11 Aralık 2010 Cumartesi

İŞKENCECİ HANEFİ AVCI VE EMRİNDEKİLER 14

       

      Aslında Kenen Evren Ve arkadaşlarının mantığına göre Bu tutuklulara verilen tayınlar bile çoktu. Çünkü onlar bu gençlerin hepsinin asılması gerektiğine inanıyordu. Onlar beslenmemeliydi. İşkencelerden sonra ilaç verilmemesi, ölüme terk edilmesi bu mantığın ürünüydü. “Asmayalım da besleyelim mi” lafı sayın darbeci başı Kenen Evrenin en önemli sözlerinden ikincisiydi. Birinci sözü de, Darbenin yapılması için “ Şartların olgunlaşmasını bekledik” sözüydü. 
     Bir ülkede, hükümet tarafından olağan üstü yetkilerle donatılmış olacaksınız, olağan üstü hal yasasını neredeyse ülkenin yarısına yayacaksınız, Genel kurmay başkanı olacaksınız; siz sokaktaki eylemlere engel olamayacaksınız!.. Bunu sokaktaki saf gariban cahil vatandaşımıza bile inandıramazsınız. siz sokaktaki olayların müsebbibi siniz. Olaylara katılan gençlerin eline verilen silahların seri numaraları bile arka arkaya olacak. Çünkü bu silahları da onlara siz verdiniz birbirlerine sıksınlar ve sokaktaki ölü sayısı günde otuz beşlere çıksın ve “ şartlar olgunlaşın da darbe yapalım”diye. Millet de sizi darbe yaptığınız için kucaklasın.
     İşte bunu yedi milletin, yarısından fazlası. Sizi kurtarıcı olarak gördü. Sizler ve sizlerin k…. Hanefi Avcı gibi işkence uzmanları, darbeden sonrada işkence tezgahlarında günde elli kişiyi katletmeye başladınız..
    Ülke korku ve kaos ortamına sürüklendi. Herkes çevresindeki kişisel husumeti olan komşularını bile terörist olarak şikayet etti. Sağlam gidenler sorgulamalar sonunda ya sakat ya da ölü olarak geri geldiler evlerine. Ya da  hiç geri gelmediler bir yerlere gömüldüler. Çünkü Hanefi AVCI gibilerinin gazetelere servis ettiği ve manşetlerde yayınlanan haberlerde “polisle teröristler arasında çıkan çatışma sonunda, A.B. ve C.D. ölü ele geçti. D.F. ve F.G. kaçtı yakalanamadı.” Kardeş kaçtığını iddia ettiğin D.F ve F.G.yi nasıl belirlediniz? Çünkü onu önce annesinin babasının yanında sizler gözaltına aldınız. İşkencede öldürdünüz. Bilinmeyen bir yere gömdünüz. Sonrada bu haberi gazetelere servis ettiniz.    
    Millet bunları hiç öğrenemedi. Senelerce önce birkaç kez yerel gazetelerde yazdığım APO eşkıyasına Devlet eliyle bir örgüt kurduranlar ve sol dernekler arasından istihbarat bilgileri alıp, Milli İstihbarat teşkilatına aktarsınlar diye üniversite öğrencileri arasına salanlarda sizlersiniz.
   Yıl 1976 yılı olmalı, Yer  Ankara dış kapıda bir yer, içeride solcu dernekler toplantı yapacak. Biz birkaç arkadaşımızla salonun önünde bekliyoruz. İçeriden tekme tokat birkaç genç dışarı atıldı.
-Neden kavga ediyorlar. Kim bu döverek dışarı attıkları gençler? Yanımdaki arkadaşım benden daha meraklı gitti sordu geldi.
-abi bunlar APO cuymuş
- Apo cularda kimmiş yahu?
-Abi İstihbaratın başındaki birinin kızı olan Kesire ile Apo diye birisi evlenmiş ermeni birisiymis, adı Apdullah Öcalan. Onun kurduğu dernek üyelerini atmışlar dışarı. Siz solcu olamazsınız, siz istihbaratın, devletin ajanısınız diye atmışlar salondan.
   Ben bu olayı yerel gazetelerimizin birkaçında senelerce önce bahsetmiştim.
  Büyük bir ihtimalle Hizbullah örgütünün kurulmasında fiilen yer aldığı iddia edilen Hanefi AVCI gibi birileri de, Kenen EVREN ve arkadaşlarının emriyle, o zamanlar APOCULAR adıyla bilinen PKK yı kurdurdular, “Şartların oluşmasını” sağlayıp ihtilal yapabilmek için. Bugünlerde bazı televizyonlarda bundan bahsetmeye başladılar.
     Düşüne biliyor musunuz değerli okuyucularım. Darbe yaparak memleketin köşe başlarına ve kaynaklarına çöreklenebilmek için; birileri PKK nın kurulmasına ön ayak olacak. Birileri sağcılar ve solcular olarak gençlerimizi bölecek. Birileri her iki tarafa da silahları ve mermileri verecek. Birileri Alevi Suni orak milleti kamplara ayıracak. Birileri onlar arasına düşmanlık pompalayacak. Birileri sokaklarda her gün 12 eylüle kadar, otuz beş gencimizin canını alacak. Bunları tezgahlayanların başı da bu cahil milletin gözünün içine baka, baka “ şartlar olgunlaştığında” Darbe yapacak ve aynı gün sokaklarda kan duracak.  Bu seferde Kenen EVREN in emri ile kurulan ve Başlarına Hanefi AVCI gibilerinin geçtiği işkence hanelerde her gün, aydın, okumuş, olup bitenleri gören, dur diyebilmek için örgütlenen, akıllı sağcı yada solcu gençlerden en az elli tanesi can verecek.
    Bu tezgahı kimin kurduğunu tahmin etmek çok kolay. Bu tezgah sonrası Ülke kaynakların başına çöreklenenlere bakınız. Bu tezgahlar sonrası servetleri artanlara bakınız.  Servetlerini nereden bulduğunu sorduğunuzda “ çocuğumun sünnetinde, oğlumun düğününde ya da yazdığım kitapların gelirinden elde ettim diyeceklerdir.       
  ARTIK BU YAZI DİZİSİNE SON VERİYORUM. NEDENİ YÜREK ACILARIMA DUR DİYEMEMEM. HER YAZDIĞIM YAZI BANA ACI VERİYOR. SİZLERİDE ARTIK ÜZMEK İSTEMİYORUM. BİNLERCE İŞKENCE HİKAYESİ DİNLESENİZDE YÜREĞİNİZ HUZUR BULMAYACAK. BENDE YÜREGİMİN ACILARINA DUR DİYEMEYECEĞİM O HALDE ACINASI O İNSANLARI TANIDINIZ YA BU YETER ZANNEDİYORUM    Mehmet KIZILASLAN 2010 /12/ 09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder