31 Aralık 2010 Cuma

UTANMASALAR NAZİLLİYİ KÖY YAPACAKLAR

                     
    Nazillinin meselelerine dön hocam.
“Aynı şekilde şöyle bir nazilli gündemini değerlendirsen. Neler oluyor? Neler Bitiyor? ülke gündeminden Nazilli gündemine gelsen. Yazılarınızı zevkle okuyoruz. Kalemine sağlık.” Diyen ve yazılarımda, Nazillinin meselelerini duymak, okumak isteyen eleştirmenlerim var.
   Eğer nazillinin meselelerini anlatmaya başlarsam, birçok arkadaşım, birçok tanıyanım, üzülecekler. Bense artık üzüntü veren şeyler yazmak istemiyorum. Ne arkadaşlarımı üzmek, nede kendim üzülmek istemiyorum artık.
    Bu yazımda neden bu başlığını koyduğumu ve bundan sonra neden Nazillinin yerel meselelerini çok zorda kalmayınca yazmayacağımı bir kez daha anlatacağım.
     Ben hasbelkader köşe yazarı olmuş, iyi düşündüğümü zannettiğim ve düşüncelerimi aktarırken kural tanımayan, buna imla kuralları da dahil, çünkü bilmiyorum. Ancak konuştuğum gibi yazan bir arkadaşınızım.
     Yazılarımı yazarken yapılması gerektiği halde yapılmış, olması gerektiği gibi halledilmiş konuların, köşelerimde yer alması gerektiğine inanmıyorum. Çünkü onlar olmalıydı, yapılmalıydı, yapılmıştır da.
     Bir banka memuruna işimizi yaptığı için anında teşekkür ederiz ama onu köşemize taşımayız. Belediye Başkanımıza, Kaymakamımıza, ya da başka yetkilimize yaptığı işlerinden dolayı köşemizde yer vermemiz yağdanlık lık olur düşüncesindeyim.
     Köşe yazarları, yapılmayanları yazar, nasıl yapılması gerektiğini anlatır. Ne den yapılmadığını sorar, sorgular.  Muhabirler ise yetkililerin yaptığı her şeyi kaleme alır, nerede nefes aldı, nerede elini yıkadı, onu dahi haberlerinde anlatabilir. Muhabirlerin bu yaptıklarına  alıştığımızdan dolayı, doğru görülebilir ama, bunun bile doğruluğunu tartışmak isterdim sizlerle.
    Bir köşe yazarı asla köşesine bir yetkilinin yapması gerekenleri yaptığını, anlattığı yazıları taşımaz, taşımamalıdır. Bu benim doğrum. Sizler ne düşünürsünüz bilemem.
    Belediye başkanı Haluk ALICIK benim hem arkadaşım, hem dostum. Onun yaptıklarını anlatmaya kalksam herhalde bir kitap yazarım. Bunu yaptığım zaman, Dostum Haluk ALICIK mutlu olur mu? Olmaz, olmamalı. O da birçok konuda benim gibi düşündüğü için bunu yaptığımda utanır. Yüzü pembeleşir. Hatta “yapma abi beni şımartma” der. Bende ona “dostlar dostlarının yanında şımarmalı” derim. Ama yapması gerekenleri yaptığı için ona köşemde yer vermem, veremem. Benim ona yapmadıkları konusunda köşeme taşımam gerekir ki, onları da sohbetlerimizde kendisine ilettiğim için köşeme taşıma gereği duymuyorum.
    Kaymakamımız Caner YILDIZ a gelince o da çok çalışkan ve senelerdir Nazillimizin neredeyse yarısının akrabası gibi, yakını oldu. Gerek fonlardan aktarılan paraların adil ve yerinde kullandırılması, gerekse görevindeki ve her konudaki duyarlılığından dolayı onu da köşeme taşımam doğru olacağını düşünmüyorum. Değerli kaymakamımız da tecrübelerinden ve aktifliğinden dolayı birçok bürokratımızdan ve vekilimizden daha hareketli ve çalışkan. Olumsuzluklarına gelince alanıma giren hiçbir yanlışı olmadığından dolayı onu da yapması gerekenleri yaptığından dolayı, köşeme taşımam yanlış olur.
    Vekillerimizi köşeme zaman, zaman taşıdım. Onların bazıları yazdığım yazıların ağırlığından olsa gerek beni anlayamadılar. Bazıları mahkemeye vereceği blöflerini bile yaptılar. Ya mensubu oldukları partilerin genel merkezlerinin ufuklarının genişliğinden, ya da yazdıklarımın doğruluğu onların blöflerini geri almalarını sağladı. Yazdığım doğrular hoşlarına gitmese de, daha dikkatli ve düzgün çalışmalarını sağladığımız zamanlar oldu.
     Hükümetin yaptıklarını da köşeme taşımam doğru olmaz. Onlarda yapmaları gerekenleri yaptıkları için görevlerini ifa etmişlerdir. Onlara da yağdanlık olmam. Yapmadıklarını, yapmaları gerekenleri, yazarım. Yaparlarsa görevleridir. Yapmazlarsa, eksik hizmetten benim nezdim de suçludurlar.   
    Benim amacım yanlışların düzeltilmesi. Bütün köşe yazarları gibi, iyi bir Nazilli, Gelişmiş bir Aydın, Yaşanılmasından mutlu olunan bir Türkiye istiyorum.
     Nazilli adında büyük bir ilçede yaşamak istemiyorum, Nazillinin defalarca dillendirdiğim sorunlarına takılıp kalmak da istemiyorum artık.  Aydının Meselelerini yazmayı da düşünmüyorum orası da benim yaşadığım ilim. Artık oraya da ilim demek istemiyorum.
     Nazilli, Kurtuluş Savaşında Demirci Mehmet Efesi ile,
     Aydın, Cumhuriyet den sonra, Adnan MENDERES iyle, Ülkenin geleceğine yön vermiş büyük insanların, Küçük diyarıdır.
     Bu diyarda yetişen büyük insanlar Tüm Ülkenin geleceğine yön vermiş insanlardır. “Bakmayın bu günlerde, bu diyarın büyük gibi göründüğüne, insanların küçülmeye başlaması diyarın büyük görünmesine sebep oluyor herhalde.”
   Bizim görevimizde tüm ülkenin geleceğine dair çözümler ve öneriler üretip, onları tüm okuyanlarımızla paylaşmak ve toplumumuzun ufkunu açmaktır.
      Bir kişiyi eleştiriyorsak o kişinin nezdinde sorunun temel çözümüne dikkat çekmektir düşüncemiz. O zatı muhterem biliniz ki bizim belki de kadim dostumuzdur.
      Eğer bir olay anlatıyorsak, olayın kahramanlarını eleştirmek ya da yüceltmek düşüncemizin ötesinde amacımız; o olayın altındaki büyük gerçeklerdir dikkatinizi çekmek istediğimiz.
      Bizim asıl sorunumuz ve muhatabımız biliniz ki SİSTEMLERDİR. Eğer sistemlerin yanlışlarını gösterebilir ve bu yanlışları ortadan kaldırabilirsek, inanıyorum ki, Nazilli Büyük ilçesi ile, Aydın ilinin sorunları da Ülkemizle birlikte düzelir, çözülür.
      Nazilli nin büyük ilçe olarak kalması, Aydının da gelişmemiş bir il olarak kalmasını getirdi.
      Halbuki geçmişteki AYDIN MİLLET VEKİLLERİNİN beyinleri, Demirci Mehmet Efe veya Adnan Menderes gibi büyük olsaydı; “NAZİLLİ İL, AYDIN da BÜYÜK ŞEHİR ” olurdu. Ne yazık ki olmadı. Onlar tarafından engellendi. Bugün bazı ilçelerimizin alt yapısının engellenmeye çalışıldığı gibi.  
      Diğer yandan Cizre nin ve Yüksekova nın il olmasından bahseden iktidar, acaba Nazilli yi ne zaman dikkate almayı düşünecektir. Bizler de Ege Bölgesi olarak Özerkliğimizi istesek, köylerimizi de il yapmayı düşünürler mi acaba yetkililer ha ne dersiniz?  
             Saygılarımı sunuyorum                                               
                                                                         Mehmet KIZILASLAN    2010-12-31
              

1 yorum:

  1. il sayısı ne kadar artarsa aynı orantıda milletvekili sayısıda artacak herşey önceden planlanmış Fethiye ve Alanya gibi turistik ilçelerimiz hala il olmuş deği.menfaat çıkar iişkilerinden dolayı ülke bu halde.hayatta tek hakikat o da menfaat.

    YanıtlaSil