Şimdi ne
haldeyiz?
Kendi kendine yetebilen 10
ülkeden biri durumundaydık. Şimdi, Saman ithal etmiyor muyuz?
Yabancı ülkelerin ajanları her
yerimizde gezinmiyor mu?
Bakanlıklarımızın içlerinde bile CIA nın, girilmeyen odaları yok mu?
Her işimize Emperyalist ülkeler
karar vermiyorlar mı?
Seçilebilmek için yöneticilerimiz
Emperyalist ülkelerin kralı ABD den icazet almıyorlar mı?
Dış yardım almaya başladığımızdan
beri, hangi alanlarda yatırım yapacağımıza onlar karar vermiyorlar mı?
Tamamen Türk yapısı olan bir
otomobilimiz olmadığı halde kara yollarına yatırımlarımız sürmüyor mu?
Üretime dair hiçbir gelişme yok iken tüketime dayalı ekonomik sistemi
kurmadık mı?
Madenlerimizi, petrollerimizi
henüz kendimiz üretebiliyor muyuz?
Çanakkale’de şehit düşen
çocuklara, sübyan ordularına rağmen; günümüzde Vatana, Millete, saygısız,
binlerce gencimizi eğitimimizle, vatan haini haline bizler getirmedik mi?
Üreten köylümüzün efendi olduğu durumlardan, üretmeyen ve onların
sırtından geçinen, asalak aracıları, burjuva haline biz getirmedik mi?
Memleketimizi kan gölüne çeviren
ve hamasi nutuk atarak, gariban çocuklarımızın, şehit olmalarını sağlayanların,
çocuklarının hiç birisinin askerlik yapmadıklarını bilmiyor muyuz?
Devlete ve millete ait ve bizi on
yılın içinde ekonomik bağımsızlığa kavuşturan tüm fabrikalarda, teknoloji
yenilemediğimizden dolayı; satarak ya da yandaşlarımıza hibe ederek, her şeyi
ithal eder duruma, biz getirmedik mi?
Bankalarımızın Neredeyse tamamına yakınını yabancılara biz satmadık mı?
Kooperatifçiliği batırarak
üretenlerin sonunu biz hazırlamadık mı?
Haberleşmemiz emperyalist güçlerin elinde değil mi?
Esnafımızı, köylümüzü,
memurumuzu, işçimizi, yabancı bankaların kapısında ipotekleyip, ağzını
açamayacak duruma biz getirmedik mi?
Sonunda halkımızın her ferdini,
borçlandırıp, geleceklerini satmalarına sebep olmadık mı?
Tersanelerimize girilmedi mi?
Hasılı o gün tam 101 yıl önce
Çanakkale’den geçmelerine izn vermediğimiz Emperyalizm, bizi birbirimize
düşürmedi mi?
Yani artık Emperyalist güçler tankları ile topları ile giremedikleri
ülkemizin bağrına, sermayeleri ile girip;
bağdaş kurup, ha bire, bizi hançerleyip durmuyorlar mı?
O halde Çanakkale geçilmedi mi?
Okurlarım, bizi aptal yerine
koyuyorlar.
Haberiniz olsun biz, hamasi nutuk
atanlar tarafından, aptal yerine konuluyoruz.
Çanakkale çoktan geçildi.
O İki Yüz Elli Bin ana kuzusu,
kınalı kuzu boşuna öldü, boşuna şehit oldu.
O yiğit insanların torunları bizler olamayız.
Çünkü biz onların emaneti koca
ülkeyi peşkeş çektik emperyalist güçlere. Yedi düvel ülkemize girdi hem de her
yönden girdi.
Biz onların o imkânsız şartlarda,
çakaralmaz silahlarla, kazandıkları Vatan topraklarını, parayla satmıyor muyuz?
Çanak kale geçildi kardeşim kendimizi kandırmayalım.
Mehmet Kızılaslan 2016-03-18
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder